Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Aydan, oyunu kuralına göre oynuyor!

Kamuran Alagözoğlu

    29 Aralık 2003

    Popstar yarışmasında şöhreti yakalayan Aydan'ın babası ile geçen haftaki gazetemizde bir röportaj yapmıştık. Köşemde de, "Kahveci Raşit'in oğlundan Başkan olur da, Kahveci Salih'in kızından assolist olmaz mı?" diye Aydan'ı övücü sözler kullanmıştım.

    Aynı hafta içersinde bir de baktık ki, Aydan Şamdan Dergisi'ne soyunuvermiş.

    Aydan'ı eleştirmiyorum. Çünkü bu alemde şöhretin basamaklarını tırmanmak için önce bir soyunmak gerekiyor. Aydan da oyunu kuralına göre oynuyor. O'nu da oyunu kuralına göre oynadığı için hoş görmek lazım. Niye yalan söyleyeyim, ben bile geçen hafta bir Şamdan Dergisi aldım.

    -Bu devirde oyunu kuralına göre oynayamayanlar, ya da oynarken şaşıranlar DGM'ye gönderiliyor. Oyunu kuralına göre oynayanlar ise daima kazanıyor ve terfi ettiriliyor.

    Yılmaz'ın arkası sağlam(!)

    AKP'de Ali Ercoşkun'un aday adaylığını sade bir törenle açıklamasından sonra, Alaaddin Yılmaz da, Ercoşkun'un tam aksine bütün İlçe başkanlarıyla birlikte İl Başkanını arkasına alarak, gövde gösterisi yaparcasına basının karşısına geçip aday adaylığını açıkladı.

    Alaaddin Yılmaz'ın, böyle bir gövde gösterisine neden gerek duyduğu apaçık ortadadır. Ercoşkun ise parti içinde bölünmelere sebep olmamak için böyle görüntüsel bir gövde gösterisi yapmaktan özellikle kaçınmıştır.

    "Partimizin adayı Alaaddin Yılmaz'dır" imajı yaratmak için davet edilen tüm ilçe başkanlarının "Davete icabet etmek şarttır" mantığıyla hareket ederek orada Alaaddin Yılmaz'ın arkasında görüntü oluşturmaları gayet doğaldır.

    Ercoşkun, "parti içi bölünmelere neden olmayayım" düşüncesi içinde hareket ederken, Yılmaz da, "aday olamama endişesi" taşıdığı için arkasını sağlam gösterme çabası içine girmiştir. Bu parti içi yaşanan çekişme gerçeğini kimse gözardı edemez.

    Kimin arkasının ne kadar sağlam olduğu önümüzdeki günlerde elbette belli olacaktır.

    Yangına meşale ile giden kim?

    Türker, "Kar yağışı sonrasında televizyon ve gazetelere baktığımızda Boludağı'nın kapandığı, Bolu'da hayatın felç olduğu yönünde haberler yapıldı. Bu tür haberler Bolu turizmine zarar veriyor" demiş. Vali Türker bunları söylerken, basının abarttığından yakınmış.

    Şimdi sayın Vali'ye sormak lazım;

    -Önceki hafta bütün öğrenciler okullarına rahatlıkla gelebildiği halde, sanki bir felaket yaşanıyormuş gibi gereksiz yere apar topar aldığınız bir kararla okulları siz tatil ettiniz. Bolu'ya gelecek olan bir turist, Bolu'da okulların tatil edildiğini duyduğu zaman, "Kar yüzünden öğrenciler bile okullarına gidemiyorsa, benim ne işim olur o karda kıyamette" diye düşünmesi ve Bolu'ya gelmemesi gayet doğaldır.

    Şimdi burada yangına meşale ile giden, felaket tellallığı yapan basın mıdır? Yoksa Vali'nin kendisi midir?

    Kime satacaksınız Hatay Künefesi'ni?

    Vali Mehmet Ali Türker, Bolu'yu turizmde daha iyi tanıtabilmek amacıyla Özel İdare kaynaklarından para yardımı yaparak, Bolu Kalkınma Vakfı aracılığı ile fuarlara katılıyor, tanıtım günleri düzenlettiriyor. Vali Türker'in bütün bu çabalarının tam aksine geçen hafta yazdığım, "Bir daha gelmeyin turizmi" başlıklı yazımda sözünü ettiğim gibi Özel İdare Müdürü Yusuf Yahyaoğlu da adeta turistleri Bolu'dan kovuyor. Bu yazıma Özel İdare Müdürü veya Vali'den hiçbir cevap gelmemesine rağmen, ihbar mekanizmasından, Yahyaoğlu'nun müşterilere satmak için memleketi Hatay'dan özel olarak Hatay Künefesi getirttiğini öğreniyorum.

    -Gelen turiste, "Bir daha gelmeyin" diyebiliyorsanız, Hatay Künefelerini kime satacaksınız?

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak