BolununSesi; Halkın Gazetesi

Bolu'da uzay çalışmaları yapılabilir

Fırat Oktar

    24 Mayıs 2012

         Turizm günlükleri; ağırlıklı olarak Bolu ve yakın çevresinde, daha sonra Batı Karadeniz Bölgesi'nde yani genel hatlarıyla lokal çerçevede, gerektiği noktalarda ülkesel ve uluslararası boyutlarda turizm sektörü hakkında bilgilendirme, bilinçlendirme, ve öznel fikirlerin paylaşılması amacıyla var olan, ancak tartışmaya açık ve geliştirmeye yönelik eleştirileri seve seve kabullenip üzerine güncellenerek gelişmeyi misyon edinmiş bir başlık. Vizyonu, olması gerektiği gibi yazarı kadar,  yazarının görebildikleri, algılayabildikleri kadar. Amacı, yazarının kendi uzmanlığı olan sektörde fikirlerini duyurma çabasındaki naçizane serzenişler.
         Serzenişlerin sebeplerinden bahsederken başlangıç olarak, komik ama belki de sektörel profesyonellerin en az konuşabildiği yerel ortamlarda, onların yerine kent kültürü için popüler sayılabilecek kişilerin, her şeyi bildikleri gibi bu alanda da daha bilgili olduklarını düşündüklerini sanmalarının acı gerçekliği ön sıralarda yer alabilir. Yada daha samimi bir tanımla, konuşurken karşısındakini dinlemeyi bile bilmeyen bir sürü insanın, daha kolay fikir sahibi olunabilir turizm hakkındaki atıp tutmalarına bilgisiz veya ilgisiz bir sessiz kalma süreci.
         Endüstriyel Ürünler Tasarımı hakkında veya benzer spesifik dallar hakkında bu kadar rahat atıp tutulamaz. Çünkü bilgi gerektirir. Ama turizm bunu gerektirmez rahatça atabilirsiniz (!). Dikkat etmeniz gereken bu söylemlerin içinin ne kadar dolu olduğudur.     
          Bolu'da yayla var mı? Tabi var. O zaman yayla turizmi Bolu' da yapılabilir demenin neresi yanlış, haydi bunu herkese duyuralım şeklinde içler acısı bir bakış açısı var. Veya kongre turizmini ele alalım; Bolu, İstanbul ve Ankara gibi iki metropolün tam ortasında kısacası 2 saat doğu ve batı mesafemiz 30 milyonluk bir potansiyel, her iki şehirde özel şirketler ve şubeleri mevcut hepsinin orta noktası bizim şehrimiz. O zaman Bolu'da kongre turizmi yapılır. Bu sefer fikir güzel, ama içi maalesef yine boş! Altyapı nasıl kurulmalı, kongre turizmi yapan bir rol modelin var mı? Nelere, hatta daha ne kadar çok şeye ihtiyaç olduğunun farkında mısın ? Değilsin, ama yapılır diyorsun. Bana nasıl yaptığınızı, bu işi başarabilmek için ne kadar yol katettiğinizi, sadece büyük kapasiteli toplantı salonları veya teknik ekipman altyapısı kurmanın bu iş için yeterli olmayacağını anlatın.
         Turizmdeki tüm dinamiklerin, birbiri ile nasıl bağlı olması gerektiğini, eksikleri, ihtiyaçları anlatın. Bir tane bile "DMC" (destination management company / profesyonel hizmet veren yerel bölge uzmanı firma) yokken, operasyon gücü, organizasyon altyapısı yokken, çıkıp ortaya bana Bolu'da kongre turizmi yapılır dersen, bende sana Bolu'da uzay çalışmaları yapılabilir veya astronot eğitimi verilir derim.
          "Körler diyarında tek gözü olan kral olur" diye bir söz var. Bir benzetme yapmak gerekirse, burası körler diyarı olmasa da düşündüğümüzde, pek çoklarımız gözünü sıkı sıkı kapatmıyor mu? Görmedim diyebilmek için sadece, ilgisiz görünmek için, belki içlerinde ne fırtınalar kopuyor ama onlar dışarda meltem esintisi halleriyle görünüyorlar. Görmek istemedikleri için kör onlar, tercih ettikleri için, yeterince cesur olmadıkları için körler.
         Yoksa neden, herkes en iyi yapabildiği şey hakkında alakası olmayan birileri atıp tutarken sessiz kalsınlar? Yoksa neden, içinde bulundukları mutsuz yaşayışlarını daha iyi hallere getirmek için çaba göstermesinler?
         Diğer yandan, Mimarlar Odası tarihe ve kültüre sahip çıkmayı sürdürüyor. Bu gurur duyulacak bir şey. Kimse sahip çıkmazken, kimse sesini yükseltmezken sadece onlar var.
          Vikipedi'ye göre, Mimarlık veya mimari, binaları ve diğer fiziki yapıları tasarlama ve kurma sanatı ve bilimidir. Mimar ise bu işi yapan uzman kişidir. Zaten bu antik kenti, tapınakları, tiyatroları yapanlar da, üzerine bugünkü şehri kuranlar da, mühendisler, mimarlar değil miydi ?
         Güzel görünen bir şeyi yani tarihe sahip çıkmayı, güzel görünmeyen bir şekilde yaptıklarını düşünüyorum. Hedefiniz tarihi mi korumak yoksa Belediye Başkanı mı?
         Belediye Başkanı ile yaşadığınız bu kent meydanı krizinin üzerine bana derseniz ki Bolu'nun tarihi, kültürel değerleri, gelecek nesiller... Kusura bakmayın ama bir vatandaş olarak bana samimi gelmez bu saatte söylenilen sözler. Belediye Başkanı'nı savunmak için değil söylediklerim ama, sizde bu kalıntılar ilk ortaya çıktığında, mozaikler bulunduğunda, tiyatronun caveası ( izleyicilerin oturduğu bölüm) ortaya çıkarıldığında, niye bu kadar sesinizi çıkartmadınız ?
          Savunduğunuz şey doğru, nasıl savunduğunuzda doğru, savunma sebebinizi hala anlayamıyorum. Belki ben de körüm...

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak