YENİDEN MERHABA

Köşemizin ismi ?bu hafta? idi. Ama haftalardır köşemizde tık yok. Kısacası köşemizin hakkını veremedik. Başta siz okuyuculardan ve patrondan özür dilerim.

Köşe neden boştu?  Bahane hem var, hem yok. Var; çünkü, köşemizde yerel konulara fener tutmaya çalıştık. Gördüğümüz yanlışı fenerde aydınlatmak istedik. Aklımızın bastığı kadarı ile çözüm sunduk. Ama gördük ki, nasıl haftalarca bizim köşede tık yoksa görmeleri için fener tuttuğumuz yöneticilerde de tık yoktu. Okumadılar, aldırmadılar biz de küstük. Üzerine biraz da tembellik eklenince bizim köşe boş kaldı.

Bu arada sevgili Cumhur her şeye rağmen yazma konusundaki enerjine imreniyorum. Devamı olsun. Tekrar özür dileyerek bu hafta köşemizde Kamuran?ın izniyle sizlerle beraber olmaya devam edeceğiz.

Son haftalarda, bu köşede en çok üzerine gittiğim konularda gelişmeler olması da tekrar yazmamıza vesile oldu diyebilirim.

1-Bolu Belediyesi?nin şu meşhur çöp toplama uygulamasının vardığı dejenere durumu gözden geçirmek elzem oldu.  Duyduğumuza göre çöp takip timlerinin vakitsiz öten horozu kesmeye gider gibi ihbarları değerlendirip, yasak saatte çıkarılan çöplerin tespiti için yaptıkları operasyonlarda kestikleri ceza makbuzları bir hayli kabarmış. Ve yasak saatte kimin attığı belli olmayan çöpün ceza makbuzlarının eline alan apartman yöneticileri cezalarını yatırmak için Vergi Dairesi, Ziraat Bankası, Belediye arasında dolaşıp duruyormuş. Sözü fazla uzatmayalım; yasak saatte kimin işlediği belli olmayan bir suç sebebiyle apartman veya site oturanlarına kesilen cezalar yasa dışıdır. Hukuksuzdur.

Bolu belediyesi bu ceza makbuzlarına ve mevcut çöp uygulamasına bir çare bulmaz ise Bolu Belediyesi ile mahkemeleşen onlarca vatandaş çıkacak gibi gözüküyor.

İşlemediğim bir suç için bana hiçbir kurum ceza veremez. Bu ancak despot yönetim tarzında olur.

2-Yine köşemizde kaldırımların işgalinden sık sık söz edip ilgililerin gerekli hassasiyeti göstermediklerini yazmıştık. Geçtiğimiz haftalarda Bolu Belediyesi Zabıta Müdürlüğü?nün inatçı, başarılı çalışmaları sonucu yayalar nispeten daha yürünebilir kaldırımlara kavuştular. Fakat bu seferde kaldırımlarda motosikletlerin işgali başladı. Motosiklet kullanımının artmasına paralel kaldırımlarda bol bol motosikletler hareketli hareketsiz önümüze çıkıyor. Sayın Zabıta Müdürüm bir gayret yaya kaldırımlarının kazanımlarına desteklerinizin devamını bekliyoruz.

3-Gelelim ORÜS?e: ORÜS? ün Abant İzzet Baysal Üniversitesi?nin elinden alınması ihaleye çıkartılarak 3 paraya satılması konusunda 22.12.2003 tarihinden 12.01.2004 tarihine kadar sürekli yazı yazmışız. Sonuç: AİBÜ?nin ana ilkelerine eklenen ORÜS,  3 paraya uçmuş gitmişti. ORÜS geçtiğimiz hafta Bolu gündemine tekrar düştü ve çeşitli açıklamalar, tepkiler geldi. Aslında en güzel cevap bütün Bolu'nun karşı çıkmasına rağmen özelleştirmeyi ve satışı onaylayan kişilerin o günlerdeki açıklamalarında mevcut. Bunun bir tanesini duyuralım. Açıklama Bolu Milletvekili Sayın Metin Yılmaz?dan:
4-İhaleyi alacak firmanın 3 yıl işletme ve en az yılda 10 milyon dolarlık üretim yapma zorunluluğu vardır. Bu şartları yerine getirmediğinde 750.000 dolarlık ceza-i işleme tabi tutulacaktır. Son dönemde kapımızı aşındıran insanların %90?ının iş isteyen kişilerden oluştuğu düşünülecek olursa milyonlarca dolar yatırım yaparak yüzlerce işçi çalıştıracak bir firmaya satılması Bolu'ya nasıl zarar verecektir. Anlamakta güçlük çekiyorum. Hele yapılacak özelleştirmede gizli emellerin olduğunu iddia etmek ne akılla ne vicdanla ne ahlakla bağdaşır bir anlatıştır.?

Cevabı Karacasu Belediye Başkanı Sayın İsmail Erkoç?un açıklamalarında bulabilirsiniz. Daha fazla yorum yapmadan son sözümüzü söyleyelim. Bolu da 22 sivil toplum örgütü ve üniversitenin karşı çıkmasına rağmen (BTSO-BSİAD-Mimarlar odası onlar hariç) ORÜS? ü AİBÜ?nin elinden almanın ağır bir yük olduğunu anlamak çok zor değildi, gelinen şu noktada. Açıkça hata yaptığınızı söylemek bir erdemdir. İtiraf edin.

Daha endişesiz ve mutlu ve adaletli ve duyarlı günler.

Bir arada yaşamak bizlerin de hakkı. Sağlıklı günler bizlerle olsun.