33 senedir Bolu halkı bu gazeteyi okuyor. Gazetemizdeki mesaj ve yorumlar, ne kadar çok okunduğumuzun KANITIDIR

Burası Bolu, olsa da olu, olmasa da olu!

Esra Yıldız

    6 Ocak 2012

    Bir şey daha öğrendim.
    Belediye uygulamalarının halka eziyet edip etmediğini test etmek için,
    O yere Cumhurbaşkanı'nı davet edeceksin.
    Edeceksin ki; bakalım söz konusu uygulamalardan kendisi de nasibini alıyor mu?
    Biz çağırdık.
    Testimizi de yaptık.
    Sonuç: Biz kesin eziyet görüyoruz.
    Değerli misafirimiz geliyor diye, yollar ve oraların dubaları tertemiz yıkandı.
    Toz yemesin, görüntü kirliliği kendisini germesin diye.
    Artık beşikteki bebeğin bile bildiği şu ünlü meydandan geçen yol, kendileri için dün açıldı.
    Ağır misafir, Anıt Park'ın arkasından dolaşıp eziyet çekmesin diye.
    Geçeceği tüm yollardaki delik ve çukurlar bir gecede kapatıldı.
    Arabası buralara düşüp, kendisi içinde sarsılmasın diye.
    Ziyaret zamanı kısıtlı olduğundan; test edebildiğimiz yerler de maalesef kısıtlı oldu.
    Eminim daha çok yere götürülseydi; her gittiği yerdeki uygulamalar, kısa sürede olsa, lehimize dönecekti.
    Evet, biz onun gördüğü ilgi ve alakaya layık değiliz.
    Çünkü plandan, programdan anlamayan bilgisizler toplumuyuz.
    Yapılanları göremeyecek kadar kör ve haksız eleştiriler yapacak kadar insafsızız.
    Şu satırları; bir cuma sabahı, 21.yüzyılda bölgenin en güçlü devleti diye anılan Türkiye'nin batıda yer alan güzide şehri Bolu'dan yazıyorum.
    Evet, mübarek cuma sabahı...
    Ama musluklarda su yok.
    Keşke Cumhurbaşkanım bu sabah, bizim misafirimiz olarak, bizle beraber uyansaydı da; elini yüzünü yıkamak için lavaboya yönelseydi.
    Belki o zaman sularımız akar, biz de cuma gününe sinirlenmeden hazırlanabilirdik.
    Tam 2 ay.
    Haftada üç defa ve en az dört beş saat.
    Önceden bilgi verilip uyarılmadan...
    Bu halk susuz bırakılıyor.
    Çamur kuruyunca ciğerlerine havalanan tozu çekiyor.
    Hastalıktan kıvranıyor.
    Gece nöbetçi eczane bulacak,
    İşaret olmadan kapatılan yollar yüzünden; kendi şehrinin sokaklarında kayboluyor.
    Ne hakla?
    Tamam, kötü uygulamalarınızı misafiri rahatsız etmesin diye yarım gün olsun değiştirdiniz.
    Büyük Cami'ye çıkan merdivenin çirkinliğini, bize el sallayan resmiyle gizlediniz.
    Peki, halkınıza çektirdiğiniz çilenin vicdani sorumluluğunu ne ile gizleyeceksiniz?
    Çok merak ediyorum.
    Hizmet dediğin, kırsalda olsa bile, "Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz." hassasiyetiyle bitire bitire yapılır.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak