BolununSesi; Halkın Gazetesi

Yine bir sızı var içimde..

Yine bir sızı var içimde..
    5 Kasım 2024

    YİNE BİR SIZI VAR İÇİMDE.. Bu aylar bize pek ...

    Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..Yine bir sızı var içimde..

         YİNE BİR SIZI VAR İÇİMDE..
    Bu aylar bize pek yaramadı..! Önce çocukluk arkadaşımız İsmail Özbaş'ı kaybettik Semerkant Mahallesinden, sonra Atilla Önal ağabeyi,.. Geçen gün de Reşat Bulut şaşırttı bizi ölümüyle..
    * * *
    Dünyaya gelenin ölmesi gerektiği gerçeği var bunu biliyoruz.. Hepimiz bir gün ölümle yüzleşeceğiz onu da biliyoruz.. Voltaire'in  'Ölüm Olmasaydı, Onu İcat Etmek Zorunda Kalırdık'' sözü de aklımızın bir köşesinde.. Ama yine de insan ne kendine, ne de sevdiklerine kondurabiliyor ölümü.. Yakıştıramıyor, arayınca açacak, yazınca cevap verecek sanıyor..
    * * *
    Babamın 1940 larda anneme gönderdiği mektuplar vardı.. Birini geçenlerde paylaşmıştım hatırlarsınız.. Şimdi önümde bir mektubu daha var rahmetlinin.. ''Vakıflar İdaresi'' antetli kağıda daktilo ile yazılmış bir mektup.. Aslında bu mektubu da paylaşacaktım bugün.. Hanım ''Etik değil'' deyince vaz geçtim.. Nasıl olsa çekineceğim kimse kalmadı diye düşünmüştüm.. ''Her şey bitti, sıra bizim mektuplara mı geldi lan keraneci'' diye kızacak babam da yok, onu işten geleceğine yakın dudağına ruj sürüp kapıda bekleyen annem de.. 
    *
        Elif gibi yanlızım..
        Ne esrem var ne ötrem..
        Ne beni durduran bir cezmim,
        Ne bana ben katan bir şeddem..
    *
          BABAM..
    50'li yıllardı.. Menderesli Yıllar.. Babam ''sürgün'' oldu diye havalara uçmuştuk.. Haritada ''Sürgün''ün yerini bulmaya çalışmıştık heyecanla.. Çocuğuz ya, anlamıyoruz.. Meğer Seben'e şutlamışlar bizi.. Eşyalar toplanıyor, sandalyeler üstüste konup bağlanıyor, yatak yorgan denk yapılıyordu.. Ertesi gün üstü çadırla örtülü bir kamyon kasasındaydık Seben yolcuları olarak..
    * * *
    Çantıklı pideli pazar kahvaltıları, pazar yıkanmaları, kış vakti salonda kurutulmaya çalışılan çamaşırlar.. Seben günleri.. Düşünüyorum da; ne günler geçirmişiz Seben'de.. Ne geceler, ne gündüzler.. Elektriksiz evler, bol çiçekli, kuş sesleriyle dolu bahçeler.. Ve akşamlar.. ''Yine bir sızı var içimde'' şarkısının evde koro halinde söylendiği akşamlar..
    *
        Yine bir sızı var içimde akşam oldu diye
        Gözüm acıyor, ağlarım hala bilmem niye..
    *
    Anadolu'nun ücra bir köşesinde memur olmak.. Eski Türk filmlerinin vazgeçilmez teması.. Ediz Hun'lu, Hülya Koçyiğit'li filmlerin.. Esnaf Lokantasında tek başına yemek yemek.. Bitişik kahvede okey taşı şakırtıları arasında gün boyu oturmak.. Radyo yok, televizyon yok.. Elektrik desen ha var ha yok.. Bazı mahallelerde var, bazılarında yok..
    * * *
    Kendisinden de dinlemiştim.. Vasfi Avlacıoğlu'nun ilk görev yeri de Seben'miş.. Onun 'Pompala Vasfi' lakabı Seben'de bulunduğu yıllardan kalmaymış.. Daha önce de yazmıştım bunları.. Akşamları kağıt oynadıkları lokalde Lüks Lambasının ışığı azaldıkça, Lambanın yanında oturan Vasfi abiye 'pompala Vasfi ! diyormuş arkadaşları.. Çok manidar bir lakap.. 
    * * *
    Ne zaman Vasfi abiye Teknik Elamanlar Lokalinde rastlasam, Behçet Nacar'ın ''Parçala Behçet'' filmi gelirdi aklıma.. Ve Vasfi Ağabey'in Kuleli Askeri Lisesi'nde Aziz Nesin'le aynı sırayı paylaştıkları, Vasfi abiye piyangodan çıkan 125 lira ile alemlere akmaları..
    * * *
    Vasfi Avlacıoğlu'nun Kuleli Askeri Lisesinde okuduğunu öğrenmek beni biraz şaşırttı yalan yok.. Emin Akman'ı duyduğumda da şaşırmıştım.. Bir de Aktarlar Çarşısı Esnaflarından Mustafa amcanın Kuleli Askeri Lisesinde okuduğu bilgisi vardı beni şaşırtan.. Aktarlar Çarşısına Koca Şekerciler tarafından girince sağdaki ilk dükkandı galiba onunki..
    * * *
           SAFFET ABİM..
    Biraz dertleştik Saffet abimle.. Ortaokulu ve Liseyi Bolu'da okumuş Saffet abim.. ''O zaman Ortaokul ve Lise bir aradaydı'' diyor.. ''Babam memurdu Bolu'da.. Son gittiğimde okulu da gördüm.. Pek değişmemiş.. Sınıfımda da aynı.. Bir tek radyo yayını yapılan odayı bulamadım.. “Burası kısa dalga 42 metre üzerinden yayın yapan Bolu Lisesi Radyosu” anonslarının yapıldığı.. 
    * * *
    ''Tarih dersimize Cemal Bey gelirdi.. Edebiyat Hocamız da Halim Yağcıoğlu.. Sonraları Fatma Teymuroğlu geldi.. Hasan Özer Bey'e  'Moment Hasan' derdik.. Niye öyle derdik, bilmiyorum.. Sonra gözünde ince tel gözlükleri ile hatırladığım tarihçi Cemal Bey vardı..''
    * * *.
    ''1962 yılında Erkek Öğretmen Okulu müdürü Osman Kırbaş'ın kurduğu orkestra ile fırtına gibi esiyorduk şehirde.. Bolu Lisesinden bir tek ben vardım aralarında.. Haydarlar henüz yok o zamanlar.. Tevfikler, Cengizler falan da yok.. Biz tek tabancayız..''
    * * *
    ''En son gittiğimde onu düşündüm.. Bir zamanlar girip çıktığım evler ne kadar küçükmüş meğer.. Sokaklar daracık, Bakkal Şükrü'ye giden yol iki adımlık mesafede.. Akpınar'ın o çık çık bitmeyen merdivenleri de öyle.. Ne o eski evler var şimdi, ne de o sokakları dolduran çocuk sesleri..''
    * * *
    Teppetciler'i, Esetbeyler'i, Alaboyunlar'ı, Kepekciler'i, Mehmetali Hocalar'ı da ben ekliyorum arkadaşın yerine.. Altındaki dehlizden komşu bahçelere geçmeye çalıştığımız Taşoluklular'ın evini.. Odalarından birinde ''Dertleri Zevk Edindim Bende Nese ne arar'' şarkısının sözlerinin yazıldığı.. Şimdi yerinde yeller esen..
    * * *
    Oo, saat 1,30 olmuş.. Sabah olmuş nerdeyse.. Burada bitirelim bari dostlar.. Hoşça kalın..
    Erdoğan MÜHÜRCÜOĞLU.. 05.11.2024..
     

    • Gulsen Eker6 Kasım 2024 . 21:38

      Alaboyunlarin bir torunu olarak yazınızı okumak beni çok memnun etti.Çocukluğumu mahallesi Sabahat teyzecim Allah rahmet eylesin.Sizlere de teşekkür eder yazılarınızın devamını dilerim.
    • mkaradaş6 Kasım 2024 . 09:35

      İyi insan...Atilla ÖNAL Allah rahmet eylesin.. mekanı cennet olsun.. Güzel ve mükemmel yazılarınızı zevkle takip ediyorum. Teşekkürler..
    • Dağkentli Öğretmen5 Kasım 2024 . 23:34

      Ne güzel yazıyorsunuz. Allah uzun ömür versin.
    • Ayla Timuçin5 Kasım 2024 . 23:27

      Her duyduğum isimle kalbimde bir sızı oluyor.Avlacılar bizimkilerin en aziz ahbabıydı,Emin Akman,Teppetciler,Aktarlar çarşısı,hele de Cemal hoca,bazı derslerinde keman çalardı.Taa o zamanlar.Serenad Tocelli yi.♥️Cantıklı pidelerin içi evde hazırlanır,çocuklardan biri fırına götürürdü.O çocuk hep ben olurdum ☹️."Keraneci"yi (aynen böyle söylenir)babamdan sonra ilk defa burada okudum...işte o sebeple içim cız etti.Ellerinize,beyninize sağlık

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

    GÜNÜN SÖZÜ

    Yapacağın işlerde nefsine meşveret et ve o ne derse aksini yap

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak