Demek görebileceğim!

Geçtiğimiz haftayı İskandinavya?nın yani Vikinglerin Danimarka Krallığı topraklarında geçirdik. Vikinglere ağalar, beyler yapmayın, etmeyin olmuyor kurtarmıyor demeye gittik. Onlarda olması lazım bak olmazsa Çine gideriz dediler. Bizde Çine değil uzaya gitseniz yapacak bir şeyimiz kalmadı diyerek durumun ciddiyetini anlattık durduk. Biraz da blöf yaptık, yaptık ama bir taraftan da kaybetme korkusunu yaşadık durduk. Nasıl yaşamayalım 6 yıldır, yılın 12 ayı alım yapan çok büyük bir müşterinin kaybı söz konusuydu. Sonuçtu savaşı kazandık. Biraz fark kopardık ve geldik. Halbuki memlekette büyüme rekorları kırmış haberimiz yokmuş. Bilseydik böyle olduğunu bu kadar kasmazdık kendimizi! Neyse sonuç itibarıyla çok memnun olmasak da orta halli bir şekilde dünyanın en güzel gözlü sarışınlarını Danimarka?da bırakarak, sahte sarışınlar cenneti olan ülkemize dönüş yaptık. (Ne demişti Nejat Yaraş abimiz; Sahtesinden bir hayat yaşıyoruz! )

Danimarka günleri boycunca Bolu gündemini açıkçası çok takip edemedik. Yakalayabildiğimiz kadarıyla gündeme meşhur hükümet konağı oturmuş. Hani hakkında 100 makale, 500 şiir, 250 öykü yazılan Hükümet Konağı! Bolu'nun kanser olmuş ölümle mücadele eden en ağır hastası! 50 defa ihaleye çıkan ve bir türlü yapılamayan Hükümet Konağı! Bolu'nun ucube, güya tarihi eser diye dokunulmayan çıbanı, sivilcesi! Duyduğumuza göre ihale yapılmış. 13 firma ihaleye katılmış. Bunlardan en düşük teklif veren 7 firma komisyon tarafından elenmiş, ihaleyi 8. firma kazanmış. Tabi ki her zaman en düşük teklifi veren firma kazanacak diye bir durum yok. Kazanan firmanın bundan önceki yapmış olduğu işler nelerdir? Başarılı mıdır, değil midir? Kullandığı kumu, çimentosu, demiri, sıvası, boyası nasıldır? Bir dostumuzun söylediğine göre çalışmalar şimdiden başlamış. Geceleri konağın içinden yanık bir türkü duyuluyormuş? BİTLİSDE BEŞ MİNAREEEEEE BERİ GEL OGLANNN BERİ GELLLLLLLLLLLLL YÜREYİMM YANE YANEEEEEEEE diye... İlk başta Orduevi?deki nöbetçi asker söylüyor zannetmişler. Sonra türküyü çığıranın o olmadığını anlamışlar. Aynı türkü Köy Hizmetleri civarında yani şehir mezarlığı civarında da geceleri duyulmaya başlanmış BİTLİSDE BEŞ MİNAREEEEE BERİ GEL OĞLAN BERİ GELLLLLLLLL YÜREYİMM YANE YANEEEEEEEEEE.. Mahalle halkı besmele çekmeye başlamış şehir mezarlığından geliyor diye? Ne diyelim, bizim böyle hurafeler inanacak halimiz yok. Deprem sonrası malum memlekette de panik atak vakasında patlama var!!! Ülkemiz dahilindeki kamu binalarının halleri içler acısıdır. Bunca yıl bekledik ortaya güzel bir eser çıkmasını istiyoruz. O çirkinlik abidesinin bir an önce ortadan kalkmasını ve Bolumuza yakışır bir Vilayet Konağı?nın inşa edilmesini canı gönülden istiyorum. Türkü meselesine gelince, aynı türkünün birkaç yerde duyulmasına, rastlantıdır diyelim! Aslında hiç umudum yoktu, herhalde ben göremem diyordum. Yanılmışım, Bolu hükümet konağını tekrar eski yerinde görebilecekmişiz. Umarız bu yılan hikayesinin sonuna artık gerçekten gelinmiştir. Gerçi köşe yazarları için güzel bir malzeme böylelikle son bulmuş olacak ama biz altı üstü doğal zenginliklerle dolu bir ülkede yaşıyoruz. Sıkıntı çekeceğimizi hiç zannetmiyorum.

Uzaklardan köşesinin rotası 08 Nisan 2005 günü itibarıyla ABD-NEW YORK 11-12 Nisan da Metropolitan Pavillion 125 West 18th.Street New York da Türk Ev Tekstili Show?unu icra edeceğiz. New York?da yaşayan hemşehrilerimizle buluşmak, onları aramızda görmek bizleri her zaman mutlu edecektir.

Not: +90 532 212 27 25 nolu cep telefonundan veya show daki müracaat standından bana ulaşabilirsiniz.