Halk BolununSesi'ne güveniyor. Okunuyorsak sebebi budur

Aladdin Yılmaz niye bu kadar gerildi?

Cumhur Bandakçıoğlu

    14 Temmuz 2009

      Bilindiği üzere şehrimizin Belediye Başkanı'nın son günlerdeki halet-i ruhiyesi pek normal gözükmüyor. Evlere şenlik bir Türkçe'yle hazırlattığı basın bültenlerini, birçok defa olduğu gibi muhteşem kültür seviyesiyle ve seçtiği vıcık vıcık kelimelerle süsleyerek Bolu basınına paslıyor. O'na hiç ama hiç yakışmıyor! Bolu'ya zaten yakışmıyor.

      Son günlerin meşhur diyaloglarına bir göz atalım;

      Y.B.(Avukat- Eski Boluspor Başkanı) Mesela Kızılay Binası'nın yapımı aşamasındaki bazı sıkıntıların Boluspor'a bağış yoluyla aşıldığını biliyoruz.

      A.Y.(Belediye Başkanı) Kızılay Binası inşaatı ile ilgili Bolu Belediyesi'yle bir para alışverişi olmamıştır.

      N.Ç.(Boluspor Başkanı)Bandakçıoğlu'nun 3 kat 5 kata çıkarılması karşılığında Boluspor'a bağış yapıldı iddiası gerçeğe aykırıdır. Mahkemeye vereceğiz.

      Y.Ö. (Kızılay Şube Bşk.) Belediye Başkanlığı ile amatör spor kulüplerinin, belediyeler tarafından desteklenmesi konusunda Kızılay'dan yardım istenmiştir. Bizde Boluspor Kulübü'ne ait halı sahaların üstünü kaplama işini üzerimize aldık ve imalatçı firmaya ödeme yaptık.

    Not:Yardım Bolu Belediyesi vasıtasıyla yapılmış. (Kızılay Başkanı'nı, İmdat Aslan'a yazdığı mektuptan)

      Yardım nereye yapılıyor? Boluspor Kulübü Başkanı'nın sürekli olarak tesisleşme atılımlarında gösterdiği ve üzerinden haklı olarak prim yaptığı ve Boluspor'un vatandaşa kiralayıp gelir elde ettiği halı saha tesislerine! Beden Terbiyesi'nin bahçesine değil!

      Başka bir değişle, hiçbir zaman Kızılay adını kullanılmadığı, Boluspor Başkanı'nın her vesilede şahsi reklamını yaptığı bir tesise!

      Yener Bandakçıoğlu'nun dediklerinde bir yanlış var mı? Yok.. Ortada bir yardım var mı? Var!

      3 kat 5 kat hikâyesi nerden çıkıyor? Necip Çarıkçı'nın hatıralarından çıkıyor. Yener Bandakçıoglu'nun yazısında hiç bir şekilde 3 kat 5 kat cümleleri kullanılmıyor. 

      Kızılay tarafından yapılan bu yardımın yapıldığı tarihlerle, binanın kat iznin 5'e çıktığı tarih arasında bir çakışma var mı? Var. Böylece Bolu kamuoyu bir 3 kat, 5 kat gerçeği olduğunu, olayın birinci dereceden sorumlularının ağzından süratle öğrenmiş oluyor.

      Yerel köşe yazarlarından İmdat Aslan da,  Necip Çarıkçı'nın bu hatıralarından, yani 3 - 5 kat hikâyesinden yola çıkarak Necip Çarıkçı ve Yılmaz Özarslan'ı köşeye sıkıştırıyor. Yani ellerine topu  veriyor.. E sonrası malumunuz. Topu düşüren ebe!

      Bu sürecin arkasından panik halinde basın toplantıları ve demeçler birbirini takip ediyor. Başta Bolu Belediye Başkanı olmak üzere laf salatalarıyla Bolu kamuoyu salak yerine konmak isteniyor. Yener Bandakçıoğlu toplumun gözü önünde Alaadin Yılmaz gibi ağzından her dakika vıcık vıcık sığ kelimeler çıkan, bir seçilmiş tarafından yıpratılmaya çalışılıyor. Yerseniz!

      Hâlbuki, Bolu artık iyice biliyor ki okuduğunu anlamayan ya da IQ'su küçük adamların söyledikleriyle gaza gelen bir Belediye Başkanı var!

      Mesela; Biz 'Başkan' yazıyoruz o 'Şaşkın' okuyor! (Yâ da birileri ona okuyor)

      Yanlış okumak ve telaffuz etmekle kalmıyor, Bolu kamuoyunda dillerden dile dolaşan imari ve mimari şehir hikâyelerinin üstüne tuz biber döküyor. Yani başta kendisi olmak üzere, Bolu Belediyesi'ni, Boluspor'u zan altında bırakıyor.

      Başkan niye bu kadar geriliyor ve saldırgan bir hal alıyor? Yoksa Yener Abi'ye önerdiği tedavi şekline kendisinin daha mı çok ihtiyacı var 

      Bunu anlamak çok zor..

      Acaba Bay BAŞKAN'nın bu saldırgan tutumunda bir zamanlar Bolu'nun en gözde inşaat şirketi BAŞAK Yapı'nın çok zor günler geçirmesi, BAŞAK Yapı'nın borçları sebebiyle gelinen noktayla bir ilişkisi var mı? diye düşünememek de elde değil?

      Körle yatan şaşı kalkar, bak bende karıştırdım. BAŞAK Yapı ve Belediye Başkanı ne alaka.. Pardon.. pardon..

      Bu durumda yapılacak en güzel şey; Kızılay Bolu Şubesi'ne ait Kan Merkezi Otobüsü'nün, bir an önce Göz ve Nöroloji Kliniğine çevrilmesidir! Sayın Belediye Başkanımız ve her zaman yanı başında olan şahıslar tarafından törenle açılışı ve dolayısıyla kendilerinin ilk muayenesi yapıldıktan sonra vatandaşın hizmetine sokulmalıdır. Böylelikle Belediye ve Kızılay'ın birlikteliği daha ulvi bir platforma taşınarak zihinlerdeki dumanda dağılmış olur.

      Not: Sakın bu durumu Boluspor'a zara verilmek isteniyor kampanyasına çevirmeye kalkmayın. Altından kalkamazsınız. Biraz daha az konuşup, işinizi yapın, hedeflerinize kitlenin. Mesela Belediye Başkanım, Bolu için bir estetik kurul oluştursun. Bu kurul sadece Bolu'nun güzelleşmesi için çalışsın, projeler oluştursun. Bu kurula adam seçimini de iyi yapılsın. İdealist adamlar bulunsun.

       Cazcı Kardeşler!

      Neyse efendim can sıkıcı mevzuları oldukları şekilleriyle bir kenara bırakalım. Böyle durumlarda en güzeli, sıkıcılığı eğlence ile ikame etmektir. Mesela bir hafta sonu ve bir akşam Blues Brothers ( Cazcı Kardeşler) filmini seyredin. Yönetmenliğini, John Landis´in yaptığı, 1980 tarihli müzikal-komedi. ´Joliet´ Jake ve Elwood Blues adında iki kardeşi canlandıran John Belushi ve Dan Aykroyd başrollerdedir. Jake Blues (John Belushi) cezaevinden çıktıktan sonra, kardeşi Elwood (Dan Aykroyd) ´la birlikte dağılan grup üyelerini tekrar bir araya getirmeye karar verirler. Ama bir araya gelmezler, çünkü birlikte büyüdükleri yetimhaneyi satılmaktan kurtarmak için düzenlenen yardım gecesinde konser vereceklerdir. Büyük bir müzik şöleni ve olağandışı bir komedi! Bugüne kadar seyretmediyseniz, muhakkak seyredin.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak