BolununSesi; Halkın Gazetesi

Hayaller Gerçekçi Olunca Daha Güzel...

Fırat Oktar

    20 Ocak 2014

    Hayaller Gerçekçi Olunca Daha Güzel... ("Havalimanı yapılmamalı" 1,5 yıl aradan sonra yeniden...)
    Haberimizin başlığı;  "Hayaldi Gerçek Oldu."
    İçeriğimiz; "Bolu'ya havalimanı yapılması."
    Bundan yaklaşık 1.5 yıl önceydi... Temmuz ayında Kastamonu'da yapılacak olan havalimanı üzerinden Bolu'ya neden havalimanı yapılmamasını anlattığım ve beklediğimden çok tepki aldığım bir yazı yazmıştım. Bunun yerine turizm fonu ile daha başka yatırımlara yönelmemiz gerektiğini anlatan farklı yazılar yazmıştım.
    http://www.bolununsesi.com/icerik/aramahaber.asp?id=23105
    ilginçtir ki yorumlardan bir tanesinde "günseli ayık" isimli bir okuyucumuzdan "aynı yemeği (havalimanı konusunu) 2014 yılında önümüze koyacaklar" şeklinde bir açıklama gelmişti. Öncelikle kendisine buradan tekrar teşekkür ederim. Vizyon sahibi kişiler tarafından takip ediliyor olmak son derece güzel.
    Ne menem bir durumdur ki, yıl 2014 oldu ve havalimanı konusu yine gündeme geldi. Ben daha önce ciddi bir çalışma neticesinde ilgili yazıyı kaleme almıştım. İstatistiklere, genel tabloya ve sürdürülebilirliğe baktığınızda çıkan sonuç, bu yatırımın rasyonel olmadığı şeklindeydi ve olasılıkla biraz akademik dilde anlatılmıştı.
    Bu kez daha net ve düz bir biçimde, niye çoğunluğun aksine havalimanı yapılmasın istediğimi anlatacağım.
    İlk olarak şunu bilmenizi isterim ki, Bolu'nun kötülüğünü, gelişmemesini istediğim yok. Kaldı ki yıllardır turizm sektöründe emek veren bir şahıs olarak, pek çok kişiden ziyade Bolu'da bir havalimanı benim için avantaj olacaktır.
    Amma velakin, öncelikle olması gereken, yapılması gereken onlarca iş varken, havalimanı gibi gündem oluşturacak bir başlık tabi ki kulağa çok daha çekici gelmektedir.
    Peki sizce ben, geçtiğimiz hafta bizi ziyarete gelen değerli THK (Türk Hava Kurumu) yetkililerinden daha mı iyi biliyorum da onların aksine böyle bir düşünce içerisindeyim?
    Gayet tabi ki hayır... Amacım ahkâm kesmek de değil.
    Bolu'nun ihtiyaçlarını ve güzel ülkemizdeki havalimanlarının gerçek durumunu incelediğinizde söylemeye çalıştıklarımın doğruluğunu görebileceğinizi sanıyorum. 
    Türkiye'de iç hatlar da hizmet veren havayolu şirketlerine baktığınızda, ilk göze çarpan durumlardan bir tanesi İstanbul Sabiha Gökçen, Atatürk ve Ankara Esenboğa havalimanlarının yoğun ve aktif kullanımıdır. İstatistiklere bu yazıda tek tek girmeyeceğim ancak ilgilenmek isteyen aşağıda verdiğim
    "DHMİ- Devlet Hava Meydanları İşletmesi" tarafından yayımlanan istatistiklere göz atarak ne demek istediğimi daha net anlayabilir.
    http://www.dhmi.gov.tr/istatistik.aspx
    Düz mantık düşünelim, Bolu' ya yapılan havalimanı ile İstanbul ve Ankara'dan tarifeli seferler ile yolcu (yolcu kavramı önemli) taşıyabilir misiniz?
    Hayır, taşıyamazsınız.
    Neden taşıyamazsınız?
    1) Her iki şehre de oldukça yakın mesafedesiniz.
    2) Uçakların tek bacaklarını (Bolu kalkışlı), düzenli uçuşlar gerçekleştirdiğinizde dolduramazsınız. 
    3) Fiyatların cazip olması mümkün değil.
    4) Havayolu taşımasının en önemli nedenlerinden birisi olan zaman kazandırma işini başaramazsınız.
    5) Özel olan (yani ticari olarak bu işi yapmaya çalışan) hiçbir havayolu şirketi için kazançlı bir uçuş noktası değeriniz olamaz.
    6) Sanayi kenti olmadığımızdan, günübirlik iş ziyareti oranı bakımından yeterli potansiyele sahip değiliz.
    7) Nüfus yoğunluğu ve ilçelerimizle mesafemiz bakımından avantajlı durumda değiliz.
    8) Sefer sayısının yetersizliği nedeniyle gelmek ve gitmek isteyen yolcuların takvimine uyma olasılığınız düşük olacaktır.
    9) Bu iki şehre ulaşım için, havayolu taşımacılığı en cazip yol değil. Kaldı ki yakın gelecek için, hızlı tren vb. alternatifleri göz önünde bulundurduğunuzda ihtimaller daha da azalacaktır.
    10) Diğer nedenlere bağlı olarak, doluluk oranının yetersiz olmasının yanı sıra ülkemiz havayolu firmalarının uçak filolarında, 186 koltuk üzeri Boeing ve Airbus ağırlıklı uçakların olması, yani diğer ülkelerdeki kadar küçük uçak, pırpır uçak vb. olmaması nedeniyle kârlı bir iş değildir. 

    İnanın bu sıraladığım 10 nedeni, saatlerce, günlerce düşünerek değil, hemen bir çırpıda yazdım. İlk aklıma gelenler bunlar. İstanbul ve Ankara'dan, Bolu'ya veya tam tersi güzergâhlarda bu taşımacılığı kullanmak mantıklı değil. Peki diğer şehirlere bakalım. Antalya potansiyeli 21 milyon civarı olmasına rağmen dış hat olduğundan diğer büyük şehirler Adana, İzmir ve Trabzon a bakalım.
    Bu bahsettiğim şehirlerin uçuş oranlarını araştırarak şehrimize iç hat uçuş gerçekleştirme ihtimallerini araştırdım. Fakat, asıl önemli olan Ankara ve İstanbul. Çünkü iç hatlarda uçaklar Anadolu şehirleri arası taşıma yaparken bu iki metropolü kullanırlar. Sebebi de uçakların touchdown zone ( tekerlek koyma ) noktası olarak doluluk oranını yükseltmek ve talep doğrultusunda arz oluşturabilmektir. Yani her Anadolu şehrinden gerçekleşen uçuşların ilk sefer olmasa bile ikinci, üçüncü yaptığı taksi de (uçağın yerdeki hareketi)  Esenboğa, Atatürk veya Sabiha Gökçen'de olduğunu görürsünüz.
    Bizim iç hatları kaybedeceğimiz öncelikli nokta budur.
    İzmir, Trabzon ve Adana ihtimallerine geri döndüğümüzde, Bu şehirler ile özellikle İzmir ile tarifeli uçuş ihtimalimiz daha olası görünüyor. Fakat yine aynı doluluk oranları ve Bolu'ya inecek bir uçağın hangi dolulukla kalkacağı sorusuna, uzun vadede yüksek bir yüzde verileceğini sanmıyorum. 
    Kısacası iç hatlarda tarifeli, ticari bir başarı getiren yolcu taşımacılığı çok gerçekçi görünmüyor.
    Bu arada hemen küçük bir bilgi daha vereyim. Kısa vadede Bolu'da bahsettiğim uçuşlar yapılacak. Yani iç hat yolcusu taşınacak. O gün geldiğinde derseniz ki bana; "bak hani ne oldu demek ki yapılabilirmiş" diye. Size cevabımı şimdiden vereyim. Bu cümlenizden itibaren tam 1 yıl bekleyin. Sonra tekrar bakın. Ayrıca THY (veya ona bağlı olan Anadolu Jet) den başka bir firmanın uçtuğunu gösterin ilk özrü dileyecek kişi de benim.
    Bir yolcunun uçuş gerçekleştirmesi için en iyi ihtimalle 1 saat öncesinde havalimanında olması gerekir. Check-in işlemleri, bagaj, kontroller ve uçuş süresi ile Bolu'ya örneğin Ankara'dan uçak ile gelmek için en az 2 saate ihtiyacınız var. Karayolu ile yapacağınız yolculuğa nispeten ne kadar zaman kazanabilirsiniz, bir düşünün...
    Kısa vadede ne olur; Uçuşlar yapılır. THY belki de İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Kastamonu' da olduğu gibi uçuş bile koyabilir. Fakat mesafeden dolayı haftada 7 değil de 3-4 belki 5 sefer olabilir. Sonrasında oranlar azalır. Fiyat odaklı olarak, makul gelmemeye başlar. Zorunda kaldığın için pahalı bir uçak biletini almayıp alternatif üretip otobüs, araba, araba yoksa kiralık araba vb. çözümleri üretme lüksüne sahip bir mesafede oluşumuzdan dolayı satışlar düşer. Kastamonu şu anda en düşük sınıfta 118 TL ye gidiş dönüş veriyor. Fakat sınırlı sayıda koltuk sonrası ortalama bir gidiş-dönüş fiyatı 260 TL civarında seyrediyor.
    Daha pek çok nedeni pek çok farklı biçimde bağlayıp açıklayabilirim. Ancak ikna olduysanız artık bir de madalyonun diğer yüzünden bakalım.
    Alternatiflerimiz neler:
    1) Uçaklarda yolcu değil de turist taşıyabiliriz.
    2) Küçük pırpır uçaklar kullanabiliriz. Borajet firması örneğindeki gibi 72 kişilik uçaklar ile çözüm üretebiliriz.
    3) Dış hatlarda Zonguldak örneğinde olduğu gibi veya charter (kiralanmış) taşımacılık yapabiliriz.    
    Bu bölümü açıklamadan önce belirtmem gereken bir başka konu da, vikipedi bilgisine göre (-ki doğruluğunu destekler birkaç haber daha var); Kastamonu'da Uzunyazı havalimanı yenilenme çalışmaları için harcanan miktar 110 milyon Türk Lirası, eski parayla 110 trilyon!!!
    Ve bu sadece yenileme çalışması. Biliyorsunuz önceden Kastamonu'da düğün salonu olarak kullanılan 20 yıldır atıl durumda olan bir havalimanı vardı...
    İlgili alternatifler, kesinlikle Bolu'da bir havalimanı olmasını gerektirecek en akılcı çözümlerdir.
    Ancaaaak, turizm de back-to-back denilen bir çalışma modeli vardır. Yani bir grup turist gelir onların dönüşüyle birlikte yeni bir grup gelir. Önceki gelenler döner. Sonra bu gidiş-dönüşler sezon boyunca devam eder. İlk uçak dolu gelir ve boş döner, sonraki uçaklar önce gelen turistleri taşıyacağından artık hem gidişler, hem dönüşler dolu olacaktır. Bu uçuşlar dar ve orta gövdeli uçaklar ile yapılabilir.
    Kulağa hoş geliyor değil mi?
    Hayır, değil...
    Evet, en uygun modellerden birisi budur havalimanı konusunda ama bu işi yapmak için öncelikle turizm şehri olmalısınız, altyapınızın ve hizmet sektörü tedarikçilerinizin bu hizmeti verebilmesi gereklidir. Derseniz ki "arz oluşturalım, talep gelir". Güzel evet oluşturalım da, yatırım yapıp parayı havalimanına harcadıktan sonra kalan eksikler zamanla giderilinceye dek ne yapacağız milyonlarca liralık yatırımı. Diğer yandan diyelim ki gerçekleşti bu sefer ortada 1.5 – 2 saat yakınınızda SAW (Sabiha Gökçen) gibi charter uçuşlarda çok büyük bir ihtimalle daha uygun fiyatları kullanması söz konusu olan bir havalimanı var. Turist getirebiliyorsanız, özellikle dış hatlar da bunu başarabiliyorsanız ve sadece havalimanı olmadığından gelmiyorsa bu turistler, inanın 1.5 saat mesafede hatta 1 gece de İstanbul'u ekleyerek yapacağınız paket turlar çok daha ikna edici olacaktır.
    Havalimanımız olmadığı için turist gelmediğini sanmayınız sevgili okurlar. 
    Benim beyhude çabam, "Bolu'yu geliştirmeyelim havalimanımız olmasın, ne gerek var." biz geri kalalım diye değil. Böylesine bir yatırım bütçesini hatta çok daha azını turizm yatırımı olarak kullanmak bize havalimanının katacağından onlarca kat fazla şey katar. Bunun farkındalığına ulaşabilmeyi sağlamak en azından toplum içerisinde böyle algılanabilmek. İşin bir de böyle yüzünün olduğunu anlatabilmek için yazıyorum bu satırları.
    Bu kadar dil dökmem, şehrime kötülük etmek için değil, sadece siyasi nedenlerle ön plana çıkan bazı koşulların incelenmeksizin, Bolu'ya fayda gibi görünmesine karşın, biraz daha dikkatle bakıp neye ihtiyacımız olduğunu, hedeflerin ne yönde olması gerektiği üzerine yoğunlaşmamız gerekir diye düşünüyorum. Tabi ki haksız da olabilirim bu yazımın büyük bölümü kişisel düşüncelerim. Ama yazımın başındaki gibi bir haber başlığına bakıp;
    " Vay be ! hayal gerçek oluyor, şehrimizde havaalanı olacak. Turizmciyim en çok bana yarar bu iş" diyemiyorum.
    Üzgünüm ama diyemiyorum..
    Belki de çok karamsar bir yapım var ?

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Bolu Oto Lastik