BolununSesi; Halkın Gazetesi

Panayır açılmış

Cumhur Bandakçıoğlu

    22 Ağustos 2005

    Bolu sosyal hayatının belki de en önemli ve en eski organizasyonu panayır, bir kez daha kapılarını açmış. Açıkçası ben en son, ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum. 80?li yılların sonuydu galiba ve geceyi Çarşı Polis Karakolu?nda bitirmiştik bir grup liseli arkadaşımla. Kimler mi vardı? Bizim tayfanın hemen hepsi vardı. Yok, ben kavganın içinde değildim. Sadece kavga eden iki grubun ortak arkadaşı olarak oradaydım. Hoş aslında iki grupta arkadaştı. Hatırladığım işgüzar bir polisten okkalı bir tekme yemiştim. Panayır dönem dönem kayboldu dönem dönem tekrar gün ışığına çıktı ve Bolu'nun bir klasiği olarak belleklerde kaldı. Havanın kararmasıyla panayırın sesi tüm Bolu'dan duyulurdu, tabi o zaman ses kirliliği, yüksek binalar bu kadar çok değildi ve biz evimizin balkonundan o komik ama çekici sesleri duyardık. Maalesef iş programımın yoğunluğundan dolayı ben bu yıl yine Panayırı göremeyeceğim. Belki de görmemek daha iyi. Çünkü eski panayırların tadını bulacağımdan şüpheliyim. İtfaiyenin önünden geçerek giriş yaptığımız o güzelim Karaçayır zaten artık yok. Hani yemyeşil çimlerin üzerine basarak dolaştığımız Karaçayır artık olmuş mıcır çayır.

    Gerçi senelerdir öyle, doğanın güzelliği üzerine dökülmüş o sarı, o az gelişmişliğin resmi sarı mıcır taşları duruyor Bolu'nun Karaçayır?ı üzerinde. Bilmiyorum eskisi gibi birbirine karışmış közde mısır, pamuk helva, pide ve barut kokuları var mı? Sol tarafta Belediye?nin ahşap binası duruyor mu? Yardım Sevenler Derneği?nin, lunapark bölümüne geçiş yolundaki çekiliş yapılan kulübesi duruyor mu? Her zaman en güzelini yapan Orman Başmüdürlüğü?nün sergisi ve çay bahçesi açıldı mı? Ya YSE nin baş harflerinden oluşan havuz var mı? YSE?mi kaldı ki o havuz orada olsun. Biliyorum birçoğu ve birçokları yok. Mesela Türkiye?nin en güzel bezelerini, kaymaklı kurabiyelerini 3 tekerlekli yeşil arabasında satan, fötr şapkalı amca yok. Tezgâhı kırmızı-beyaz, Boluspor yazısı ve armalarıyla süslü olan macuncu amcada yok. Dönem, dönem yardım ettiğimiz rahmetli Yavuz Kınacı amcamızın köfter ve helva satan köşedeki standı da yok. Bugün Divan Pastanesi?nde bile bulamayacağınız, üçgen mavi camekân arabasıyla, nefis elmaşekeri satan dede de yok. Ayşanım aldı, Fatmanım aldı, Leylanım alamadan bayıldı diye bozuk megafonundan çığıran esnaf yerinde mi? Her seferinde bir ayakkabı aldığımız iri yarı cüssesi ve kahkahalarıyla Rekor Amca artık çok uzaklarda. Her panayırda farklı bir mekânla ortaya çıkan Karabacak biraderler acaba bu yıl bir şeyler yaptı mı? Kebap 14?ün o çimlerin üzerinde yenen nefis pideleri ve ayranları yine pideciler köşesinde mi? Kaybolan çocuklar, balonunu kaçıran çocuklar yine eskisi gibi mi? Ya faytonlar yerini aldı mı acaba? Biliyorum birçok müessese ve birçok Bolu'nun tanınmış panayır esnafı yok artık. Belki onlar yukarıdan bir yerlerden panayırı izliyorlar ve ruhlarıyla hasret gideriyorlar, çok sevdikleri Bolu Panayırı ve Bolulu hemşerileriyle. Bolu Panayırı yeniden açılmış. İyi de olmuş. Umarım gidenler, bilenler eski tatları birazda olsa almışlardır. Modernleşmeyle geçmişin güzelliklerini karıştıranlar panayıra pek sıcak bakmıyor. Fuarla panayırı karıştırıyorlar. Hâlbuki bugün modern dünyanın temsilcilerinin her şehrinde kasabasında köyünde, her yıl panayır vari etkinlikler ve festivaller olur. Özellikle İspanya?nın Andalucia bölgesinde yani güney bölgelerinde çok renkli geçer. Halk bu etkinliklere geleneksel kıyafetleriyle gelmeye de özen gösterir. Kadınlar, yani bizlerin TV?lerde gördüğümüz, Flâmenko Dansı yapan uzun fırfırlı elbiseleriyle, erkekler altta çizme üstte yelek ve tipi şapkalarıyla katılırlar. Köylerden ve çiftliklerden gelenler ise muhakkak atlarıyla ve at arabalarıyla en güzel kıyafetlerini giyerek gelirler. Bolu'nun bu tarihsel geleneği kısa da olsa yine eskisi gibi çayırların üzerinde yaşatılmalı ve fuarla karıştırılmamalı.

    Bolu Çikolatası

    Önümüzdeki kasım ayında Bolununsesi?ndeki köşem 2?nci yılına girecek. Yazılarımın arkasından genelde olumlu, ara sırada olumsuz eleştiri alıyorum. Bu dönem içersinde geçtiğimiz hafta yazdığım Bolu Çikolatası başlıklı yazım gerek konunun muhatapları gerekse diğer okuyucular tarafından bugüne kadar olan en yoğun ilgiyi görmüş durumda. Buradan çıkardığım sonuç gerek müteşebbisler gerekse bu lezzeti seven Bolu sevdalıları Bolu Çikolatası?nı benimsemiş ve sahiplenmiştir. Hafta içerisinde Bolu Çikolatası?na ciddi bir ivme kazandıran arkadaşım Hasan Aksoy ile 15-20 dakika telefonda konuştuk. Hasan bu işe sermayenin dışında gerçekten gönül koymuş. Verdiği bilgiler, rakamlar ve ses tonundaki heyecan onun bunu daha da ileri götüreceğini müjdeler cinsdendi. Bu çikolatayı Bolu'ya kazandıran rahmetli Arif Kesim amcamızın değerli kızı Meral Ablamız da büyük bir nezaketle beni aradı. Konuşmamızda İmren markasının artık Bolu'nun ve Boluların bir markası olduğunu söyledi. Birçok kişi markalar konusunda benimle aynı görüşü paylaşıyordu. Sevgili Hasan, her ne kadar Bolçi?nin oluşturulurken profesyonel yardım alındığını ve markanın tanındığını söylese de ben yinede aynı düşüncelere sahibim ve buradan Hasan?a yine sesleniyorum. Hasancığım profesyonel futbolcu var, profesyonel futbolcu var!

    Bolu'nun tarihsel geçmişi hatırlanarak, çok daha iyi markaların çıkarılabileceğine inanıyorum. Çarşı mağazalarını hatırlıyorsundur. Son derece iyi çalışan ve bilinen bir markaydı. Daha sonra bu marka BOYNER olarak değiştirildi. Acaba niye?

    Lütfen biraz düşün. Belki de markalar konusunda yapılması gereken şey, kendiside bir marka uzmanı olan BOLCA Hindi Pazarlama Müdürü sevgili Niyazi Güler abimizin fikri. Niyazi Abi Ticaret Odası?nın meslek komitelerinin bir araya gelerek markalar konusunda çalışmasının ve üyelerine yardımcı olmasının iyi sonuçlar verebileceğini söylüyor, bende kendisine katılıyorum.

    Efendi buyurmuş!

    Tüpraş Genel Müdürü Hüsamettin Danış, son akaryakıt zamlarından sonra, özel otomobiller yerine tren ve toplu taşıma araçlarının tercih edilmesini ve lüzumsuz yere trafiğe çıkılmamasını istiyor. Bunu da dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan insanlarımız için buyuruyorlar! Sn Genel Müdür örnek olması ve öncülük yapmak adına makamına toplu taşıma aracıyla veya bisikletle gitmesi halinde bu çağrısının işe yarayacağına inanıyorum. Aksi halde çağrısına herkes güler geçer.

     

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak