Ne meydanmış be!

 

  Kızılay Meydan'ı ismini aynı yerde bulunan Kızılay Hamamı'ndan aldı herhalde. Yaklaşık iki aydır Bolu kamuoyunda kavgalara neden olan Kızılay Meydanı ile ilgili, Kızılay teşkilatı da proje üretmişti.

   Kısaca şehrimizin orta yerinde özel idareye ait parselde herkesin gözü var. Meydanı gören özel ve tüzel kişilerin iştahı kabarıyor vesselam. Kimi A.V.M yapıyor, kimi cami, kimi, Bolu Mimarlar Odası'nın o bölge için yaptığı proje ile değerlendirilmesini, kimi on sekiz uygulaması ile yeni parselasyon. Kısaca, Sayın vali ve özel idare A.V.M de ( dev beton yapı) ısrar ederken, Bolu'da; sağda, solda, ortada kim var kim yok herkes özel idarenin projesine karşı.  

  Şimdi ne olacak?

  Şimdilik Kızılay Meydanı'nı rahat bırakmakta fayda var. Kızılay Meydanı halen Bolu Belediyesi tarafından kirası ödenerek oto park olarak, çeşitli gösteriler için ve çocuklar tarafından kullanılıyor. Kızılay Meydanı mevcut kullanım projeksiyonunda yeni projelerle değerlendirilmek zorundadır. Siz asıl yeni meydanlar nasıl üretilir ona kafa yorun. Mesela şehrin ortasından cezaevini ve karayolları şantiyesini kaldırtın. Bolu Yeni Adliyesi'ne ve geniş meydanlara kavuşsun. Zaman zaman Bolu barosu başkanı, sayın Gazanfer Günler'in dışında bu konuyla ilgili bir çalışma, beyanata rastladığımız söylenemez.  Buradan Bolu için sosyal sorumluluk duyan herkese, herkesime sesleniyorum Bolu'nun daha çok meydana, parka, yeşil alana ihtiyacı var mı yok mu? . Var. O zaman yeni meydanlara yelken açalım, Kızılay Meydanı'nın mevcudunu da rahat bırakalım.

  Mevcudu bozma yenisini yap o zaman gönüllere ve tarihe girer insan.   

  Tarih demişken, Bolu Belediyesi araştırma merkezi tarafından yayınlanan, Mehmet Zekai'nin kalemin den "İsyan günlerinde Bolu" kitabı ile ilgili birkaç kelam etmek isteriz.  Yapılan çalışma ile bir müzayede de bir koleksiyonerin elinden başka koleksiyonere geçecek, Bolu ile ilgili Osmanlıca yazılı hatıratın Bolu Belediyesi tarafından alınıp bizlerin okuyabileceği bir kaynak haline getirilmesi övgüye değerdir. Bu arada adaşım Murat PEÇENEĞİ de kutlarım.

  İsyan günlerin de Bolu kitabının sunumu ile beraber farklı yorumlar görmek olağandır. Önemli olan bilgiye kavuşunca ezberi bozmaktır. Mehmet Zekai'nin hatıratı bizim bildiğimizi teyit ediyorsa mesele yok. Yok hayır bildiğimizin aksine yeni bilgi sunuyorsa tabiî ki heyecan basar insanı.

  Bilgi su kadar aş kadar gereklidir. Ancak bilgiye iki yolla kavuşulur. Bir dinleyerek. İki okuyarak. Okuyalım bakalım isyan günlerinde Bolu nasılmış. Bu arada yazılı olmayan, isyan günlerinde yaşanmış bir hikayeyi sizlerle paylaşalım.

  İsyan günlerinde; halkın payitahta bağlılığını sağlamaya çalışanlar Bolu merkezde yönetimi kaptırdığı bir zaman, Büyük Camii'nin güney karşısında halen mağaza olarak kullanılan eskiden Süreyya Otel diye bildiğimiz yerde Çerkez milisler konaklarmış. Bir gün, Çerkez Ethem, Semerkant Mahallesi'nde Kuvayi Milliye taraftarı olan ailenin evinde  akşam yemeğine misafir olmuş. Yemekten sonra Süreyya Oteli'ne giden Çerkez Ethem yatsı namazı için kullanacağı seccadeyi, almaları üzere birkaç adamını akşam yemeği yediği eve göndermiş. Eve gelen milisler telaşlı, kendi şiveleri ile sokaktan bağırarak seccadeyi istemişler. O saatte evde olan hanımlar seccadeyi, sacayağı anladıkları için evde ne kadar sacayağı varsa toplayıp ikinci kattan milislerin üstüne doğru aşağı atmışlar. Seccade yerine sacayakların kendilerine atıldığını gören milisler yanlış anlayıp, nerde ise evi basacaklarmış. Ortalık karışmış, yanlış anlaşılma fark edilene kadar ortam bayağı gerilmiş.

  Ne dedik bilgiye kavuşmak için iyi bir dinleyici olmak ve iyi bir okuyucu olmak gerekir demiştik. O yüzden isyan günlerinde Bolu'yu okuyalım yeni bilgilere kavuşalım.

  Daha adaletli ve sağlıklı ve mutlu ve meydanlı ve yeşil alanlı günler bizlerle olsun.