BolununSesi; Halkın Gazetesi

Bu yıl kaçıncı olduk!

M. Nevzat Özdemir

    24 Temmuz 2006

    OKS, ÖSS...

    Her yıl bu sınavların sonuçlarını yalnız aileler değil, yetkililer de merakla beklerler...

    Acaba Bolu bu yıl ülke sıralamasında kaçıncı oldu?

    Durum iç açıcı değilse suçlu aranmaya başlar.  

    Kimse bir bedel ödemek istemez.

    Çünkü böyle bir huyumuz yoktur.

    Onun için herkes topu bir alttakine atar.  

    Top eninde sonunda öğretmenlerde kalır.

    Veliler de ayrı bir alemdir.

    Eğer evladı başarılı ise ?çocuğum kazandı!? der

    Başarısız ise, okuldan, öğretmenden, dershaneden dert yanar...

    Bu iş de her yıl böyle devam eder gider.

    Artık Türk Milli Eğitiminin bir amacı da ?sınav kazandırmak? olmuştur!

    Araştıran, soruşturan, erdemli, hür düşünceli gençler yetiştirme hedefi rafa kalkmıştır.

    Sen yeter ki sen bir sınavı kazan veya kazandır...

    Mesele kalmamıştır...

    Geçenlerde bir üniversite hocası, üniversitelerine gelen öğrencilerin çoğunun, meramlarını güzel bir ?Türkçe? ile, yazılı veya sözlü olarak ifade edemediklerinden dert yanıyordu.

    Gençlerin suçu yoktu.

    Çünkü onların eğitim hayatı ?çetrefil testleri? çözmekle geçmişti.

    *   *   *

    Bir problemle karşılaşsak bunun nedenlerini hep kendi dışımızda aramaya başlarız.

    Bu yüzden kendimizi eleştirmeyi de sevmeyiz.

    Eğitimde yeni fikirlerden, pedagojik yaklaşımlardan da hazzetmeyiz.

    Parlak fikirleri olanları da hemen bir ?sıradanlaştırma?ya tabi tutarız.

    Ben şu konuyu, şöyle yaparak, öğrencilerime daha iyi kavratıyorum? deseniz kimse sizi dinlemez.

    Hemen ?eski köye yeni adet getirme!? deriz.

    ?Marifete de pek iltifat? etmeyiz? 

    Peki ?daha iyiyi ve güzeli? nasıl bulacağız?

    Eğitimde çıtayı nasıl yükselteceğiz?

    Almanya?da çalıştığım okuldaki bir teftişte, tepegöz aletinden farklı bir şekilde faydalanmıştım. Alman müfettiş; ?hemen bu yöntemi seminerle diğer arkadaşlara gösterelim!? demişti.

    Böyle bir yaklaşımla eğitim niçin ilerlemesin!

    Meslektaşlarım hak vereceklerdir...

    Biz sınıflarımızda yıllar boyu sanki ?duran? bir zamanın ders kitaplarını okutmadık mı?  

    Eğer AB süreci ve değişime sahip çıkan bir yönetim olmasaydı mevcut müfredat ve kitaplar hiç değişmeye başlarmıydı?

    Sözü özü...

    Yeniliklere her zaman açık olmalıyız.

    Eğitim işi zor ve uzun bir süreçtir.

    Bu süreç farklı ve yenilikçi yaklaşımlarla dinamik hale gelir.

    Onun için herkes elinden ne geliyorsa katkıda bulunacak!

    Tabi ?bilimin ışığında? olmak kaydıyla...

    Buna ek olarak bir de, ?kendimizi değil?de ?yaptığımız işi?ciddiye alabilirsek,

    İşte o zaman sorunlar tek tek çözülmeye başlayacak...

    Onun için mesele, ?bu yıl kaçıncı olduk?? tan çok daha mühimdir...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Bolu Oto Lastik