BolununSesi, Bolu halkının vicdanının sesi

İlahi adalet, bırak da bize kalsın!

İlahi adalet, bırak da bize kalsın!
    18 Mayıs 2024

    Kamuran Alagözoğlu'nun 20 sene önceki yazısı İlahi adalet, bırak ...

         Tarihe damga vuran yazılar:      

         Kamuran Alagözoğlu'nun 20 sene önceki yazısı;    

         16.06.2003      

         İlahi adalet, bırak da bize kalsın!

           Hacı Müdürümüz Uğur Gür geçen hafta yaptığı yazılı basın açıklamasında, kendisini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermiş. Açıklamanın sonunda da, "İlahi adalet insanı elektrik çarpar gibi çarpar" diyerek İlahi adalete sığınmış.

          -"Beşeri adaletten uzak olan, İlahi adalete sığınırmış" diye bir söz vardır. Koskoca bir ilin Emniyet Müdürü İlahi adalete sığınıyorsa, vatandaş olarak biz nereye sığınalım?

            Uğur Gür'ün makamından "Yazdın yazdın ! Eline ne geçti!" diyerek şahsıma bilek hareketi çektiğini, süründürmekle tehdit ettiğini şahitlerle ispatlamama rağmen, Valilik soruşturma izni vermediği için kendisine yargı yolu bile açılmadı. Daha önce de belirttiğim gibi, bu konuda haklılığımı ispat etmek amacıyla, soruşturma izni verilmesi için geçtiğimiz hafta Bölge İdari Mahkemesi?ne başvurdum. Valiliğin yargı yolunu neden engellediğini de halen anlayabilmiş değilim.

           -Görüldüğü gibi adaletin yerine gelebilmesi için, Valilik engeline takılmış bulunmaktayım. Bu durumda bırakın da İlahi adalet bari bize kalsın Sayın Müdürüm!

           Benden uyarması !

           İzzet Baysal Caddesi'deki kaldırımlarda yayaların yürüyüşünü engelleyen ve insanları caddede yürümek zorunda bırakan reklam panolarının hemen kaldırılması gerektiğini, gerekçeleri ile birlikte yazdığım uyarı yazıma Belediye'den hiçbir yanıt gelmedi. Belediye bu konuya kulak şapırdatırken, Bu yazımdan sonra vatandaşlardan olumlu yönde tepkiler aldım.

            -Belediye kulak şapırdatadursun, ben son kez uyarmış olayım.

            Türk Filmi gururla sunar

            F tipi cezaevine acemice cep telefonu sokmaya çalışan bir kişi Jandarma tarafından cezaevinin önünde, diğeri de kaçarken Abant Sapağı'nda yakalandı. Akşam televizyonda bu olayla ilgili haberi seyrederken, aklıma eski Türk Filmleri geldi. Operasyon bittikten sonra olay yerine gelen Emniyet Müdürü Uğur Gür, operasyonu bizzat yönetiyormuş gibi yaparak elindeki telsizi sık sık ağzına götürüyor. Bir taraftan da "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir!" dercesine el kol hareketleri ile polisleri yönlendiriyor. Kamera sürekli kendisini çekiyor. Arada bir tarlalara doğru koşan polis memurları görüntüleniyor. Anlayacağınız Uğur Gür üzerine yazılan senaryo, başrol ve figüranları ile birlikte tam bir Türk Filmi'ni andırıyor.

          -'Kral çıplak' diyemeyen bir basın organı olmadığımızı ve kül yutmayacağımızı herkes biliyor. Halkımız, seyrede seyrede kabak tadı vermeye başlayan bu tür filmleri artık seyretmek istemiyor.

            Bolu huzurlu bir kentmiş (!)

    İl Genel Meclisi?nde bir konuşma yapan MHP'li Meclis Üyesi Mustafa Tunca yüreklilik göstererek Vali Mehmet Ali Türker'e, Bolu'da asayişin sağlanamadığını ve halkın huzursuz yaşadığını söyleyerek, "Huzur var diyorsanız, sizin istihbaratınız çalışmıyor demektir" demiş.

           Vali Türker ise oldukça ilginç ve düşündürücü cevabında, "Bolu huzurlu bir kent. Bolu'da nerede hırsızlık oluyor? Geçenlerde üzücü bir olay oldu. Olmasını hiç temenni etmezdik ama oldu" demiş. Ayrıca geçen sene dayak yiyip kendisine şikayete gelen MHP'li Meclis Üyesi Mehmet Öztürk'e de, "Yediğin dayak helal olsun" dediğini tekrarlamış.

           -Sayın Valimiz hala daha Bolu Halkı?nın huzurlu yaşadığını savunabiliyorsa, bizimde kendisine; "Size de helal olsun !" demekten öte elimizden bir şey gelmiyor.

    • Mühendis CE20 Mayıs 2024 . 09:49

      Okurken bir Aziz Nesin hikaseyisi zannettim yazıyı... Sosyal hayatımızı nasıl da gerçekçi bir şekilde hikayeleştirmiş rahmetli.. Işıklar içinde uyusun... Sizde bu tür yazılarınızı hikayeleştirip kitap haline getirebilirsiniz Kamuran bey. Gelecek nesiller de ders alır. Kaleminize sağlık.
    • Durmuş19 Mayıs 2024 . 23:07

      Dünden bugüne değişen birşey yok dün ne ise bugünde hep birlikte yaşıyoruz ve tanık oluyoruzki gücü eline geçiren dünyayı ben yarattım havasında oluyor.İlahi adalet insanların tek tesellisi
    • Ne bilek! (2)19 Mayıs 2024 . 08:08

      uğunuz yerdir. Yaşamınız süresince hep aynı kişi olarak kalıp kalmadığınızdır. Hayat sizi değiştirse de başkalaşmamanızdır. Mesele, herkesi kendinizle eşit görmek, tüm insanların gözlerinin içine sımsıcak bakarak onlarla sadece toka yapmak için sallamaktır bileğinizi. İnsanlardan bir insan olmaktır. Hayatın bütün erdemi, hafifliği, sıradanlıktadır, unvansızlıktadır, eşitliktedir. Beşeriyetin kaftanını sırtınızdan çekilip aldıklarında sizden geriye kalandır önemli olan. İtibar, parayla, ünvanla satın alınacak şey değildir. Mesleğinizde kaleminiz, gücün değil hakkın emrinde olduğu sürece bileğinize sağlık Kamuran bey. Nihayetinde herkes için nihai hükmü, tarihin yaşlı yargıcı Zaman verecektir. Aldırmayın. Sudur, akar durulur; Yeldir, eser savrulur; Hakikatin koluna; Kelepçe mi vurulur?
    • Ne bilek !18 Mayıs 2024 . 23:56

      20 sene gerideki mesele! -İstisnalar hariç- değil 20 sene, 200 sene, 2000 sene de geriye gitseniz tarihte "devlet" gücüne bürünen herkes "HALK"a tepeden bakmıştır. Halk'ın tepesine çıkmıştır çünkü. (Güç yozlaştırır, mutlak güç, mutlak yozlaştırır/L.Acton) Sokaktan, halkın arasından, sıradanlıktan çıkıp ünvanlara bürünmüş, gücü kuşanmış bir kişinin samimiyetinden, gözlerinin ışıltısından emin olamazsınız. Çünkü artık onun eşiti değilsinizdir. Eşiti olmadığınız için dostu da olamazsınız, kolunu tutamaz, oturup gülüşüp elinizi dizine vuramazsınız. Siz ondan daha değerli olsanız da o sizden daha önemlidir artık. Yönetilenlerin seviyesinden yükselerek sınıf atlamış, yönetenler katına çıkmıştır. Yönetilenlerin yönetenlere karşı tek bir görevi vardır:Haddini bilmek! Dolayısıyla insanlar birbirinin eşiti olduğunda "bilekler" toka yapmak, boyuna sarılmak, koluna girip birlikte kahkaha atmak için hareket ettirilirken, yönetenlerin sınıfına geçince başka türlü hareket ettirilebilir. (sadece bilekler değil, bütün uzuvlar fütursuz hareket serbestisi kazanırlar) "Hak" olmasa da "Güç" budur işte! Değerli olan; haklı olan olsa bile, önemli olan; güçlü olandır! Tarih denen bu iniltili şey, zaten gücün tarihidir, hakkın değil. Önemli olanın tarihidir, değerli olanın değil. Ancak, önemli olan, tüm bu tarih üzerinizden esip geçerken her dâim sizin durd
    • murat18 Mayıs 2024 . 23:16

      Kalemine yüreğine sağlık Kamuran bey
    • Köylü 18 Mayıs 2024 . 17:17

      devletin adaleti onları koruyormuş olacaktı yanlış olmuş özür dilerim
    • Köylü 18 Mayıs 2024 . 15:05

      gelişmiş ülkeler haklarını hukuklarını hiç bir zaman ilahi adalete sevketmezler Allaha havale etmezler devletin adaleti hukuku onları korkuyormuş

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

    Erpiliç

    GÜNÜN SÖZÜ

    Az şey bilirsek bir şeyin doğru olduğuna emin olabiliriz, bilgi artınca şüphede artar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak