BolununSesi; Halkın Gazetesi

YEMEKTEYİZ'in DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Dumlu Demircioğlu

    30 Mart 2010

          Tahir Beceren 

     

       Hayatımda belki de tekrar yaşayamayacağım bir deneyimin ardından, rotamızı yeni maceralara doğru çevirmemiz kaçınılmaz. Kendimizi kuru bir yaprak misali sert rüzgarların önüne bırakacağımıza, gücümüzün yettiğince bir şeyler üretmek hedefimiz olmalı. Bu düşüncelerle kollarımızı sıvayıp hemen oldukça meşakkatli yolda belki bir başımıza belki de yoldaşlarımızla yürümeye çalışacağız.

        Öncelikle alacağımız ilk eleştiri şu olacak: Bildiğin işi yapsana kardeşim. Anlamadığın işlerde ahkam kesme. Sana mı kalmış? Sen kimsin ki?

         Biz de haddimiz olmayarak başladığımız bu işte dört elle sarılarak sonucunda yorgun ama mutlu, ya da başarısızlığın verdiği kırgınlık yaşamamız olası.

         Mutlaka kulağınıza çalınmıştır. Show TV'de yaklaşık 2 yıldır yayınlan makta olan "Yemekteyiz" yarışması sonunda Bolumuz'a geldi. 23-24-25 Şubat 2010 tarihinde Otel Köroğlu'nda seçmeler sonucunda yarışmacılardan biri de ben oldum. Aslına bakarsanız hiç seyretmediğim bir yarışmada yarışmacı olmak oldukça garip bir duygu. Çekimleri 01 Mart tarihinde başlayıp 05 Mart tarihinde biten program geçtiğimiz hafta yayına girdi ve zannedersem ilgiyle de izlendi. Programla ilgili bir şey yazmayacağım. İnsanların kimi sever kimi sevmez, beğenirler beğenmezler o ayrıca konuşulur.

         Show TV ekranlarında seçmelerin yapılacağı duyurusunda şöyle bir anons geçiyordu: Yemekleriyle ve Aşçılarıyla Ünlü Bolumuzdayız... Program yayınlandığında kentimizi tanıtırlarken ki anonsta ise Aşçılarıyla Ünlü Bolu'dayız diyordu. İki anonstaki fark çok önemliydi. Ünlü yemeklerimizin olmadığı ortaya çıktı.

         Yarışmacı olarak seçmelerin sonunda bizden sunacağımız mönü istendi. Bir Bolulu olarak kendimden emin mönü hazırlıklarına başladığımda şaşırdım. İnternet de dahil bildiğim kaynaklardan bulabildiğim tarifler de sınırlı idi ve bunlardan 2 tanesini mönüme aldım. Yarışmada da görüldüğü gibi üç gün üst üste keşli cevizli makarna yedik.

         Böylece tüm Türkiye "KEŞ"imizi öğrendi!

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

         BİLMEDEN AHKAM KESMEK

     

        Yerel gazetelerimizin birinde köşe yazarı arkadaşımız her halinden seyretmediği belli olduğu bir yarışma ve yarışmacılar hakkında yazmış. Yazısında ismim telaffuz edildiği için bir kereye mahsus olmak üzere kendilerini bihaber olduğu konu hakkında

    bilgi vereyim dedim. Çünkü bu tür polemiklerle ne vaktim var ne de birilerinin üzerim den prim yapmalarına izin vermek gibi niyetim.

         Gelelim sırasıyla arkadaşımızın yazdıklarına vereceğim cevaplara:

    1.  "Denizden babam çıksa yerim" sözü Karadenizlilere ait değildir. O söz Şafiilik mezhebinin kurucusu İmam-ı Şafii'nin sözüdür.

    2. Yarışmacıları hiç tanımadığını söyleyen arkadaş, çalıştığı işyerinde birkaç defa çay içip sohbet ettiğimizi unuttuğu gibi geçen gün yolda selam verdiğini de kendisine hatırlatırım.

    3. Yarışmada illaki yöre yemeği yapılacak diye bir şart yok. Mönüme uygun bulduğum iki lezzeti de misafirlere sundum. Bunlardan biri de Höşmerim tatlısı idi ve kendi yorumumla sundum. Eğer yarışmayı izlemiş olsaydı bize önerdiği yemeklerde bu tatlıyı sunmazdı. Dünya mönülerine girdiğini söylediği iki yemek hakkında da en ufak bir bilgisi olmadığı aşikardır.

             Bahsettiği yemekler, dünyaca ünlü şefimiz Cemal TÜRKAN beyin ekip şefliğinde 2004 yılında Bolulu Aşçılardan oluşturulan bir ekiple Valiliğimiz sponsorluğunda yapılan çalışmalar sonucunda piyasaya sürülen ticari yemeklerden birkaç tanesi olup bugün hiçbir restaurant mönüsünde yoktur. (Turistik Otellerimiz hariç)

             Eğer dünya mönülerinde olduğunu söylediği yemeklerimize hangi restaurantlar yer veriyorsa bırakın dünyayı Türkiye'den bir restaurant ismini vermesini beklememiz en doğal hakkımızdır, sanırım.

        Bu konu hakkında eğer bilgi kıtlığınız varsa şefimiz Cemal TÜRKAN beye bir telefon etmeniz yeterli olurdu. Bu yemeklerle ilgili bilgileri www.cemalturkan.com adresinden ulaşabilirdiniz.

    4.   Bununla birlikte bu yarışmanın hayranları tarafından facebook da  oluşturulan sayfalara şöyle bir bakıp yapılan yorumların şahıslara yapıldığını illerin mevzu bahis bile olmadığını görürdünüz. Yarışmanın birincisi de benim verdiği oylarla birinci olmuştur ve yaptığı yemekler de Konya yöresine ait yemekler değildir.

    5.    Çiğ et yemek konusuna gelince. Çiğ et yiyen kişi nasıl aç gözlü oluyor? Aç gözlü olmayan insanlara çiğ et yemek yemek yasak mı? Siz biliyorsunuzdur eminim. İtalyanların  "carpaccio"su  Japonların "sashimi"si gibi dünya yemeğini yiyen bir sürü aç gözlü insandan biri de Bolu'da.

    6.    Bizim ders almamızı tavsiye eden arkadaşıma da benim bir tavsiyem olacak. Yıllarca gazetecilik yapmış biri olan sizin öncelikle Türkçe dersi almanızı ve ardından yazacağınız konu hakkında bilgi sahibi olmak için araştırma yapmanızı şiddetle tavsiye ederim.

     

    Sağlıcakla...

    • Ahmet Karakaya30 Mart 2010 . 23:46

      valla tahir abi yazacağı konu hakkında bilgisi olmadan yazanların yazısı çokta dikkate alınmayacağını profosyoneller bilir..
    • goodspeed30 Mart 2010 . 23:14

      Bahsi geçen diğer yazıyıda okudum.Tahir beye böyle mesnetsizc saldımanın ne anlamı var ve kaldı ki programı seyretmediğide ortaya çıkmış bulunuyor. n kısa sürede özür dilemesizi tavsiye ederim kendisine.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak