BolununSesi; Halkın Gazetesi

Beşkavakalar'dan Boğaz'ın akıntılı sularına

Cumhur Bandakçıoğlu

    1 Ağustos 2016

         Beşkavakalar'dan Boğaz'ın akıntılı sularına

         Evet, Beşkavaklar'dan Boğaz'ın akıntılı sularına ulaşmış film tadında bir hikayedir; Yılmaz Becikoğlu'nun hikayesi. Kuşkusuz ki küçük şehrin büyük hikayelerindendir. Birçok göç etmiş Karadenizli ailenin benzer yaşam döngüsünde olduğu gibi, çetin ve zorlu geçen bir çocukluğun ardından yakalanan büyük bir başarı hikayesidir, Tonya'da başlayıp Bolu'da son bulan hayat! Cüssesiyle, kulaklara kazınan ses tonuyla, özgün bir karakterdir. İflah olmaz bir Bolu aşığıdır. Birçok kişinin yaşmak için can attığı İstanbul Boğazı'nın cazibesi bile onun Bolu'ya olan aşkının önüne geçememiştir. Sahip olduğu imkanları son noktasına kadar Bolu'dan yana kullanmıştır. Servetine servet katabilecekken, Bolu için kaybetmeyi hiçe saymış gözü kara bir Karadeniz uşağıdır. Türkiye çapında gücü ve üne sahip olmuş ender Bolululardandır. Her fani gibi hataları ve günahları elbette olmuş olabilir ama benim bildiğim ve tanıdığım kadarıyla herkese el veren, herkese elinden geldiğince yardım etmeye çalışan bonkör ve iyi bir adamdır. Şüphesiz ki Bolu'da eksikliği her daim hissedilecektir. Ve de en önemlisi boğazın akıntılı sularında ses getirecek bir başka Bolulu bundan sonra kolay kolay çıkmayacaktır. Mekanın Cennet Olsun Bolu ve Boluspor Sevdalısı Sevgili Yılmaz Becikoğlu Amcam.
          
          Gözün çıksın Fakirlik!
          Ülkemiz tarihinin en zor günlerinden geçiyor. Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimini yaşadık. Bir zamanlar el üstünde tutulan Hizmet Hareketi bir numaralı sanık olarak karşımızda duruyor. Diyorum ki gözün çıksın fakirlik, gözün çıksın garibanlık ve de gözün çıksın beleş hayat sevdası. Tarihe kanla geçen bu darbe girişiminin beslendiği birinci dereceden kaynak şüphesiz ki fakirlik, garibanlık ve bu etkenlere bağlı beleş hayat sevdasıdır. Bugün çarşaf çarşaf ilan veren, meydanlarda demokrasi nöbeti tutan bir çok kişi dün sofralarda, sohbetlerde ön sıralarda yer alan riyakarlardır. Kim ne derse desin bu ülkenin insanı gücü ve güçlüyü sever! Öncelikle bu hastalığımızdan vazgeçeceğiz. Güçlüden yana değil, doğrudan yana olacağız! Geçmişte yaptığımız hatalardan ders çıkartarak yolumuza devam etmek zorundayız. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizin yaşam alanlarına saygı göstereceğiz. Birbirimize güveneceğiz! Dürüstlük ve liyakat bu ülkenin tüm kurumlarının değişmez ilkesi olmak zorundadır. Eğer birlikteliğimizi sağlayamaz ve de dünyaya gücümüzü gösteremezsek, Türkiye'nin eşiğinde yeni bir SEVR beklemektedir. Bugün itibarıyla en önemli konulardan bir tanesi de askeri birlik ve lojmanların etrafında konuşlandırılan belediyeye ait araçlarıdır. Bu araçların bir an önce kaldırılması ülkemizin güçlü imajına yönelik en önemli adımlardan bir tanesi olacaktır. 15 Temmuz'a kadar, TSK bu ülkenin dünya tarafından en ciddiye alınan kurumuydu. Bu darbe girişimini sonuçsuz kalması veya darbenin hedefindeki bir numaralı kişilerin bugün hayatta olmasının en büyük sebebi de kuşkusuz TSK'nın bu girişime top yekun katılmamasıdır. Aksi halde bazı ağabeylerimizin dedikleri gibi, 12 Eylül'den rövanşı alabilir miydik bilemiyorum! Yaşadığımız badireyi biz biliyoruz, ama dış dünya ve de batı konuyu tam olarak bizim yaşadığımız şekilde algılamıyor, ya da algılamazlıktan geliyor. Bu sebeple normalleşme sürecine bir an önce girip dünyaya mesajımız vermemiz gerekiyor. 
              Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
                                                

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak