BolununSesi; Halkın Gazetesi

Kılıç Gibi Geliyorlar

Sinan Gökdemir

    17 Temmuz 2006

    1963 -1972 yılları arası. İki katlı ahşap evde geçen çocukluk yıllarım. Üç oda da, üç aile.Alt katta Naima Sultanın aşçısı kırk düğmeli M. Ali Ağa?nın oğlu (yani dedem) İstiklal savaşı gazisi Koca Eyüp Çavuş ve eşi Kuzgöllü Emine ninem kalırlardı.Yemekler topluca aşevinde yenirdi.Çocukluğum dedem koca Eyüp'ün Kurtuluş savaşı anılarını dinlemekle geçti.Onun anılarını dinlemeye bayılırdım.Hatta yazma tutkum o yıllara rastlar.Anlattıklarını çalakalem bir deftere yazardım.Şimdi o defter için insan neler vermez ki.Çadırlarda, cephelerde Atatürk'e çok sevdiği kuru fasulyeyi pişiren pamuk sakallı dedem.Kaz yağı ile dondurulmuş kavrulmuş kıymadan sahanda kıymalı yumurta yapan Kuzgöllü ninem.Abdesthanenin yanında bulunan kafeste özel olarak fitillerle beslenen kazın tıslama sesleri.Koca cüssesi ile namaz için abdest almaya abdesthaneye giden dedemin ayak darbeleri ile tahta zeminden çıkan gıcırdama sesleri.Mahsullerimizin saklandığı ambar yerine akşam üzerleri küçük camdan sızan güneş ışıkları.Kaklıkta asılı mısırlar fasulyeler.Zeminine serili tarhana,bulgur, erik ve üzüm kuruları.Biberler ve daha neler neler.Akşam üzeri otlamadan dönen hayvan sürümüzün içinde akkuyruk ve gökmen danamızı köpeğimiz hektor ile döndüler mi? dönmediler mi? diye heyecanla bekleyişlerimiz.

    Karşımızda eğik bir ahşap evde kalan Samancıgil sülalesi, bir yanında Emin Efendigil ve diğer yanda Kalaycıgil. Ahşap evin altında bulunan damdan gelen mistik hayvan kokuları arasında geçen çocukluk yılları. Köy içinde oynan oyunlar. Bazlamanın üzerine sürülen bulamalar. Yer sofrasında dört aile. Tahta kaşıklarla ortaya konan karavanaya koca Eyüp ten önce kaşık sallarsan zaten yandı gülüm keten helva. İşte geri gelmesi mümkün olmayan hayallerim.

    O ihtişamlı ahşap evimizde bize yasak olan bir tavan arası vardı. Yasak olması haliyle merakımız artırdığından bir pundunu bulup oraya ulaşmaya çalışırdık. Zaman zaman o kalabalık evin nüfusundan sinsice yaptığımız planların neticesinde sürüne sürüne merdivenleri çıkarak ulaşırdık. Loş ve karanlık gizemli bir yerdi benim için. Dedemin lokantasından kalan ve kırılmasın diye samanların arasında saklanan porselen olduğunu yıllar sonra öğrendiğim tabaklar benim hiç ilgimi çekmezdi. Beni tavan arasına hayran bırakan tek şey dedemin kurtuluş savaşında kullandığı o zamkan boyu benim boyumdan büyük olan ve kaldırmayı bir türlü başaramadığım uzun, ağır ve bir o kadarda kasvetli paslı kılıçtı. Dedem ve babası önemli aşçılardı. Oğullarından rahmetli babam Cezmi aşçılığı dört ay kadar falan denemiş ve sonunda fırıncılıkta karar kılmış. Babamın abisi amcam Eyüp terziliği, küçük amcam Ruhi de mobilyacılığı seçmişler. Derken Eyüp amcamın büyük oğlu Ahmet abim aşçılıkta karar kılmış ve kolej, set kafeterya, Amerikan Hava üssü ve Hatta geçen yıllarda Irak olmak üzere mutfaklarda çalışmakta aşçılığımızı icra etmektedir. Abimle başlayan jenerasyon çocuklarımız ve yeğenlerimizle hız kazanmıştır. Esma ablamın oğlu Yurdakul aşçılık okulu ve fatihin fedaisi olarak bu mesleğe başlamış ve Hiltonlarda hizmet vermektedir. Yine fatihin fedaisi olarak Bahtiyar ablamın oğlu Burak İstanbul da ünlülere yemek dersi vermektedir. Amcaoğlum M. Ali?nin oğlu yine aşçılık mezunu üniversitede beslenme öğretmenliği için ter dökmektedir. Bizim muhteşem dörtlüden büyük olanı Kimya mühendisliğini tercih etti. Başarılı kariyerini geliştirme çabası içerisinde. İkinci evlat Gaziyi birinci tercihinden kazanarak ekonometri dalında sınıf birincisi olarak çift diploma peşinde ter döküyor. Yaz aylarında lüks otellerde mutfakta çalışarak aşçılığını geliştirmeyi de ihmal etmiyor. Beni en sıkıntılı dönemlerimde hayata bağlayan kutlu erkek Erkut Kaanımdır o.Üçüncü silahşorumda fatihin fedaisi olarak bu sene aşçılıktan mezun oldu ve İstanbul da bir başka fatihin fedaisi olan Nihat Sancar ustanın yanında 1700 kişilik restaurant ta çalışıyor. Son numara Sonat şimdiden top peşinde, sanırım ileride Galatasaray a aşçı olur. Dört oğlumun ve yeğenlerimin birbirine sarılması beni çok etkiliyor.

    Bunla da bitmiyor tabi ki. Dedem ilk eşi Konaklı ninemden çocukları olmadan ayrılmış. Ninemde ilk eşinden olan Osman?ı ile genç yaşta beyi ölünce yalnız kalmış. Osman?ı Aktepe de bırakarak dedemle evlenmiş. Ondan üç oğlu olmuş. Dede bildiğimiz Osman aslında bizim amcamızmış yıllar sonra öğrendim. Amcamızın çocukları, torunları ve onların oğulları da var. İşte o son nesilden gelen fatihin fedaileri de var. Ve onlardan bir tanesi Genç Aşçılar Türkiye şampiyonu oldu. Adı Gürcan. Haftaya bu köşede ülkemizi Eylülde Dünya şampiyonasında temsil edecek olan yeğenime ayıracağım. Hepside rahmetli müdürlerinin emeklerini zayi etmediler ve onun soy ismine yakışır bir biçimde KILIÇ GİBİ GELİYORLAR.

    Kafanızdan soru işaretleri, yüzünüzden gülücükler, yüreğinizden sevgiler hiç ama hiç eksik olmasın. Sevgiyle kalın.

    BAŞSAĞLIĞI

    Teberikler Köyü?nden, çocukluk arkadaşım Sadık Özturan?ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.
    Merhuma Allah?tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dilerim.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak