Büyüksu?nun dramı!

Adının neye istinaden konulduğunu tam olarak bilmiyorum ama, talihsizliği daha adının koyulduğu gün başlamış gibi geliyor bana. Tıpkı kara bir mizah gibidir Büyüksu. Adeta gelecek bilinerek, görülerek konmuştur Büyüksu?nun adı. Hani konacak bir isim bulunamamışta, çevredeki en büyük akarsu olduğu için uydurulmuş bir isim gibidir ve manidardır. Olsa da olu, olmasa da olur der gibidir. Bundan 30 yıl öncesine kadar insanların yüzebildiği, balık tutabildiği, en güzel pikniklerin yapılabildiği, efkârı umumiyenin en derin muhabbetleri patlattığı, o güzel su ve çevresi artık çok uzaklarda kalmış, insanların ne yanından ne üstünden geçmek istemediği bir yer halini almış durumdadır. Bolu'nun bu simge suyu artık can çekişiyor, yok oluşunu yaşıyor. Ülkenin en yeşil, sanayileşmeden nasibinin almamış yegâne şehrinin en önemli can damarı akıllara durgunluk verecek gelişim sürecini, derin bir kirliliği yaşıyor. Tabiî ki bu ayıp Bolu halkının ve Bolu'yu yönetenlerindir. Bu kirlilik bizlerin sözde temizliğinin ve Bolu sevgisinin ters yansımasıdır. Gelmiş geçmiş bütün yerel yönetimlerin çorbada tuzu vardır. Tabiî ki çorbayı kaynatanlar Bolu halkıdır. Bir güzelliği yok edenler, babalarımızın dedelerimizn büyük büyük dedelerimizin kenarında en güzel muhabbetlerini yaptıkları hayallerini süsledikleri Büyüksu?nun yok oluşunun ortasındadır artık ve Büyüksu feryat figan etmektedir beni kurtarın diye! Cumhuriyet tarihinin beklide en derin değişimini yerel yönetiminin vizyonuyla yaşayan sınır komşumuz Eskişehir, bir zamanlar kokusundan yanından geçilmediği Porsuk çayını adeta bir su parkına çevirme başarısını gösterebilmiş güzel bir örnek teşkil etmektedir. Yeni nesil Eskişehirliler yurt dışına çıktıklarında hiçbir eksiklik hissetmeyeceklerdir. Yaşadıkları şehrin bir Avrupa şehrinden farklılık arz etmediğini göreceklerdir. Yakın bir gelecekte şehir ve yaşamla çok daha içi içe olacak Bolu ve Büyüksu belkide bir Eskişehir ? Porsuk ilişkisini benzerini yaşayacaktır. Büyüksuyu hayata döndürecek Bolu'nun bir mesire noktası haline getirebilecek yöneticiler de tarihe büyük adamlar olarak iz düşecektir. Bu konuda yapılacak ciddi bir proje eminim ki AB gibi bir çok uluslararası kuruluştan da maddi destek alabilecektir. Yeter ki isteyelim.

Birçok kez bu kösede Bolupor taraftarını eleştirdik. Eleştirimizin orta noktası maçın başında ve atılan gollerin dışında fazla bir heyecan taşınmadığı yönündeydi. Güneydoğu da son dönemde arka arkaya yaşadığımız 2 üzücü olayın hemen arkasından sonra, Boluspor tribünlerinde yapılan protesto ve gösterilere bütün Türkiye şapka çıkarttı. Ulusal televizyon kanalları bu görüntülerin televizyon ana haber bültenleri başlamadan alt yazı ile duyurarak girdiler. Muhtemelen Bolu tarihinde bir ilk?e imza attılar. Türkiye?de tribün gösterileriyle bir numara olan BJK tribünlerinin bile önüne geçtiler. Bu organizasyonları gerçekleştiren taraftarlarımızı kutluyorum.

Bolununsesi gazetesine ve gazete imtiyaz sahibinin diğer firmalarına karşı bitirme operasyonları karşısında, sesini soluğunu çıkaramayan BGC kendisini sorgulamalıdır. Demek ki durduk yere ikinci bir cemiyet ortaya çıkmıyor.