BolununSesi; Halkın Gazetesi

Mimarlar, turizm ve sadece bir çivi yüzünden, bir ülkeyi kaybetmek...

Fırat Oktar

    18 Eylül 2012

          Son aylarda yerel basından takip ettiğim kadarı ile, gerek Belediye Başkanı ile karşı karşıya kalmaları, gerek kendi içlerinde bir takım tartışmalar yaşamaları, gerekse gerçekleştirdikleri hizmetlerle, en aktif oda olarak nitelendirebileceğimiz Mimarlar Odası geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri "Olağanüstü Genel Kurul" ile yeniden bir yapılanma sürecine girmiş.
          Öncelikle başarılar diliyor ve hem bu konuya ilişkin, hem de farklı bazı yazılarım sonrasındaki bazı yanlış anlaşılmalara değinmek istiyorum. Her şeyden önce söylemeliyim ki, hiçbir zaman taraf olmadım. Siyasi içerikten uzak kalmaya, zor olsa da menfi olmamaya özen göstererek, en iyi bildiğim konuya ve buna ilişkin bağlantısı olan noktalara yönelik fikirlerimi anlatmaya çalıştım. Mimarlar Odası sunumunda turizme dair çıkarımlarını eleştirdim, Belediye Başkanı'nı desteklediğimi sananlar oldu. Belediye faaliyetlerinin turizme verdiği zararı eleştirdim, bir partiyi desteklediğimi veya Başkan'a karşı duranların yanında olduğumu sananlar oldu.  Düne kadar başka bir ülkede yaşıyordum, bugün kendi memleketime, Bolu'ya döndüm. Uzaktan bakıyordum, artık yakınım. Ancak yine aynı şekilde, uzaktan bakmaya devam edeceğim.
        Yoksa göremem...
        Yapmaya çalıştığım şey bu; görebilmek...
         Amacım, en iyi yapabildiğim işi, kendi memleketimde, elimden geldiğince yapmaya çalışmak ve bu köşeden taraf olmaksızın sizlere bildiklerimi, düşündüklerimi aktarabilmek. Yazılanlara önyargı ile yaklaşıldığında, konulara içerikle değil sadece yazının başlığı ile değerlendirme yapıldığında, okunanları hiçe sayarak her şeyin en iyisini bildiğini düşünmenin tatminsizliği ile yorum yapıldığında ortaya çıkan tablo ne yazık ki hiçte iç açıcı değil. Ancak olağan...
          Önemli olan aynı fikirleri paylaştığınız kişilerle değil, farklı görüşü olan kişilerle seviyeli bir şekilde tartışabilmektir. Aksi takdirde nasıl gelişebilirsiniz. Zıtlıklardır, insana yaşamayı önemli kılan. Fakirliği bilebilmektir, zenginliği anlamlı yapan. Mutsuzluğu yaşayabilmektir, mutluluğun tadına varmak.
          Bu yüzden olumsuz yorumlar, benim için çok önemli oldu her zaman. Fakat tartışmak için yeterli olmayan platformlarda, üstü kapanan pek çok konu oldu. Umarım bunu da aşmak için gerekli noktalarda, gerekli kişilerle bir araya gelme şansı buluruz.
         Olağanüstü Genel Kurul'da konuşulanları ilk okuduğumda, bazı bölümler gerçekten ilgimi çekti. Kendi aralarında yaşadıkları tartışmalardan öte Sn. Semih Dimicioğlu, güzel bir konuşma yapmış ve demiş ki; "Bolu'nun tarihi değerlerine ister Osmanlı ister pagan olsun hepsine önem veriyoruz. Bu değerleri ortaya çıkarmak, dünyaya tanıtmak sürdürülebilir turizm ilkesiyle Bolu ekonomisine kazandırmak ana hedeflerimizdendir." 
          Özellikle altını çizmek isterim ki sürdürülebilir turizm en basit anlamıyla, bahsi geçen çevrenin bozulmadan, korunarak turizme kazandırılması ve gelecek nesillerde bu kültür ve ekolojik sürecin kaybolmadan devam ettirilebilmesidir. Yani geçmişten kalan değerlere sahip çıkacaksınız, turistin bu gözlem süresince yaşayışı etkilemeden sadece seyretmesini ve ekonomik katkı yapmasını sağlayacaksınız, özetle hem koruyacaksınız, hem de bunu sürdüreceksiniz.
         Yaklaşım son derece güzel, belirtilen misyon son derece güzel. Belirten kişi şüphesiz değerli bir kişi.  En nihayetinde memleketine, geçmişine ve değerlerine sahip çıkan bir kişi. Ancak bu kişi bir mimar.
           Bir mimar böyle şeyler söyleyemez mi?
           Pek tabi söyler, çok iyi de yapar. Fakat asıl sorun şu ki; Kentin turizmi için duyarlılıkla bu söylemlerde bulunmayı ihtiyaç hisseden kişi bir turizmci değil de bir mimarsa, bu; üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken bir konudur.
          Turizm camiası ne ile meşguldür? 
          Gönül ister ki, turizm sektörü oyuncularımızın aşırı yoğun ve bu yoğunluk neticesinde benzer misyonları dile getirebilmesinin zor olduğunu söyleyeyim. Diğerlerini bilmem ama ben, ortalamanın altında bir doluluk oranıyla, turizm şehri tabirinin çok uzağında, örgütlenemeyen, birlik ve güç olamayan bir sektör ortadayken, farklı bir sektörün aktif bir sivil toplum kuruşundan, derneğinden, odasından, vakfından böyle bir söylemi okuduğumda bir turizmci olarak utandım.
         Ne olmasını bekliyorsunuz? Mimarlar Odası sürdürülebilir turizm ilkesi ile, sadece mimari eserlerin korunmasının, gerekli koşulların sağlanmasının ötesinde bir de, gerekli çalışmaları yapıp, bölgede turlar mı düzenlesin?
          Bolu'da "fam.trip"ler, Batı Karadeniz'de "roadshow "lar mı düzenlesin? Otellerimizi mi doldursun? Bölgeye yönelik hedef kitle ve turizm çeşidi "arge"si yaparak iç ve dış pazardaki turistlere mi pazarlasın? Ya da uluslararası turizm fuarlarında Bolu'yu temsil mi etsin? 
          Bu şehirde turizm camiası niye ortaya çıkmıyor? Geçtim kent merkezini veya proje süreçlerini, Gölcük'te yapılan yanlışa niye kimse karşı çıkmıyor? Orası bizim en önemli doğal güzelliklerimizden birisi değil mi? Eğer insanlara, Gölcük'e gelmeleri için neden bırakmazsanız, döndüklerinde tavsiye etmelerine neden olmazsanız, turistler sayesinde ekonomiye katkı sağlamazsanız, yarın bizim otellerimiz boş kalmaz mı? Boş kalırsa, oteller zaten az sayıdaki kalifiye personelini de kaybetmez mi?  Yarın bu sektöre yeni yatırımlar bekleyebilir misiniz? Elinizdeki değerlerin kıymetini bilmez ve bilmeyenlerin yaptıkları yanlışlara göz yumarsanız bu işin sonu nereye gider?
         Sevinmiştim bize bağlandı diye, teşekkürler etmiştim...
         Artık silkinme zamanıdır...
         Bir küçük hata ile neler kaybedebileceğimizin farkına varmamız gerekiyor.
         BİR ÇİVİ YÜZÜNDEN BİR NAL KAYBEDİLDİ...
         BİR NAL YÜZÜNDEN BİR AT KAYBEDİLDİ...
         BİR AT YÜZÜNDEN BİR YİĞİT KAYBEDİLDİ...
         BİR YİĞİT YÜZÜNDEN BİR SAVAŞ KAYBEDİLDİ...
         BİR SAVAŞ YÜZÜNDEN BİR ONUR KAYBEDİLDİ...
          BİR ONUR YÜZÜNDEN BİR ÜLKE KAYBEDİLDİ...
         Saygılarımla,
     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Az şey bilirsek bir şeyin doğru olduğuna emin olabiliriz, bilgi artınca şüphede artar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Bolu Oto Lastik