Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

İyi de sonuç nedir?

Cumhur Bandakçıoğlu

    8 Ağustos 2005

    Bizimde haftalar önce Almanya dan aldığımız tüyo ile köşemizden duyurduğumuz, kimilerine göre Bolunun turizm stoku, kimilerine göre turizm potansiyeli, kimilerine göre turizm zenginliklerinin masaya yatırılıp konuyla ilgili bir çok ulusal isimlerinde katıldığı turizm buluşmasının, Bolu Valiliği ve BTSO tarafından Göynük?te gerçekleştirildiğini biliyoruz. Uzaklardan Bolu'yu, internet üzerinden yayın yapan gazetelerimizle takip etmekteyim. Yani kutsal topraklardan (Bolu'dan) internet yoluyla haberdar oluyoruz. Genelde bu tip toplantıların, seminerlerin, ya da sempozyumların (Bilgi şöleni) sonuca ulaşmaktan çok, yiyelim, içelim, eğlenelim türünde geçtiğini, kişisel birkaç egonun tatmin türünde olduğunu veya yapılmak için yapıldığını bildiğim için, bu etkinliklerden kişisel olarak bir getirinin olmayacağı yönünde düşüncelere sahibim. Tabi bu tamamen kişisel bir öngörüdür. Takip ettiğim kadarıyla yerel basınımızda konuyla ilgili ciddi bir haber çıkmamıştır. Sadece Tahsin Namdar hocamız ve büyüğümüzün köşesinde konu ile ilgili seri yazılar çıkmıştır. Gerek Valilik gerekse BTSO tarafından da toplantının sonuçları ile ilgili herhangi bir bildirge yayınlamamıştır. Yani bu toplantıya katılanlar, göller, ormanlar, temiz hava, bal kaymak, fırında sütlaç, Bolu'yu görürsen iki kolunu aç.. Edebiyatını tekrarlamışlardır. Zaten başka bir şey beklemek, saflıktan öteye gitmez.

    Değerli büyüklerim sizlere akıl vermek gibi bir niyetim yok ama aklın yolu bir.

    Yatırımcı Bolu ya niye gelsin? Ne gibi avantajlarımız var? Tamam, stok, potansiyel, zenginlik Bolu'nun doğasında ve konumunda mevcut da, siz bunların dışında ne verebiliyorsunuz? Ne gibi avantajları yatırımcıya ekstra olarak verebileceksiniz? Uygun arazi tahsisi, kaliteli ama ucuz alt yapı sağlayabilecek misiniz? Suyunu, elektriğini, yolunu getirirken bir takım indirimleri belli bir süre uygulayabilir misiniz? Bir turizm işletmesinin kuruluşunda kalem oynatan personelinizin, memurunuzun durumu nedir? Adam yokluğunda bir takım masalara oturmuş çapsızların turizme bakış açıları nedir? Biz biliyoruz ki bir çoğu iş yaptırtmamak, yatırımcıyı bezdirmek, yada bir takım kişisel avantajları sağlamak için masa başında oturmaktadırlar. Sayın büyükler Bolu da kendi çabalarıyla bir şeyler yapmak isteyen küçük yatırımcıları ne kadar destekliyorsunuz? Hiç Abant yoluna çıkıp da kısıtlı imkanlarla güzel işlere imza atanları dinlediniz mi? Veya hafta sonu yaptığınız toplantıya davet edip, ?gel arkadaş sen bu işe gönül koymuşsun? dediniz mi? ?Bu tesisi nasıl yaptın ne zorluklarla karşılaştın bize bir anlat seni de dinleyelim? dediniz mi? Bolu'nun da Sevan Nişanyanlarının olduğunu biliyor musunuz? Bu insanları gerek dışarıdaki, gerek belli masa başlarına oturmuş illegal çapsızlara karşı koruyabiliyor musunuz? Duyamıyorum? Tabiî ki plansız denetimsiz gecekonduvari yol kenarına çakılmış tesisleri söylemiyorum. Verdiğimiz ruhsatlarla zaten doğanın anasını ağlatmışız. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor, canım ormanların içinde ki o çirkin yapıların önünden geçerken? Plan üzerinden havalı maket ve resimlerle satılan fakat bittikten sonra ucube görüntüleri çıktığı orman içi siteler. Önce haftada bir, sonra ayda bir, daha sonra yılda bir gelinen daha sonra unutulan orman içi döküntü siteler. Zavallı ülkem ve memleketim benim. Ölü yatırımlar cennetim. Bolu'yu turizmle kalkındırmak niyetinde olan değerli makam sahipleri boşuna seminer ve toplantılarla uğraşıp milleti yiyip içirmeyin. Stokunuzu, potansiyelinizi, zenginliğinizi alın, vereceğiniz ekstraları avantajları (arazi, altyapı, vb.) toplayın. Türkiye?nin önde gelen Otelcilik gruplarına gidin (Divan, Dedeman, Etap, IC, vb.) buyurun deyin. Bolu'daki sermaye sahiplerinide unutmayın. Siz toplantı ve seminerlerle uğraşırken, bakın diğerleri nasıl çalışıyor. Dünya Gazetesi?nde bir hafta boyunca çıkan gazete ilanını sizlerle paylaşarak yorumu size bırakıyorum;

    Benim yıldızlarım, benim silah arkadaşlarım.

    Askerlik anıları unutulmaz. Geçtiğimiz cumartesi akşamı rahmetli Hayriye (Kınacı) teyzemizin vefatının birinci yıldönümündeki mevlit sonrası, askerlik anıları anlatılamaya başlandı. 79 yaşındaki İsmet (Ayhan) amcamızdan en gencimize kadar herkes bir şeyler anlattı. Herkesin anıları çok özel tabiki. Yaklaşık 50- 60 kişilik Türk temsilciliği ile yaptığımız Belçika Nato Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanlığı?ndaki görevimizde, askeri olmaktan gurur duyduğum isimler her zaman TSK?nın en üst düzeyinde görev yapmaktadır. İşte bu asker anılarının anlatıldığı toplantılarında, benim silah arkadaşlarım diye espri yaptığım, benim yıldızlarım birinci sıradan, bu yıl yüksek Askeri Şüra?da orgenerallik rütbesine yükselen komutanım Ergin Saygun ve geleceğin Genel Kurmay Başkanı orgeneral İlker Başbuğ paşaların askeri olma ve onların yanında askerliğimi yapma gururunu yaşamaktayım. Bu çok özel 13 ayın en önemli hatırası da uluslararası bir görev sonrası aldığım teşekkürün Başbuğ Paşa tarafından mevcut tüm Türk personele imza karşılığında okutulması ve Türkiye?de bağlı olduğum birliğim Hava Kuvvetleri Komutanlığına gönderilmesidir.

    Bu vesileyle Tümgenerallik rütbesine yükselen Bolumuzun Gururu 2. Komanda Tugayımızın komutanı Sayın H. Yılmaz Çiyan paşayı tebrik ediyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak