Ramazan-ı Şerif Hayırlara Çıksın!

    Bir Ramazan Ayı'nı daha eda ediyoruz. Daha önceki yıllarda güney yarım kürede yine uzun ve sıcak günlerde oruç tutmuş olsak da, ülkemizdeki sıcak hava dalgası zor bir Ramazan Ayı'nı bize yaşatıyor. Ramazan öncesi rotamızı Ege'ye çevirdik.  İlk durağımız Kuşadası oldu. Kuşadası diyince bizim için bir mabet olan Ümit Yaman ve Mustafa Yaman'ın PLANET YUCCA'sı vazgeçilmez adrestir.  Kuşadası ve Bodrum'a defalarca gitmemize rağmen, hayatımda hiç gitmediğim Didim'i görmekte bu seneye nasip oldu. Muhteşem bir denize sahip olan Didim, benim için tam anlamıyla bir şok oldu diyebilirim. Didim ismi de Bolu gibi gerçeğinin çok önünde. Yani gölgesi gerçek objeden kat ve kat büyük.  Gerek otantiklik, gerekse modern şehircilik adına hiçbir şey olmadığını söylersek yalan olmaz. Ramazan Ayı'nın ilk sahuruna Didim'de kalktık. Hava inanılmaz sıcaktı. Tatilimizin son günü olması sebebiyle erken saatlerde Didim'den İstanbul'a dönüşe geçtik. Aynı gün gelen bir mesajla İstanbul'da açtığımız orucumuzu, Uşak'da sahur yaparak kapattık.  Cuma günü ise benim için en güzel Ramazan Ayı'nın geçtiği ve yaşandığı Bolumuz'da iftar yapmak için hazır bulunduk. Sıcaklığın 35- 42 derece arasında değiştiği Ege ve İstanbul'dan sonra Bolu'da olmak, adeta cennete olmak gibiydi ve yaklaşık 1 haftadır ilk defa rahat rahat uyuyabildik.
     Gelelim Bolumuza, Ramazan Ayı'nın baş geyiği her zaman olduğu gibi Ramazan Sokağı'ydı. Bu konuda defalarca yazı yazdığım için fazla tantana yapmaya gerek yok. Evet Ramazan Ayı'nda sosyal aktiviteler önemli tabi ama bunu daha steril, daha rahat ve de daha şık ortamlarda organize etmek gerekiyor. Maalesef bizim memlekette bu şekilde yapılamıyor. Yapacak fazla bir şey yok. Halk pejmürdeliği, salaşlığı seviyor. Kucak kucağa sosyalleşmeden mutlu! Hükümet Meydanı Bolu'yu bu aktivite için kaldırmıyor. Belki de Üst Yaka'da da bir meydan düzenlenmeli. Ramazan Ayı bundan sonrada yaz ayında seyredeceği için önümüzdeki yıl bu aktivitelerin Karaçayır'a taşınması ve bir tür panayır havası yaratılmasının daha iyi olacağını düşünmekteyim.
      Cumartesi iftara doğru kapımızın önünde Alaaddin Başkan'a rastladım. Karşılıklı olarak hal hatırdan sonra Başkan bizim muhteşem kaldırımlardan sek sek yaparak evine doğru yürüdü. Bir rivayete göre Başkan az oy aldığı mahalleleri, kendi mahallesi de dâhil cezalandırıyor. Böyle olduğunu pek zannetmiyorum ama Bolu, cadde, sokak ve kaldırımlarıyla acınacak bir halde. Belediye'de devrim niteliğinde şehircilik çalışmaları yapılmak zorunda.
    Ve ülkemiz! Malumunuz sıcak yaz, referandumun yaklaşmasıyla daha da sıcak bir hal almış durumda. İktidar referandumu bir ölüm kalım meselesi olarak görüyor. Türban sömürüsünden sonra, 12 Eylül 1980 İhtilali sömürüsüyle kitleleri özellikle 12 Eylül 1980'ni yaşamamış genç kitleyi etkileme çabasında. Hâlbuki 12 Eylül 1980'nin mimarlarına en ufak bir yaptırım getirmeyen bir anayasa değişikliği ile karşı karşıyayız. Demokrasi kandırmacısı adı altında iktidar gücünü ellerinde tutmak, saltanatlarını ve paylaşımlarını ileriye götürme düşüncesi dışında hiçbir niyetin olmadığı çok net bir şekilde ortadadır. Bir ülkeyi bölünme ve ayrışmanın ucunu getirmiş siyasi zihniyete dur demek ve de çeki düzen verdirmek adına referandumda tercihimiz HAYIR olacaktır.  Her türlü oyuna karşı bu ülkeyi seven bütün vatanseverlerin siyasi görüş ayrılığı olmaksızın HAYIR'ı tercih edeceğinden şüphe duymuyorum.
      'Acil Kodu'yla AEROBIYOLOG aranıyor!!
    Yine, yaz aylarının gelmesiyle ortaya çıkan ve Bolu halkıyla içli dışlı olan havaya karışmış bakteri, mantar, çok küçük böcekleri (ÜVEZ) inceleyen Aerobiyoloji uzmanı AEROBIYOLOG lar aranmaktadır.
Müracaat: Bolu Halkı