Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

GÖLCÜK TABİAT PARKI (!)

Yeşim Seçen

    7 Haziran 2012

    Abant Gölü Tabiat Parkı'nda 2009 yılında yaşanan talihsiz tahribattan sonra, Bolu'nun bu konuda sınav kaybederek sırasını savdığını, en azından uzun sayılacak bir süre, korunan doğal ortamlarla ilgili her hangi bir girişimde bulunulamayacağını, buna cesaret edilemeyeceğini düşünüyordum ancak ne yazık ki yanılmışım. Nasıl ki, 17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara depreminden her hangi bir ders almadığımızı son Van Depremi'nde gördüysek, Bolu ve Abant'ta yaşananlardan da, yerel yöneticilerin en ufak bir ders almadığını, Gölcük Tabiat Parkı'nın Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan alınarak, Bolu Belediyesi'nin işletmesine verilmesi çabalarında görüyorum.
    Sözü hiç uzatmadan, neden böyle düşündüğümü, Çevre Misyonu Platformu (ÇEVREM) adlı çevre platformunda yayınlanan bir makaleyi aynen aktararak, ifade etmeye çalışacağım.

                'TABİAT PARKLARIYLA DAHA FAZLA OYNAMAYIN!
    2009 yılında Abant Gölü Tabiat Parkı'nda yaşanan doğal tahribattan üç yıl sonra, sırada Bolu Gölcük Tabiat Parkı mı var?
    Gölcük Tabiat Parkı'nın işletmesinin Bolu Belediyesi'ne devredilecek olması, eşsiz güzellikteki tabiat parkının, tüm doğal özelliklerini kaybetmesi tehlikesini getiriyor. Tabiat parkı için, otel, restoran, satış mağazaları, özel güvenlik, çevre düzenlemeleri gibi yoğunluğu artırıcı çalışmalar düşünülürken, işletmenin de müstecire devredilmesi planlanıyor.
    Tabiat Parkları, ayrıcalıklı özelliği olan doğal ortamları, bu doğal özellikleriyle korumak, koruyarak yararlandırmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla yapılandırılıyor. Asıl olan, bu doğal ortamlarda yapılaşmaya gitmemek, doğaya müdahale etmemek olduğu halde, şehir parkı işletmesi mantığıyla çeşitli konumlandırmaların yapılacak olması, başlı başına bir yanlış, başlı başına tehlike.
    Tabiat parkları ve milli parkların fonksiyonel kullanımı; bu bölgelerin doğal yapılarının bütünüyle korunmasıyla, fauna ve floranın özgür bırakılmasıyla, kent içi tasarımında kullanılan beton ve plastik unsurların bu alanlardan uzak tutulmasıyla, yoğunluklu ziyaretler yerine sürece yayılmış kullanımının sağlanmasıyla, stresten kaçış noktaları olan bu bölgelere kent stresini hatırlatan yapılanmaların sokulmamasıyla gerçekleştirilebilir.
    SİT alanlarını belirleyen yasalarla oynanarak SİT alanlarının korumasız bırakılması yetmiyormuş gibi, önüne gelen yerel yöneticilerin tabiat parkları ve benzeri doğal ortamlardan gelir elde etme amaçlı projelerin peşine takılması, koruma altındaki alanlara geri dönüşü olmayan zararlar vermekte. Abant Gölü'nde yaşanan, Manisa Spil Dağı Milli Parkı ve Uludağ için uygulanması düşünülen yapılaşma ve korunan alanların statüsüne aykırı projelerden, sahip olduğumuz eşsiz güzelliklerin özelliklerinin kaybolmasına yol açacağı için, bir an önce vazgeçilmelidir.

             ABANT'TA NELER OLDU?
    Hatırlanacağı gibi, 2009 yılı içerisinde, Milli Parklar Genel Müdürlüğü korumasından alınarak, Bolu İl Özel İdaresi'ne devredilen Abant Gölü Tabiat Parkı'nda, bir dizi majör hata yapılmış, geri dönüşü olmayan doğal yıkımlar oluşturulmuştu.
    Abant Gölü, Bolu İl Özel İdaresi'ne devredildikten sonra, ilk olarak gölün suyunu tahliye eden çıkışa, yüksek bir beton set yapılarak, gölün suyunu boşaltması engellendi. Suyun 2 metre yükselmesiyle, gölü çevreleyen doğaya uyumlu yolun büyük bir kısmı, göl kenarı çayırlıkları, endemik özellikli yamaçlar, yüzlerce çam ağacı, su samurlarının yaşam alanları, göl kenarı çalılıkları, endemik bitki ve çiçekler, sazlık ve kamışlıklar, Abant nilüferleri sular altında kaldı.
     Suyu tahliye etmek yerine, derhal yeni bir yol oluşturma peşine düşüldü.. Bu amaçla önce tabiat parkına ağır iş makineleri sokuldu. Yeni yol için yarmalar açıldı, çıkan malzemeler yamaçlardan aşağıya ve göle boca edildi. Yer yer 4-5 metrelik, doğal görüntüyü bozan yarmalar oluştu. Bu arada, gölün yakınlarındaki bir dağın zirvesi, göle boşaltmak amacıyla kazındı ve çıkartılan 2 bin kamyon toprak ve kaya, göle döküldü. Göl kenarında, mendirek benzeri bir tahkimat, yer yer 11 metreye kadar varan genişlikte yeni bir yol oluşturuldu. Bu arada, su içerisinde kalan 800 kadar çam ağacı geçen süreçle kurudu. Su samurları kayboldu, göl kıyı kenar çizgisi ve topografya tümüyle değişti. Flora ve Fauna çok büyük bir yıkım yaşadı.
    Kamuoyunun, ulusal ve yerel medyanın beklenen tepkiyi vermesi ve sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütlerinin baskısı karşısında, projenin başında bulunarak yapılan hataları organize eden Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar görevinden alınarak, Bilecik'e tayin edilmiş, Abant Gölü Tabiat Parkı da, yargı kararıyla yeniden Çevre ve Orman Bakanlığı'na ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesine devredilmişti.
    Görünüşe göre, Abant Gölü Tabiat Parkı'nın, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na bağlı bulunan Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden alınarak, Bolu İl Özel İdaresi'ne devriyle yaşanan korkunç tahribat Bakanlığa ders olmamış olmalı ki, aynı uygulamayı bu kez de, Gölcük Tabiat Parkı'nı Bolu Belediyesi'ne devrederek gerçekleştirme yanlışlığı peşine düşüldü. Yerel bir otelin, Gölcük'te bir otel yapılması ve kır gazinosunu da restoran olarak kullanılması yönünde talebi olduğu, şimdiden konuşulmaya başlandı. Bolu Belediye Başkanının; 'inşallah hata yapmayız, inşallah bizler de İl Özel İdaresi gibi yanlışlar yapıp da, Gölcük'ün tıpkı Abant gibi Bolu'dan ayrılmasına sebep olmayız" şeklindeki açıklamaları, tabiat parkının, daha sonra geri dönüşü olmayacak bir tehlike riski altında olduğunun da göstergesi.
     Abant Gölü Tabiat Parkı deneyiminde yapılan hatalar, Gölcük Tabiat Parkı'nın Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden alınıp Bolu Belediyesi'ne devredilmesiyle yeniden yaşanmamalıdır. Bu amaçla, her doğaseverin, geleceğe karşı sorumlu olan her çevre dostunun bu devire karşı çıkması, yeni bir hataya izin vermemesi gerekir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nı, kamuoyunu, ulusal ve yerel medyayı, korunan alanları şehir parkları gibi düzenleyecek olan yerel uygulamalara karşı çıkmaya çağırıyor, 'lütfen korunan alanlarla, hangi amaçla olursa olsun daha fazla oynamayın' diyoruz!
    Çevre Misyonu Platformu / ÇEVREM
    6 Haziran 2012, Çarşamba
    (fotoğraf; Gölcük Tabiat Parkı / ÇEVREM)'

    Hoş kalın, sevgiyle kalın ve Dünya Çevre Günü, yeniden kutlu olsun.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak