BolununSesi; Halkın Gazetesi

Doğu Bayazıt

Dumlu Demircioğlu

    21 Kasım 2013

           Ağrı İlimize 100 kilometre mesafede bir İlçemiz. İran devletine komşu huduttaki son İlçemiz. Nüfusunun tamamı kendilerine Kürt dedikleri ve fakat bana göre tamamen Türk oldukları bir yerleşim yeri.
          Bu İlçede 3 sene görev yaptım. Mesleğim icabı 3 senem geceli gündüzlü köylerde geçti. Yataklarında yattım. Pişirilen çorbayı aynı kaptan birlikte kaşıkladık. Yaylalarda kıl çadırlarda geceledim. Ağrı Dağı'nın tepesinden öğleyin eriyen karlı suları beraber içtik. Görevimizi yaparken çoluk-çocuk kadınlı erkekli bir arada yoğun bir şekilde çalıştık. Keyif içinde, neşe ile ve tam layıkı veçhile görev yaptık.
              Gerek insanların ve gerekse tamamen geçim kaynakları olan hayvanların sağlığı için canımızı dişimize kattık. Ve devletin görevini mahallinde tam olarak yerine getirdik.
               Gerçekten o yıllarda mahrumiyetler çoktu. Mesela, köy yolları hiç ele alınmamıştı, buna rağmen gitmediğim köy kalmamıştı. Dere tepe jiple her yere gidebiliyordum. Şunu hiç unutamam, jipin ön sağ ve arka sol tekerleğinin yere bastığı çok zorlu yollarda hizmete devam ettik.

            İlçede bir bekar evi kiralamıştım. 2 odası vardı. Odanın birinde ben yatardım. Diğer odayı köyden ortaokulda okumak için gelen 3 öğrenciye verdim. İlkokulu köylerinde okumuşlar, ortaokula Doğu Bayazıt'a gelmişler.

           Kışın sobamızda tezek (kerme) yakıyoruz. Onlar okuldan gelmeden eve gidip sobalarını yakardım ki sıcak odaya gelsinler ve ders çalışabilsinler. Böylece o çocukları 2 sene muhafaza ettim ve okuttum.

          Daha bunun gibi sayısız hizmetler ve birliktelikler.

          Peki bunun neresi, dedikleri gibi ÖTEKİLEŞTİRME. Milli ve dini bayramlarımızı hep beraber canı gönülden kutlardık. Okullarda bayrağımızı göndere çekerken avaz avaz İstiklal Marşımız'ı söylerdik. Son derece huzurlu, keyifli ve asla unutamayacağım güzel günlerimi ben Doğu Bayazıt'ta geçirdim. Şimdi bile onların hepsini özlüyorum.

          Ayrılık olamaz. Ötekileştirmeyi bile düşünemeyiz asla. Hepimiz birbirimiz için varız ve TÜRK OĞLU TÜRK'ÜZ.

          Bir elin beş parmakları gibi ayrılmaz, kuvvetli kol ve bilek sahibiyiz. Düsturumuz budur bu olmalıdır.

                                                           

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak