BolununSesi; Halkın Gazetesi

Bolu Dağı ve Esnafı

Cumhur Bandakçıoğlu

    26 Eylül 2005

    Malum konuyu hepiniz biliyorsunuz. Kısaca özetlemek gerekirse, Bolu Dağı Tüneli açılıyor ve dağ boyunca dizili esnaf kara kara düşünüyor. Biliniyor ki; Bolu Dağı eski hareketliliğine sahip olmayacak. Daha çok kamyoncuların tercihi bir yol olacaktır, daha doğrusu cebi sağlam sürücülerin tercihi olmayacaktır. Şu günlerde ise dağın esnafı çeşitli arayışlar içersinde. Bölgede bulunan 2 Sanayi ve Ticaret Odası yani Bolu ve Düzce Ticaret ve Sanayi Odaları ortak bir karar vermek için çalışıyorlar. Devletten Otoban üzerinde alınacak yerin, tünelin üst tarafında yani Bolu ağzında olmasına karar verilmiş. Zaten diğer tarafta viyadüklerin üstünde olamayacağına göre Elmalık bölgesi bu iş için olması gereken en uygun yer. Ortak beyin fırtınaları, enerji, sinerji çalışmalarıyla, misyon, motivasyon ve animasyonumsu çalışmalar yapılıyor. Eller sıkışılıyor. Sevgili büyükler, ağabeyler, ablalar ve de sevgili Bolu Dağı esnafı, ne yaparsanız yapın, bilmelisiniz ki yapılacak şey dağın şu anki atmosferini sağlayamayacaktır. Büyük bir benzin istasyonuyla, Esenler Otogarı?nın benzeri bir tesiste yer alacaksanız. Muhtemelen büyük bir avlunun etrafına sizi tek tip dizecekler. Eski düzende ki yılan gibi kıvrılan, mevcut kod farkından dolayı hemen hemen tüm esnafın kendine özel dağ manzarası artık olmayacak. Yani bir curcuna içinde olacaksınız. Büyük bir ihtimalle de kâhyalarınız müşteri kapmak uğruna birbirine girecektir. Belki ilk açıldığında merak konusu olacak ve kasalar yüzünüzü güldürecektir ama daha ileride sürücülerde, bir an önce Ankara?ya ya da İstanbul?a varalım mantığı devreye girecektir. Belki biraz felaket tellallığı yaptım ama benim öngörüm böyle. Yapılacak tesis çok farklı bir şey olmalı ki insanları çeksin. Yoksa dağın eski havasını yakalama şansınız yok. Belki büyük bir alışveriş merkezi içine kondurulmalı, Afyon Kavşağı?ndaki Özdilek ve İkbal Tesisleri gibi. Sonuçta dağ esnafı için aşağıda, yukarıda, sağda veya solda bir yer verilecektir. Dağ esnafı kendi aralarında bir dernek kurmalı ve bu emitasyon bölgeyi nasıl eski ruhuna döndürüp cazibe merkezi haline getirilebilir sorusuna cevaplar aramalıdır. Aksi halde eski günler, albümlerde ve dost meclislerinde anılacaktır. Açıkçası şimdiden kendinize B ve C planlarını bulun.

    Hemşerilerimiz

    Geçtiğimiz hafta başı yılda bir kaç kez gittiğimiz Danimarka?ya bir ziyaret daha gerçekleştirdik. Bizim için İskandinavya bölgesinin giriş kapısı olan bu ülke, oldukça önem arz etmektedir. Perşembe günü öğleden sonra dönüş için Kophenag Kastrup Hava Limanı?ndayız. Aman Allahım daha uçuşa iki saat olmasına rağmen THY bankosunun önü ana baba günü. Kendi kendime bir turist grubu herhalde diyorum. Açıkçası bu havalimanında daha önce hiç görmemiştim. Daha sonra anlıyoruz ki uluslararası bir kongreden dönen doktarlarımızmış, yani uçağın % 95 doktor. Hani uçakta birisi hastalansa ayaküstü ameliyat bile yapılabilir. İşlemlerimizi yapıyoruz ve pasaport kuyruğuna giriyoruz. Önümüzdeki arkadaşla sohbete başlıyoruz. Hocam sizde mi doktorsunuz diye soruyor. Bizde doktor sayılırız. Ev Tekstili doktoru diye takılıyorum. Laf lafı açıyor, kongreye Türkiye?den 500 doktorun katıldığını belirtiyor. Tabi doğal olarak hemen yok mu Bolu'dan kimse diyorum. Var hocam diyor. Ben, Bolu-Gerede! Böylelikle genç Göğüs Hastalıkları Uzmanı, pırıl pırl hemşehrimiz Ercan Kurtipek?le tanışıyorum. Ercan?la Geredeli birçok ortak tanıdığımız çıkıyor. Bolu'da oturduklarını ve Yukarı Çarşı?da Çatladılar?ın sırasında evleri olduğunu da belirtiyor. Ercan?la ayaküstü bol bol sohbet ediyoruz. Kırıkkale?de görev yapan Ercan, eşinin mecburİ hizmeti sebebiyle şu günlerde Artvin veya Batman illerinden bir tanesine gitme heyecanı içinde. İşte böyle dünyanın her köşesinde Bolu'nun güzel insanlarıyla bir şekilde karşılaşıyoruz. Kendisine bir kez de buradan başarılar diliyor ve tekrar görüşmeyi umut ediyorum. Sevgili uzmanımız inşallah bir gün Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi?nde de hizmet verir.

    Ulusal Medya

    Zevzek medyamızın yarattığı bir fani, zavallı bir şekilde bu âlemden göçüp gitti. Benzeri durumlar hali hazırda devam ediyor. Herkes hep bir ağızdan tepki gösteriyor. Köşe yazarları birbiri ardına yazıyor, durumu protesto ediyorlar. Ama yapabilecekleri pek fazla bir şey yok. Sadece talihsiz bir biçimde o zevzek medyanın birer üyesi olarak farklı mevkilerde yolculuk etseler de, aynı gemide olmaya devam ediyorlar. Suçlu kim? Editörleri mi? Bence suçlu patronlar. Onlar istese hep birlikte bu zevzekliği bir günde sonuçlandırırlar. Vatandaş suçsuz mu? En büyük suçlu! Düğmesine basın televizyonlarınızın yiyorsa ve bu ülkenin geleceğine hizmet edin. Kültürünü kurtarın.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak