BolununSesi, yazılmayanları ve yazılamayanları yazdığı için OKUNUYOR

Bu yaz tatil stresine girmeyin !

Fırat Oktar

    27 Haziran 2012

     

          Çoklarımız için beklentimizin en fazla olduğu zamanlar belki de sıcak yaz günleri...

          Bütün bir yıl çalışıp, gitmeyi hayal ettiğimiz tatilimiz... 365 günde kimi 10, kimiyse 15 gün, ama çoğumuz sadece 7 günlüğüne bütün bir yılın stresini bu kısa süreçte üzerimizden atma telaşesindeyizdir. Kendimize, gidecek bir uzak diyar, görecek bir manzara, dinlenecek bir otel, deniz-kum-güneş, görmediğimiz bir şehir ya da eşsiz bir doğa ararız. Mutlu olabileceğimiz, rutinde yaptığımızdan farklı, değişik bir şeyler yapabileceğimiz, ailemizle, sevdiklerimizle, dostlarımızla bir arada geçirebileceğimiz bu kısacık zaman dilimi için haklı olarak en doğru tercihi yapmaya çalışırız. Çünkü bütün bir sene çalışmış ve dinlenmeyi haketmişizdir.

         Ya da... sistemin bize başka bir dayatmasıdır bu. Popüler kültürün gerekliliği...

          Tatili hakettiğimiz ve bize verilen bir ödül gibi algılamayı en fazla yaşadığımız şu günlerde yazın gelmesini sabırsızlıkla bekleyip kitleler halinde güneye doğru deniz kıyısı beldelere, otellere, tatil köylerine mi göçeceğiz? Ya da bir bölgeyi, bir ülkeyi daha önce bir yerlerde okuyup, görüp merak ettiğimiz o yeri keşfe mi çıkacağız bu yaz ?

          Her ikisi de tamamen yaşanmışlıklara, beklentilere, ilgilere, ihtiyaçlara, özetle kişiye göre değişir. Değişmeyecek tek şey var ki tatile çıkma planları, son yıllarda artık lüks olmaktan çıkmış gibi algılanan veya algılatılan zorunluluğa dönüşmüş bir stres dönemi olarak geçiyor çoğumuz için. Yalnızca güzel geçmesini umduğumuz bir haftalık sürecin, haftalar, hatta aylar önce başlayan hazırlık süreci, araştırma, fiziksel bir ürün satın almıyor olmanın zorlukları, hayaller kurma ve yanılsamalar bütünü olan gidilmeden önceki süreç ve son olarak fiyat kargaşası.

          İşte bütün bunlar varken haliyle tatil dediğimiz yani özünde dinleneceğimiz gelip geçecek kısacık bir sürenin öncesinde strese girmek artık ne yazık ki normal oldu.  

          Tatil anlayışı ilk başta az önce sözünü ettiğim iki seçenekten ibaret gibi. Ya da çoktan seçmeli köye, yaylaya akrabalara ziyarete gitmek gibi seçenekler ekleniyor bütçelere bağlı olarak. (E) hiçbiri şıkkını seçip evde oturmayı isteyenlerde (tercihen veya zorunlu olarak) var tabi.  

         Bu dönemsel seçeneklerin oluşturduğu kast sistemi, haliyle tatile gidilmişliğin ispatlanmasının gerektiği bronzlaşma çabası içerisindeki haşlanmış tatilcileri, facebookta her adımını fotoğraflarında paylaşanları (bakın ben nerelere gittim (: ), yer bildirimi yapanları, gidilen yöreye özgü hatıralıkların, otel odasından araklanan logolu sabunları evinin banyosunda sergileyerek, gelen misafirlere 5 yıldızlı otelde kaldık demenin kibar versiyon sunumunu yapanları beraberinde getirdiğini de unutmamak gerekir.

          Tatil dinlenmek midir sizce ?

          Eğer dinlenmekse neden yüzlerce insanın eş zamanlı gittiği tatil köylerinde, otellerde çile çekiyorsunuz ? Kaçınız havuzun en güzel tarafından  yer kapmak için gece havlunuzu şezlongların üzerinde bıraktı ? Akşam yemeği için açık büfe kuyruğunda ya da düzgün bir masada oturabilmek için sıra beklemediniz mi o pahalı "herşey dahil" 5 yıldızlı otellerde ?
     
    Her gün başka bir şehri gezdiğiniz, her akşam bavul boşaltıp ertesi gün toplanıp başka şehir, başka otele gittiğiniz, saatlerce yolculuk yaptığınız, yürümekten ayaklarınızın şiştiği geziler sizin için tatil mi demek ?

          Tatili yeniden tanımlayalım :

          Önce kafamızın içinde yer eden tabuyu yıkmak gerek bu tanımı yapabilmek için.

          Tatil eş zamanlı bir sürede, size iş yerinizden verilen izin doğrultusunda, yılın belirli bir döneminde yapılabilir olduğuna inanılan bir dinlenme süreci değildir. Zaten böyle geliştiğinde dinlenebilmeniz pek mümkün olamaz. Tatil, siz ihtiyaç duyduğunuz andadır.  Yapmayı istediğiniz andadır.

           Kendinize zaman ayırabildiğiniz, sevdiklerinizle iyi vakit geçirebildiğiniz, başkalarının size verdiği değil sizin kendinize vereceğiniz bir ödüldür tatil.

           Bir yerden başka bir yere gitmek orada belirli bir süre kalmak tatil değildir. Yer değiştirmedir, seyahattir,  yolculuktur. Tatil ona yüklediğiniz anlamda gizlidir.

          Bu yolculukları tatil gibi algıladığınızda, lüks gibi algıladığınızda ve gerçekleşmesi için izinli olacağınızı düşündüğünüz (garantisi yok) haftanın gelmesini beklediğinizde sözünü ettiğim stresi de yaşamak kaçınılmaz olabilir.

           İçinizden geldiğinde gittiğiniz, kendinizi özgür hissedebildiğiniz, mutlu hissedebildiğiniz bir yerde en yakınınızdaki insanlarla veya yalnızken aldığınız huzurlu bir nefeste, üzerinizdeki bütün yükü ve o an için tüm sorumluluklarınızı bir kenara bırakıp dinlediğiniz kendi sesinizde, işi gücü, dertleri düşünmediğiniz zamanlardadır gerçek tatil.

              Seyahat etmek, tatile gitmek yeni bir yerleri görmek lüks veya zor mu sizin için ?

            Şu anda karar verirseniz 6-7 saatte Paris'e gidebilirsiniz. Vizeniz mi yok ?
    Yaklaşık 5 saatte Moskova'ya ulaşabilirsiniz.
    Pasaportunuz mu yok ? 3-4 saatte Girne'ye gidebilirsiniz.
    Uçak çok mu pahalı ? en çok 8-9 saat uzaklıkta Alaçatı, Edremit, Assos, Şirince, Göcek, Olympos gibi o kadar fazla alternatifiniz var ki. 
           Vaktiniz mi yok ? Gölcük'e, Mudurnu'ya, Safranbolu'ya, Amasra'ya balık-salata yemeye günübirlik gidebilirsiniz.
           Paranız mı yok ? Peki akıllı telefonlarınız var mı ? Tabletleriniz, lap-toplarınız ? Aksesuar eklenmiş arabalarınız ? Fazladan birkaç yüz lira ödenmiş 3d led tv leriniz ?
    Ya da bu olası masrafın  önüne geçmiş başka tercihleriniz var sizin...

            Bir yerleri görmek, yeni bir yere gitmek ya da  yurtdışına çıkmak çok zor veya pahalı değil. Sadece öncelikleriniz başka, bunu kabul etmek çok doğal, zaruri tercihiniz değildir gezmek.
          Ama ben gezmeyi, yeni yerler görmeyi çok severim diyenler ve bu saydığım bahanelere sığınanlar bir daha düşünsünler...
    Unutmayın ki günlük harcadığınız 30-40 liradan 1 lira bile fazla harcamadan başka bir ülkede de gününüzü geçirmeniz mümkündür.
    Evet... konaklama da dahil...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak