BolununSesi; Halkın Gazetesi

Eylül 2009 Trablusgarp Cephesi

Cumhur Bandakçıoğlu

    15 Ekim 2009

       Atamızın hafızalarımıza kazınan o meşhur fotoğrafındaki karizmatik duruşundan bu yana tam 98 yıl geçmiş. Fizan çöllerine, imparatorluğun son kalelerini savunmak için gelmiş. Tobruk'ta zafer kazanmış, Derne'de gözünden yaralanmış, 1 ay tedavi görmüş. Karadağ´ın, Osmanlı Devleti´ne savaş ilan etmesi ve Balkan Savaşları'nın başlaması nedeniyle diğer subaylarla İstanbul'a geri dönmüşler. Ve Osmanlı'nın Kuzey Afrika'daki 400 yıllık hâkimiyeti de sona ermiş. 1911 yılında Ouchy Antlaşması ile ülke, İtalyanların eline geçmiş.

    Bu hafta Uzaklardan köşesi, sıra dışı lideriyle yaklaşık 40 yıldır dünya gündeminde, öyle ya da böyle var olan ve de var olmaya devam edecek gibi gözüken Libya'da.

       Kartacalılar'ın akabinde Romalılar'ın himayesine geçen Libya'ya Romalılar Afrika ismini vermişler. Libya ile başlayan Afrika ismi tüm kıtaya yayılmış ve Kıta Afrika olarak anılmaya başlanmış. Belki de Libya lideri Kaddafi'nin Afrika'yı sahiplenmesi ve hamiliğine soyunması, bu uğurda çok ciddi paralar harcamasının altındaki temel nedenlerden biri budur. Roma'nın ardından İspanya ve Malta şövalyelerinin elinde inleyen (Libya)Trablus, 1551 yılında,Turgut Reis tarafından fethedilmiş ve  Osmanlı Devleti'ne bağlanmış. Libya, 400 yıl Osmanlı adaleti ve idaresi altında belkide en rahat ve huzurlu dönemini yaşamış. 1911 yılında Ouchy Antlaşması ile ülke, İtalyanlar'ın eline geçmiş.

     

       Dünya ticaretindeki daralmayla birlikte farklı pazarlar arayışı içinde Libya'ya geldik.

       Libya diğer Kuzey Afrika ülkeleriyle birçok bakımdan benzerlikler göstermekle birlikte, uzun yıllar uluslararası ambargo dolayısıyla ekonomik gelişim bakımdan komşularından geri kalmış durumda. Bugün ülkede imar çalışmaları son hızıyla devam ediyor. Petrol gelirlerinin artması bu değişimin tabiî ki en büyük nedeni. Libya'nın Akdeniz kıyılarında 1900 Km.'lik bir sahil bandına sahip olmasına rağmen denizle pek barışık olduğu söylenemez. Sahillerin büyük bölümü boş. Öyle ki yerel halk deniz kenarında oturmaktan çok, cadde ve sokak aralarında nargile tüttürmeyi çok daha fazla seviyor.

    Libya'nın dünya ile entegrasyonunda Türkiye'nin ayrı bir yeri var. Özellikle inşaat sektöründe birçok proje Türkler tarafından gerçekleştirilmiş hâlihazırda da gerçekleştirilmekte. Dönem dönem sorunlar yaşanıyor olsa da. Libya'nın Türk inşaat firmalarına uluslararası ün kazandırmasındaki payı yadsınamaz bir gerçektir.

     

       Trablus şehir merkezindeki en önemli tarihi eserler Osmanlı imzasını taşıyor. Karamanlı Ahmet Paşa Camii, Osmanlı Kalesi olarak adlandırılan Karamanlı Kalesi, Adeta küçük bir kapalı çarşı modeli olan Hamidiye Çarşısı, Libya'nın en gözde turistik yerlerini oluşturuyor.

       Uzun zamandır ilk defa bir Bolu Markalarıyla böyle bir organizasyonda karşılaştık. Libya'daki fuarda GENTAŞ ve BOLU SANDALYE ORMAN ÜRÜNLERİ' de bizimleydi. GENTAŞ'ın farklı bir holde olması ve Ankara orijinli fuara katılması doğal olarak bizi Bolu Sandalye Orman Ürünleri'ne odakladı. Bolu'nun en eski firmalarından olan Tuncay Kontraplak firmasının yan kuruluşu olarak bir birinden güzel ve kaliteli sandalye ve masalara imza atmakta. Bolu ve ülkemizde da oldukça tanınan ve son dönemde ciddi mesafe kaydeden firma dünya pazarlarında boy göstermeye başlamış durumda.  Markasına BOLU ismini de koyarak BOLU'ya kat kat daha fazla hizmet eden Şura Oztuncay'a ve İhracat Sorumlusu Bolu'nun sevilen genç simalarından Tolga Adalı'ya başarılar diliyorum.

       Dünyanın her noktasında bir BOLU markası dileğiyle.

       VEDAT SAKMAN ve MAZI

       Vedat Sakman'ı öncelikle böyle bir alt yazıya konu ettiğim için özür dilerim.. Bolu'da Vedat Sakman gibi bir müzik devinin program yaptığına inanmak çok zor. Zannediyorum Bolu tarihinde daha büyük bir müzisyen bu şekilde haftalık müzik yapmamıştır. Vedat Sakman'ı Beyoğlu'nda Cezayir Sokağı'ndaki mekânı Chez Sakman'da birkaç defa yabancı misafirlerimle dinledim. Her seferinde müziğine hayran kaldık. Eğer gerçek anlamda müzik dinlemek ve kendinizden geçmek istiyorsanız çarşamba akşamları MAZI'ya gidin ve yerinizi alın. İnanın pişman olmayacaksınız. Böyle bir devi kaçırmayın. Bu büyük ismi Bolu'ya getiren, Bolu eğlence hayatında bir marka olan Hakan Dündar Özcan'ı tebrik ediyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak