Sıcak Susuz Bir Yaz!

Başlık film adı gibi bir şey oldu bu sefer. Keşke film olsa ama gerçeğin ta kendisi. Ülke gündemini meşgul eden birçok konu dikkatleri başka yönlere çektiğinden en hayati konuyu herkes es geçti. TEMA Vakfı haricinde bu işin ciddiyetine doğru dürüst değinen bile olmadı. Ve acı gerçek geldi kapımıza dayandı; sıcak susuz bir yaz! Son 10 günümüzü işimizin doğal seyri ile alakalı olarak ülkemizin güney batısında geçirdik. Durum böyle olunca da bize de ister istemez bir Bodrum bir Antalya seferi yapma şansı doğdu her 2 bölgeye de. Kara yoluyla Ege?nin ve Akdeniz?in tali yollarından ulaştık. Daha öncede birçok kez kullandığımız bu yollar bu sefer bizi umutsuzluğa sürükledi. Nehirlerin dereye, derelerin patikaya döndüğünü göllerin ve sulak alanların kurduğunu bizzat gözlerimizle gördük. Özellikle çok sevdiğim araba kullanmaktan zevk aldığım, D625 Çivril- Dinar karayolu boyunca size doyulmaz güzellikler sergileyen göller, sulak alanların hali çok acıydı ve ülkemiz gerçeğini gözler önüne seriyordu. Bolu olarak bir çok bölgeye göre daha şanslı olsak da, ülkemizin başında kara bir kabus olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Tabi ki tek suçlu olarak doğayı, ya da küresel ısınmayı gösteremeyiz. Çapsız, ileriyi göremeyen yönetici kısmını da unutmamamız gerekiyor. Ülkemizin birinci dereceden üst düzey sorunlarına artık kuraklık da eklenmiştir ve etki alanı çok büyüktür. Allah yardımcımız olsun.

Bodrum Işıl ışıl !

Malumunuz Bodrum?a senede birkaç kez uğruyoruz bunun da en büyük sebebi hepinizin tanıdığı yakın arkadaşım Mustafa Yaman. Mustafa ve abisi Ümit Yaman sahip olduğu Bodrum, Gümbet Yucca Restoran yine her zaman olduğu gibi diğer tüm işletmeleri kıskandıracak şekilde çalışıyor. Gümbet?te turizmin yüz akı olarak ışıl ışıl parlıyor. Gerek Kuşadası gerek Bodrum Yucca, Bütün Bolulu?lar için bir vaha görevini de yerine getiriyor aynı zamanda. Kimler yok ki? Akpınar Hayratı?ndan su içmiş, meşhur Yanık Hayri?nin sağdıcı, İsveç?te yaşayan Bolulu?ların duayeni Cemil Kocagözoğlu ağabeyimiz tüm haşmetiyle karşımızda duruyor. Yine Bolu'nun İstanbul?da yaşayan genç beyinlerinden Ümit Abi?nin kayınbiraderi Aydın Biçer?de Yucca?da. İsimleri tek tek buraya yazsak sayfaya sığmaz.

Metin ve ben

Tabi gecenin sürprizi belki 25 yıldır görmediğim çocukluk arkadaşım Metin Mühürcüoğlu. Çok mahalle maçı yaptığımız, bizden 3 yaş küçük olan Metin?i görünce çok şaşırıyorum. Metin Bodrum Belediyesi?nde matbaa müdürü olarak çalışıyor. 13 yıldır Bodrum?da yaşıyor. Hasta bir Boluspor taraftarı. Boluspor ruhunu yaşamış, ve hala yaşayan ve kırmızı beyaz renkten başka renk tanımayan öz bir Bolu çocuğu. Şimdiden maç programlarını yapıyor. Hangi maça nasıl gidebilirim diyor. Buradan da anlaşılıyor ki, Boluspor?un temelleri ve sevgisi gerçekten çok sağlam ve bu sevgi daha çok uzun yıllar bitmez. Metin?le karşılaşmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Metin de Bolu'ya yürek dolusu selam gönderiyor ve ekliyor. GERÇEK EFSANE BOLUSPOR, BAŞKA EFSANE YOK!

Antalya?da bir hayat öpücüğü!

Muhtemelen yaklaşık üç yıl yaşadığımızdan olsa gerek, Antalya?ya olan sevgimiz bir başkadır. Antalya gerçekten Türkiye?nin yüz akı bir şehir. Her türlü plansızlığa rağmen yine de çok güzel, çok Avrupai. Tabi ki Antalya?da bir numaralı adresimiz fahri büyükelçimiz Murat Başara ve Maritim Pine Beach.

Murat Başara ve Olga Nechıprenkov

Murat?ı birçok kez bu köşeye konuk ettim, birçok kez daha edeceğim. Benim can arkadaşlarımdan bir tanesi. Bolu onu izcilik, hentbol ve yüzme hocalığı yönleriyle tanıyor. Bolu'da bir kuşağa yüzme öğreten isimdir o. İşte bilgi ve tecrübenin olması gerektiği bir yerdeki yaşanan bir an. Antalya Belek sahili, ölümle hayat arasında bir kişi. Yapacağı veya yapamayacağı bir hayat dokunuşu, Rus turist Olga Nechıprenkov?un kader çizgisini belirleyecek. Yüz ve dudaklar mosmor olmuş. Ölümün soğuk izi belirginleşmek üzere. Denizden sahile çekilmiş. Ümitler tükenmiş. Yüce Allah?ın takdiriyle kurtarıcısı başında. Onurla gururla bir hayat kurtarılıyor. Kurtarıcının adı Murat Başara! Yani bizden birisi.