Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Gerçek Toplam Kalite ve Mimarları

Cumhur Bandakçıoğlu

    26 Kasım 2007

    Son 10 yılda hayatımıza, batıdan esen rüzgarlarla çok farklı deyimler girdi. Bunların en moda olanları ise toplam kalite ve kalite yönetim sistemleridir. Toplam kalite yönetimi kısaca, İnsan odaklı olarak, bir kuruluştaki tüm faaliyetlerin sürekli olarak iyileştirilmesi ve organizasyondaki tüm çalışanların kesin aktif katılımıyla çalışanlar, müşteriler ve toplum memnun edilerek kârlılığa ulaşılması olarak ifade edilmektedir. Daha yalın bir tanımı ise ?bilimsel aklın demokrasi ile evliliği? şeklinde yapılabilir. Bendenizde işim gereği bu moda deyimlerle oldukça sıkı fıkı bazen de muhalif bir ilişki içindeyim. Benim için iş hayatımda toplam kalite, Müşteri memnuniyetiyle gelen devamlılık ve iş yerindeki başarının kişisel odaklı değil, sistem odaklı çalışmasıdır. Daha kısaca iyi yetişmiş, kafası çalışan her insanın sisteme adapte olabilmesi ve işi yürütebilmesidir. Toplam kalite yönetiminin çıkış noktası da ABD donanmasıdır. Buradan dalga dalga yayılıp gelişerek bugünkü halini almıştır. Tabi uyanık batılılar dünyadaki bu boşluğu görüp, bu işi ciddi bir ticari gelire dönüştürmüşlerdir. Halbuki bu ülkeyi kuran ve yöneten idealist büyüklerimiz, yıllar önce Türk Standartları Enstitüsü?nü kurmuşlar fakat zaman içinde genel gidişat ile bizim standartlarımız, dış dünyadan pek kabul görmediği için bugünkü durum ortaya çıkmıştır. Özel sektöründen devletine, herkes batılıların standartlarını almak için yarış haline girmiş ve bu işin sürekliliği içinde her yıl düzenli olarak bir tür vergiye bağlanmışlardır. Açıkçası, geçen hafta Boludayenihayat gazetesindeki sütununda veryansın eden sevgili Yener ağabeyimizin ?Kaymakam Bey Kızıyor! (TS- ISO-EN-9000 Kalite Yönetim Sistemi henüz Gerede?ye ulaşmamış)? başlıklı yazısını okuyunca hem kendisiyle hem de okuyucularımızla bu konuya bakışımı paylaşmak istedim. İlk başlarda oldukça ciddi bir şekilde üstüne düşülen toplam kalite sistem sertifikaları, zaman içinde onda var bende niye yok, şekliyle yaygınlaşmış ve yaygınlaştıkça da sulanmıştır. Maksadı ise duvara çakılan bir sertifikayla bayrak direğine çekilen bir flama halini almıştır. Kalite iyi bir eğitimle ancak ortaya çıkabilir ve yaşam biçimi olabilir. Gerisi kağıt israfı, düzenli olarak cebinizden çıkan bir para ve kendi kendine tatmindir. İnsan odaklı gerçek kaliteyi sağlayabilecek ve bir ülkenin kalitesini artırabilecekler ise öğretmenlerimizdir, gerisi hikayedir. Bu vesileyle gerçek kalitenin mimarları tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler gününü kutluyorum.

    İlkokul: Ayşe Atalan, İnci Kırım, Züriye Doğanöz, Türkan Kalaycıoğlu, İsmet Bandakçıoğlu, Nadide Kılıç, Seval Başaygün, Arif Denk, İffet Yeşim, Necati Özdoğan, Ortaokul: Asım Can, İffet Kara, Nurhayat Kocabacak, Ali Duman, Ayşe Çakıroğlu, Hüseyin Kabadayı, Mustafa Sönmez, Asuman Eyvazoğlu, Murat Dinçtürk, Adnan Balcıoğlu, Metin Ferah, Lale Yörükoğlu, Sevim Berik, Sibel Pehlivan, Lamia Dal, Aytaç Kılıç, Mükerrem Odabaşı, Cemal Çelikcan, Kadriye Sarı, Nevin Ömür, Süheyla Vardar, Yurdanur Karakaya, Durmuş Başer, Meral Şen, Ömer Selen, Mine Selen, Kemal Akkuş, Nihat Karakan, Kuddus Kayış, Durmuş Çakıroğlu, Nükhet Gülşen, Mehmet Aydın, Ali Ürpek, Hayrettin Tahtabacak.

    Lise: Yaşar Eyüpoğlu, Faik Sığıncı, Remzi Kocaman, Şeref Sunar, Halil Kara, Aydın Tekin, Leman Künç, Günsel Ceylan, Günay Karslıoğlu, Nurşen Bulut, Ayten Berkarda, Selahattin Üstün, İlhami Akın, Hikmet Manaz, Emine Çelikcan, Kadri Üstündağ, Şafak Namdar, Sabite Tüzün, Seyfi Dağdeviren, Mustafa Bektaş, Nurettin Başer, Muzaffer Ercan, Recep Adakçılar, Fuat Ustaoğlu, Nuray Anık, Gülüm Sorguç, Nurşen Aydın, Hamdi Mutluer, Cemalettin Çınar, İdris Durma, Meliha Dağdeviren, Nermin Gümüş, Nurten Cengizay,Yücel Kırmusaoğlu, Mehmet Özdoğan, Mehmet Aysan, Sadık Güleryüz, Arif Akpınar, İsmail Hakkı Atalay, Mine Hitit, Aysun Mataracı, İsmet Başkaya? ve Sevgi Mülayim?i hürmetle, aramızdan ayrılan Sabahat Atalay, Cevat Abak, Mustafa Gürtan, Süha Alpman, Sadriye Turan, Kemal Kayacan, Adnan Altun, Nurten Yalçın, Nuri Sert, Cahit Sinan, Tülay Bürgeç, Hulki Bürgeç, Aynur Tıkan, Emin Gülses ve Arif Şerement?i rahmetle anıyorum. İsimlerini hafızama getiremediğim değerli öğretmenlerimden de özür diliyorum!

    Gezelim Görelim ve Nuray Yılmaz!

    Evet efsane bir program tam 25 yıldır devam ediyor. Anadolu?da onu ?Sarı Kız olarak tanıyor. Bugüne kadar bir çok benzerleri çıkması-na rağmen onun tahtını hiç kimse sallayamıyor. Çünkü içten ve candan, çünkü buram buram Anadolu ve insan kokuyor! Onu gördüğünüz anda ailenizin bir ferdini görmüş gibi hissediyorsunuz. Geçtiğimiz hafta Uşak?ta yaptığı çekimler sırasında programının konuğu olduk. Battaniye üzerine konuştuk. Tabi ki bizim olduğumuz yerde Bolusuz olmaz. Bolu'yu iyi biliyor, Bolu'yu iyi tanıyor. Bolu da arkadaşları var. Davarcıların, rahmetli sevgili Kemal Çevik ağabeyimizin kıymetli eşi Ülkü ablamızın yengesi. Böyle olunca da çekimler sonrası sohbetimiz Bolu üzerine odaklanmış oluyor. Hani ekmeğini yediğimiz Uşak?a ayıp olmayacağını bilsem, siz şu çektiklerinizi silin ben size bir çamlık bulayım şu programı Bolu üzerine yapalım diyeceğim. Nuray Yılmaz?ın pozitif enerjisi herkesi çok etkiliyor ve bence başarının arkasındaki gerçek sır bu. Rakipleriniz diyorum.. Önemli değil paparazzi programı yapılacağına bu programın benzerleri yapılsın diyor!

    Nice programlara diyoruz ve uğurluyoruz.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak