Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Late is better than never! Fatih abi

Cumhur Bandakçıoğlu

    21 Ağustos 2006

    Bu deyiş İngiltere günlerimizden hafızamıza kazanılmış en önemli sözdür. Türkçe karşılığı ?geç olsun, güç olmasın? olarak açıklansa da, birebir karşılığı; ?Geç olması hiç olmamasından iyidir? anlamındadır. Sizlerin 13.06.2005 tarihinde ?Şanlı tarihten gönül kırıklığı ile ayrılmak? başlıklı yazıyla bu satırlarda okuduğunuz Boluspor?un eski futbolcusu Fatih Uraz abimizle yaklaşık 1,5 yıl önce karşılıklı maillerle başlayan dostluğumuz, verilen sözlere rağmen bir türlü yüz yüze görüşme ortamına erişememişti. Fatih abinin her yıl yaz aylarında 3 ay ABD de futbol dersleri vermesi ve aktif çalışma hayatı, yine aynı şekilde benim seyahatlerim ve çalışma hayatım maalesef bu buluşmayı gerçekleştiremedi. Geçtiğimiz Regaip Kandili?nde kutlama amaçlı internet üzerinden attığım bir elektronik postaya gelen cevapta Fatih abi; Hızlı gelişen dostluğumuza ne gölge düşürdü diye sorguluyor ve cevap olarak Sevgili Yener abimiz hakkında bana söylediği sözlerin beni kırdığını düşünüyordu. 13 Ağustos itibarıyla ABD?den döneceğini, döner dönmezde çok önceden verdiği yemek sözünü yerine getirmek istediğini belirtiyordu. Kendisine hemen cevap yazarak gün ve saat belirterek buluşmamızı teyit edip, ayrıca Yener abi ile ilgili söylediklerine kesinlikle kızmadığımı belirttim. Çünkü zaten kendiside Boluspor?da haksızlıklara uğradığını, ama bu haksızlıkların tamamen kulüp menfaatlerini için yapıldığını, bu yüzdende hakkını helal ettiğini bana daha öncede söylemişti. Evet milli takım kaleciliğine kadar yükselen, başarılı bir futbol hayatını kapatıp, bilgi ve birikimlerini antrenör olarak Türkiye ve ABD?de genç nesillere, gazeteci ve spor yazarı olarak futbol kamuoyuna katan, profesyonel futbol hayatına Boluspor?da adım atan, Hacettepe, Boluspor, Sitespor, Samsunspor, Beşiktaş Adanademirspor, Konyaspor, Kayserispor, Gaziosmanpaşa formalarını sırtlayan, Boluspor-Samsunspor maçında yediği talihsiz bir golle Bolu'dan gönül kırıklığı ile ayrılan, kısa bir süre sonra kaderin bir cilvesi olarak Samsunspor?la futbol hayatının zirvesine, milli takıma kadar yükselen Fatih Uraz?la tam 27 yıl sonra geçtiğimiz hafta bir araya geldik. 1979 yılında Boluspor?un sezon öncesi Elmalık kampında 13 yaşımda tanıdığım Fatih abi uzun boyu ve o dönemlerde devam eden üniversite hayatıyla farklı bir kişilik olarak benim dikkatimi çekip, hafızama kazınmıştı. 19 yaşında dönemin meşhur kulübü Bolupor?da var olma savaşı veren Fatih abinin o zaman hafızasına ne kadar girebilmişimdir bilemem, ama buluşma günümüzün ilk dakikaları itibarıyla sanki 27 yıl her gün görüşmüş gibi samimi ve candan bir havayı teneffüs ettik. Fatih abi ziyaretimize büyük oğlu Taha ile birlikte geldi. Taha bugünlerde Üniversite tercihini yapmak üzere büyük bir olasılıkla da Hukuk fakültesine kaydını yaptıracak.


    Taha Uraz, ben, Fatih Uraz
    Bizim şirketin öğle yemekleri gerçekten çok güzel olur, Yaklaşık 15 kişi büyük bir toplantı masasının etrafında öğle yemeğini yeriz. Fatih abinin ve Taha?nın katılımıyla bizim yemek her zamankinden çok daha renkli bir hal alıyor. Fatih abi filozofik kişiliği ile yaptığı sohbetler, tüm şirketin dikkatini çekti ve sempatisini kazandı. Doyumsuz güzellikte bir yemek oldu. Zannediyorum bizim ekip Fatih abinin her daim SESPA?ya uğramasını isteyecektir. Yemek sonrası da sohbetimiz devam etti. Ben daha öncede okuduğum Fatih Uraz?a ait 2 kitabında takıldığım soruların cevaplarını kendisinden aldım. Kitaplarda Boluspor günlerinden ve Boluspor?lu takım arkadaşlarıyla ilgilide konular var. Futbolu derinlemesine seven herkesin okuması gereken kitaplar. Her ne kadar gönül kırıklığı olsa da, bugün profesyonel futbola nerden başlamak istersen diye sorsalar,  yine Boluspor?dan başlamak isterdim diyen, biz profesyonelliği Boluspor?da öğrendik diyebilecek kadar Bolu'yu seven, Fatih abinin arabasının plakası da BS. O her ne kadar Samsun ve Beşiktaş dese de, ben bunun kaderin bir cilvesi olduğunu ve BS?nin BOLUSPOR olduğunu söyledim. Evet hayat enteresandı ve yine kaderin bir cilvesi olarak belki Boluspor?dan ayrılmasında etkili olan ayağında menüsküs iddialarına haiz kalan Fatih abi, 27 yıl önceki kulüp başkanlığını yapan Yener abimizin kısa bir süre önce menüsküs teşhisi koyan eşine, yani annem Aygün Bandakçıoğlu?na telefonla yaklaşık 15 dakika menüsküs hakkında ne yapması ne yapmamsı gerektiği konusunda bilgi verdi.

    Geçen saatlerin sonunda Fatih abi ile daha sık görüşeceğimiz dair sözleştik. Ayrıca bir Bolu seferi yapmaya da söz aldık. Evet, biz buradan bir kere daha tekrarlıyoruz. LATE IS BETTER THAN NEVER!  Bu vesileyle bugün aramızda olmayan sevgili hocam Elizabeth Duggon?u da saygıyla anıyorum

    Börtü böcek memleketi olduk

    Pire, kene derken 20 Ağustos 2006 tarihli Hürriyet gazetesinde memleketin kuzey Amerika orjinli bir tahtakurusu cinsine teslim olduğunun öğenmiş oluyoruz. Konu hakkında Üniversitemizin biyoloji bölümünden yardımcı doçent bir hocamızın açıklamaları var. Açıkçası yapılan açıklamanın yetersiz olduğunu, daha yetkili ve bilgili bir ağzın bu konuda bilimsel verilere dayalı bir açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde üniversite tarafından yapılan her türlü faaliyete sponsorluk yapan beyaz et sektörümüz, bu konuda yine töhmet altında kalacaktır.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    İşsiz adam durgun su gibidir, bozulup kirlenir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak