TEK ANAHTAR DEMOKRASİ

Muğla Bodrum'da yaşayan bir arkadaşımız; gazetemizi İnternet'ten okuyarak Bolu'yu ve bizleri izlediğini belirterek, "Koltuk Kavgası- Sükut-u Hayal- Kirlilik" başlıklı yazılarımızdan etkilenerek bizlere aşağıdaki yazıyı faksladı. Aynen yazıyorum.

Derler ki; Tanrı insanlara özgü üç özellik vermiş. "Dürüstlük- Akıl- Siyasi İrade" Ama kimseye ikisinden fazlasını vermezmiş. Dolayısıyla;

Eğer, DÜRÜST ve AKILLI iseniz- SİYASETÇİ değilsiniz.

Eğer, DÜRÜST ve SİYASETÇİ iseniz- AKILLI değilsiniz.

Eğer, AKILLI ve SİYASETÇİ iseniz- DÜRÜST değilsinizdir.

Evet, bu cümleler yazdıklarımızdan esinlenip yazılan cümleler değil. Buradaki gerçek; tüm ulusal medyada okuyup duyduklarımız, eğitim sistemiz, diğer organizasyonlardaki adaletsizlikten kaynaklanan kaosun yarattığı, siyasetin üretildiği sisteme ve tabi ki siyasetçiye güvensizlik gerçeğidir. 1961 Anayasası'nın getirmiş olduğu nispi demokratik ortam 1982 Anayasası ile rafa kaldırıldığından bu yana genel seçim dönemlerine girildiğinde bütün siyasi partiler 1982 Anayasası'nda demokratik olmayan yasaları özellikle Siyasi Partiler ve Seçim Yasasını değiştireceklerini vaaz ve vaat ederler. Adaylar daha fazla demokrasi için var olduklarını anlatırken telef olurlar. Seçim günü gelir, sessiz bir gün yaşanır. Ertesi gün kimi üzülür, kimi sevinir. Ve gelen günlerde kimse bırak demokrasiyi, "demokrasi" kelimesini dahi kullanmaz. Daha somut söyleyelim. Antidemokratik Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'ndan bir daha hiç kimse bahsetmez.

Ne hikmetse...! Ülkemizin genel açmazlarının asıl anahtarı olan DEMOKRASİ ANAHTARI'nı hiç bir parti kullanmaz. Böyle olunca da tüm yurttaşlar; siyasete- siyasi partilere- hatta demokratik kitle örgütlerine uzak ve mesafeli duruyorlar.

Yurttaşlar bu kurumlarla irtibatı sadece seçim dönemlerinde kuruyorlar. O da kerhen. Bu seçimle beraber yerelde olsun veya genelde olsun tüm seçilenlerin ve muhalefette kalanların öncelikli birinci projeleri mevcut Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'nı daha demokratik (ehven-i şer değil) hale getirilmesini sağlamak olmalıdır. (AB ve ABD istediği için değil) Böylece ülkemizin önü açılmış olur.

Daha endişesiz, mutlu, adaletli ve barış dolu günler bizlerle olsun. Yeni dönem, daha yeni fikirler ve demokrasi getirsin.