Nedir bu siyah renk merakı!

       Güzel ülkemin garipliklerindendir araçların camına film taktırmak. Muhtemelen Amerika'da doğmuş Ortadoğu'da kendine iyi bir yer bulmuştur. Kendini gizlemek saklamak ve de korunmak ana gaye olsa da, bir kısım düşünceye göre de dikkat çekmektir amaç.    
      Ortadoğu ülkelerinde hanımı kara çarşafla dolaşanların büyük kısmı, araçlarının camlarını da karartır. İçerisi dışarıyı görür, dışarısı içeriyi görmez! Batı ülkelerinde ve Amerika'da genelde devlet büyükleri ve bir takım iş adamları bu yola başvurur. Medeniyetin tavan yaptığı İskandinav ülkelerinde ise hiçbir arabayı kapkara camlar içinde göremezsiniz. Bizde ise olay tamamen özenti ve ilgi çekmek, birazda yukarıda saydığımız nedenlerdendir. Zaten baktığınızda bu araçların büyük bölümü model olarak ya eskidir, ya da son dönemde benim ciddi olarak gıcık kaptığım hafif ticari araçlardandır. Veya sonradan görme diyebileceğimiz tiplerin, altlarına çektiği son model pahalı araçlardadır.
     Bolumuz'da mobese kameralarından alınan görüntülerle araç sürücülerine telefonla konuştuklarından ve de emniyet kemeri takmadıklarından dolayı ceza kesildiğini öğrendik.
      Malumunuz hazinenin yükü ağır! Ama diğer bir gerçek de var ki, trafik kurallarına uymadığınız zaman bütün dünyada ceza yersiniz. Trafik cezasında çifte standart olmaz, olmamalıdır da. Fakat görünen o ki camları filmli araçlar bu açıdan bir avantaj elde etmişler gibi durmaktadır. İşin özü araçları son derece itici şekle sokan, her açıdan trafikte birçok sakıncası da olan ve de çifte standarda yol açan koyu renk cam filmleri, her ne olursa olsun yasaklanmalıdır.
      Gözlükler siyah, takım elbise gömlek siyah, ayakkabılar siyah, otomobiller siyah kaş göz siyah. Galiba bir psikologa danışmak da fayda var; ne yatmaktadır bu siyah renk merakının altında?
    
      Cumhuriyetimizin 88 Yılı Kutlu Olsun!
      Bugün dünyada olup bitenlere ve yakın coğrafyamıza baktığımızda Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere ne büyük bir değer bıraktıklarını bir kez daha görebiliriz. Düne kadar Atatürk'ün adını ağızlarına almaktan çekinenler bile, bugün geldikleri noktada o dehanın yaratmış olduğu mucizenin olduğunu kabul etmektedirler.
     Bu özel günde yapılacak her türlü etkinliğe kendi kendine bahane yaratarak adeta durumdan vazife çıkararak engellemek veya ertelemek abesle iştigaldir.    
      Tabii ki canımız yanıyor. Çukurca da canımız yanıyor, Erciş de canımız yanıyor. 29 Ekim birlik ve beraberliğimizin, özgürlüğümüzün dünyaya ilan edildiği gündür. Şartlar ne olursa olsun imkân ve olanakların el verdiği, bayrağımızın dalgalandığı ve de kalbimizin attığı her yerde en iyi şekilde kutlanmalıdır.