Caddenin altı-üstü...

  Apartman yönetimi, kent yönetimi, memleket yönetimi, vb...

Bunları biliyoruz ama "cadde yönetimi" lâfını ilk defa duyuyorum.

Diğer bir şekliyle "kaldırım mühendisliği" ama bizdeki anlamıyla değil...

Yani gerçek kaldırım mühendisliği...

Bir caddenin "iş potansiyelini" artırmak için yapılan mühendislik bu...

Yer İngiltere... Şehir Londra...

Krizde satışları arttırmak isteyen mağazalar müşteri çekmenin yollarını aramaya başlamışlar.

Bu yüzden...

Kentteki 3 önemli caddedeki "esnaf örgütlenip" caddelerindeki satışları patlatacak etkinlikler planlamışlar.

Esas amaç, işyerlerinin bulunduğu caddeye "daha çok müşteri çekmek"...

Etkinlikler içinde Caddede moda gösterilerinden, trafiğe kapalı günler formülüne kadar birçok fikir var. Tabii bunlar "profesyonel bir şirket" tarafından planlanıyor ve hayata geçiriliyor...

Uygulamadan sonra bu caddelerde müşteri sayıları hızla artmış...

Kiraların fahiş miktarda yükseldiği, esnafın zor durumda kaldığı "mecburiyet caddemiz" aklıma geldi hemen...

İzzet Baysal Caddesi yani...

Geldi de "manzaray-ı umumiye" de gözümüzün önüne geldi...

Yaşar Eyüboğlu Hocamız benden önce davranıp güzelce yazdı mes´eleyi...

"Çift dikiş olsun" deyip, ben de yazıyorum...

Evet...

Gaz şirketi her yeri kazıyor. Kazsın da ortalık köye döndü be birader...

Köstebek tarlası oldu caddeler, sokaklar... Yağmurla da çamur deryasına döndü...

Bu işler daha düzenli yapılamaz mı?...

Bir gözlem...

1987 yılıydı...

Almanya´da birgün evimin bulunduğu caddede gaz çalışması levhası gördüm.

Kazılan kanalın etrafı güzelce perdelenmiş, trafik işaretleri son derece muntazam, ortalık da toz-toprak-çamur hiç yok. 3-4 gün içinde çalışma bitti. Asfalt sanki hiçbir şey olmamış gibi tamir edildi.

Hayat devam etti...

Bize gelince...

Caddelerimizi, sokaklarımızı...

Gazcılar kazar... Sucular kazar... Elektrikçiler kazar...

Yapılan işler çoğu kez "dandiktir".

İkide bir çatlar, patlar...

Yine...

Sucular kazar... O kazar... Bu kazar...!

"Devirdaim" böylece sürer gider...

İsraf diz boyudur... Kimse de hesap vermez!..

Velhasıl...

Bu işleri "koordineli" bir şekildeyapmak elimizden bir türlü gelmez...

Ondan sonra da "turizm kenti" olacağız! Diye tuttururuz...

Sözün Özü dostlar...

Eller bu işleri yıllar önce "adam gibi halletmiş", şimdi ne ile uğraşıyor!..

Biz ise

Caddenin altını bi türlü bitiremedik ki, üstüne gelebilelim!...