33 senedir Bolu halkı bu gazeteyi okuyor. Gazetemizdeki mesaj ve yorumlar, ne kadar çok okunduğumuzun KANITIDIR

Marka olmanın yolu farklılıktan geçer

Cumhur Bandakçıoğlu

    23 Ekim 2014

         Arzın çoğaldığı günümüz dünyasında tek başına üretim yapmak yeterli olmuyor.  Hemen her konuda korkunç bir rekabet ortamının içindeyiz. Bu ürkütücü rekabet ortamında marka olmanın ve üst düzey başarıyı yakalamanın en önemli kıstaslarında biri farklılık yaratabilmektir.   Yani iş, bir logo ve slogan bulmakla olmuyor. Yaklaşık 16- 17 yıldır tekstil sektöründe çalışan biri olarak, markalaşma konusunda da ciddi kafa yormuş birisi olarak markalaşmanın en önemli noktasının farklılık yaratabilmek olduğunun söyleyebilirim. Farklı olacaksınız. Özel bir hikâyeniz olacak.

          Eş kontenjanından kuyumculuk ve mücevher sektörünü de yakından takip ediyorum. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da gerçekleştirilen 'İstanbul Jewellery' Show fuarı birbirinden değerli mücevherlerin sergilendiği kuyumculuk sektörünün en önemli fuarlarından biri olarak bir kez daha göz kamaştırdı. Konuya biraz daha profesyonelce yaklaştığınız zaman aslında birçok ürünün ve firmanın hemen hemen birbirinin aynısı olduğunu kısa bir zaman diliminde anlayabiliyorsun. Daha basit bir indirgeme yaparsak, tıpkı Lego oyuncaklarıyla yapılan bir araba, bir gemi, bir uçak vs.'nin ilk bakışta farklılığını görmekle beraber, biraz daha incelediğinizde aslında hepsinin malzemesinin aynı olduğunu ve Lego'dan yapıldığı algısını fark etmeniz gibi. İşte bu esnada bazı firmaların ürünlerinin gerçekten faklı olduğunu da yakalayabiliyorsunuz. Bunlardan bir tanesi de çok açık ve net olarak söyleyebilirim ki sevgili dostlarımız, Meltem ve Naci Kurtulan çiftinin sahibi olduğu Kurtulan Kuyumculuk. Farklarının kısaca, Meltem Kurtulan'ın, Anadolu Toprakları'nın derin tarihinden etkilenerek hazırladığı, taklit edilemez muhteşem tasarımları, 24 ayar saf altınla birleştirerek, el yapımı olarak tüketicilere sunması olarak söyleyebiliriz. Bu bileşim, birçok ulusal ve uluslararası yarışmada birincilik ödülünün anahtarı, fuarlardan mutlu dönmenin formülünü oluşturuyor. Kurtulan standında sohbet ettiğimiz sırada karşımıza Bolu'dan bu sektörün en önemli markalarından birisi olan Fatih Yamaner kardeşim çıkıyor. Yamaner Kuyumculuk da yıllardır Kurtulan Kuyumculuk'la işbirliği içersinde. Zaten bugün Yamaner Markası'nın başarısının altında sektörü iyi tanımaları ve analiz etmeleri yatmaktadır. Gerek Kurtulan'a gerekse Yamaner'e bir kez daha başarılar diliyoruz. Son günlerde, Marka Şehir Bolu algısı yaratılmak isteniyor veya istenmekte. Daha önceleri dediğim gibi BOLU marka değeri olan bir vilayet, farklılıklarının iyi tespit edilip, bu farklılıkların kalitelerini yükseltmek gerekiyor.

          Tekstil tasarım da bir marka GÜL BOLULU..
          Yine geçtiğimiz hafta içinde, Türkiye Ev Tekstili Sanayici ve İş Adamaları Derneği ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi iş birliğiyle Yıldız Sarayı Sergi Salonu'nda, 'Anadolu'dan İstanbul'a Dokumaca Efsaneler' isimli serginin açılışındaydık. Resmi kaynaklara göre Türkiye'de dokuma sanatının 10 bin yıl önce ortaya çıktığı söylenmekte. Dokumacılık köklü bir kültür memleketimizde! 14 sanatçının 4 yıl boyunca üzerinde çalıştığı ve farklı dokumaların, Anadolu efsanelerinden esinlenerek, 3 boyutlu formatlarda sunulduğu güzel bir etkinlikle karşılaştık. Tabi Bolu'ya olan aşkımız her gittiğimiz yerde, her katıldığımız ortamda bir Bolu kokusu almayı bize görev tayin etmiş durumda. İşte serginin en ilgi çeken eseri olan Humbaba (Huvava) adlı eseri incelerken, yapanın ismini Gül Bolulu olduğunu görünce içimi bir heyecan kaplıyor. Hemen Gül Hoca'ya kendimi tanıtıp, ayaküstü bir sohbet etme imkanının yakalıyorum. Ailesinin çok eski tarihlerde (Meşhur Bolu Beyi Zamanını vurguluyor) Bolu'da yaşadığını ve daha sonra Bursa'ya göç ettiğini anlatıyor. Gül Bolulu; 1988 yılında Marmara Üniversitesi Tekstil Bölümü'nden mezun olmuş ve akademik kariyerine aynı kurumda devam etmiş. 22 kişisel olmak üzere, 56 yurt içi ve yurtdışı sergiye katılmış. Birçok yarışma da birincilikleri bulunuyor. Halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü'nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmakta. Hocamıza da başarılar diliyorum. İçimizdeki Bolu sevdası hiçbir zaman bizi yalnız bırakmıyor, ama fuarda, ama bir sergide...
     
    Fotoğraflar;
    1- Fatih Yamaner, Ben, Naci Kurtulan,
    2- Gül Bolulu ve Ben
    3- 4 – Kurtulan Tasarımları

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak