33 senedir Bolu halkı bu gazeteyi okuyor. Gazetemizdeki mesaj ve yorumlar, ne kadar çok okunduğumuzun KANITIDIR

Hain açılıma başkan desteği

Esra Yıldız

    25 Mart 2013

     
       İki ana kıta arasındaki bir toprak parçası.
       Bir yol.
       Asırlardır işgaller görmüş gözde bir yer;  Anadolu.
       Mümkün mü bu kadar hareketli yerde bir saflık?
       Tabii ki hayır...
       Köküne girsen, kesin her milletten birileri çıkar.
       Osmanlı'nın en başarılı paşalarında bile devşirme yok mu?
       O gün Osmanlı üst kimliğini alan gruplar, bugün Türk başlığındalar.
       Birileri; o günlerde Osmanlı kimliğinin yıkılamayacağını, Çanakkale'de anladılar.
       Osmanlı'nın o renkli görüntüsü, en zıt renkleriyle; yani müslümanıyla, gayrimüslümanıyla geçirmedi inatla düşmanı vatana.
       Tek tip elbiseyle, tek tip inançla, tek tip yürekle, tek bayrakla...
       Olsaydı aralarında bir ayrışma; ne Osmanlı kalırdı, ne de başka bir şey.
       Sonra; sonra yine emperyalistlerden bir işgal, yine mucizevî bir kurtuluş mücadelesi...
       Yine görevde Laz'ı, Çerkez'i, Kürt'ü, Yahudi'si, Ermeni'si...
       Dünya'ya örnek bir liderin tek dil, tek bayrak, tek vatan uğruna verdiği büyük mücadele.
       Formül belli; tek tip olmasa, devamlılık sakat...
       Ve bugün;
       O tek tipe duyulan büyük nefret...
       "Türk" üst kimliğinden "Türkiyeli" sulandırmasına...
       Bak; Nevruz'da Laz türkücüye bile, Lazca şarkı söyletildi Kürtlerin önünde.
       "Direniş sizin de hakkınız!" dercesine.
       Kaldırılan bayram törenleri, okulda sınıflara girmeden söylediğimiz andımız.
       Okullarda serbest kıyafet kararı bile, planın bir parçası gibi.
       Serbestlikte sıra geldi kamuya.
       Açılan kiliseler, ruhban okulları çeşitliliği, ayrışmanın derin birer izleri.
       Sarıklar, cübbeler artık sandıklardan çıkartıldı; ceketin, kasketin yerine.
       Atık dernek ismi altında birileri; mahallemdeki insanlara Türkçe değil, Osmanlıca öğretmeye başladı.
       Yine o dillerin gerçek sahiplerinin de destekleriyle.
       Türk Milli Marşı; sanki Türkiyeli bazılarının marşı oluverdi.
       Oysaki o herkesin İstiklal Marşı değil miydi?
       Hayır! Artık ayrışılmalıydı.
       Bizi asırlardır parçalayamayanların istekleri yerine gelmeliydi.
       Yeni marşlar, yeni bayraklar, çeşit çeşit kıyafetler ve bir sürü etnik diller.
       Peki; tek dil, tek bayrak, yani tek tip olmadan, tek vatan kalabilir miydi?
       Neden Fransa ve Almanya; kendi ülkelerinde Türkçe'yi, Türkçe eğitimi engellerlerdi.
       İşte birkaç gün önce, sözde çok renkliliğin en son geldiği noktayı gördüm vatanımda.
       Bizim, hepimizin Diyarbakır'ında.
       Kırmızı, yeşil ve sarı renklerin arasında; katilleri, katilleri alkışlayanları gördüm sözde kendi bayrakları altında.
       Ve hemen, demokratik hak yalanı altında, bizi bugünlere adım adım getiren siyasi görüşün ilimiz temsilcilerinden Alâeddin Yılmaz'ın birkaç gün önce dedikleri geldi aklıma.
       "Hala daha insanları ayırmaya, ayrıştırmaya çalışanlar var. Bu görüş insanlarımıza beşinci sınıf insan muamelesi yapan, zavallı bir görüştür. Onlara sadece dua etmek gerekir. Türkiye'nin çok değişik renkleri var. Bu renkleri kabul etmek lazım... Onlar da bizim insanımız. Tek tip insan modeli oluşturmak yaratılışa terstir"
       Yaratılışa ters ha!
       Tek tip, tek elbise...
       Aklıma Kâbe'yi tavaf eden ihramlı hacılar, kefene sarılmış şehitler geldi nedense.
       Yaradana "Gönderdiğin gibi sana geldik!" diye haykırırcasına.
       Yaratılışa ters olmanın tam aksine; tek tip, tek renk ve hiç ayrışmadan...
       Ve son söz Ata'mdan, 89 yıl önce;
       "Bir gün Ortadoğu'da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz Cumhuriyet'imizin yöneticileri; bu halkların değil, emperyalist güçlerin yanında yer alırsa, aynı akıbete kendileri uğrayacaktır.
        Ve Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı, onların da hakkından gelecektir..." 

     

     

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak