Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

 İskenderun.. Köleler.. Atlar..

Erdoğan Mühürcüoğlu

 İskenderun.. Köleler.. Atlar..
    28 Mayıs 2022

           İSKENDERUN.. KÖLELER.. ATLAR.. 
          O'nun askerlik yaptığı, benim de bir süre bulunduğum İskenderun'u konuşuyoruz arkadaşla.. Savaş Mahallesini, Barlar Sokağı'nı, Belediye Halk Gazinosu'nu, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’ni, çay bahçelerini.. Deniz Er Eğitim Alayı'ndaki asker arkadaşlarını saymaya başlayınca o da heyecanlanıyor ben de.. Saydığı isimlerin çoğunu tanıdığımı söyleyince büsbütün coşuyor.. ''1975 yılında Deniz Er Eğitim Alayı'nda bir gruptuk biz bu arkadaşlarla'' diyor..
    * * *
          ''132 nci dönem Yedek Subay adaylarıydık.. Bizim tertipden Akpınar'lı Kör Saip vardı, Ayı Emin vardı, Erdal vardı, Yeniçağa'lı Nihat vardı, Adnan vardı, Profesör lakaplı Abdullah vardı.. Çok hoş adamlardı'' diyor.. İskenderun'a gelirken daha yolda kafayı çekmeye başlamış bunlar.. Ellerinde kocaman valizlerle önce 'Emin Otel'e gelmişler.. Valizlerle ne işiniz var sizin Emin Otel'de? ''Niye ki? dedim, ''Emin Otele valizle almıyorlar mı?''
    * * *
          Almıyorlarmış.. Zaten bunları valizlerle gören otel görevlisi de ''Kardeşlerim! demiş, ''bu otelde yatıya kalınmaz, sadece bir süre istirahat edilir..!  ''Allah allah'' dedim ''İskenderun'un neresindeymiş bu Otel? Biraz ilerisindeymiş, Soğukoluk'ta! ''Yok anasının bilmemnesi !'' demişim boş bulunup..
    * * *
          Güya bizimkiler de, ''Amanın! demişler, ''biz yanlış geldik galiba! Yanlışlıkla gelinecek yer değil ki kardeşim burası, taksi tutup geldiğin yer.. Bunlar İstanbul Roma otelinden de sabıkalı zaten.. Orada da Otel'in pencerelerinden patır patır dökülmüşlerdi ana caddeye.. ''Adem Baba'' gibi hem de, doncak.. Orada da ''Baskın'dan değil yangından kaçmışlardı güya.. Otelin katibi de rahmetli Kemal abi zaten, Karacehennem Kemal abi.. Bir dönemin en renkli simalarından..
    * * * 
            ATLAR.. 
           ''Vay anasını! dedim, millet nelere dikkat ediyor arkadaş..
    Bolu'da çekilen "Bir Avuç Toprak" filminde Ayhan Işık'ın bindiği At, rahmetli Veli Amca'nın Arap Atıydı demişim bir yazımda.. Jandarma Başçavuşu Veli Bey'in Siirt den getirdiği At demişim..  Bir hemşerim üşenmemiş bir fotoğraf gönderip ''o at, bu at mıydı? diye soruyor.. 
    * * *
          Fotoğraf Bakırcılar yokuşunun başında, Amigo Tevfik Abi'nin kahvehanesinin önünde çekilmiş.. Balıkçı Çakır'ın tezgah açtığı, Tümsübank'ın ve dik bir merdivenle çıkılan Şehir Kulübünün olduğu yerde.. Şehir Kulubünün ser verip sır vermeyen ''falanca bey orada mı? şeklindeki her soruya ''baktıralım efendim'' yanıtı veren beyaz ceketli garsonların  çalıştığı.. Yokuşun sonunda da Taşhan var zaten.. ''Bir Avuç Toprak filminin çekildiği mekan..
    * * *
           O at fotoğraftaki at mıydı, değil miydi? Bilmem mümkün değil tabi.. Ben de 8-10 yaşlarında filanım o zamanlar.. Taşhan benim gözümde de Yüzbaşı Tommiks'in Kulver Kalesi.. Avluda ben yüzbaşı Tommiks, yanımda sevgilim Suzi.. Doktor ve Konyakçı da üst katta Hamdi Genca'nın çantacı dükkanında.. Dışarda ellerinde mızraklarla ateş dansı yapan Kızılderililer.. En önde rahmetli Yorgancı Bahri Abi, yanında onun Doktor lakaplı esnaf arkadaşı.. Başında Kartal Tüyü, elinde ok ve yay.. 
    * * *
          Galiba atlarla çok haşır neşir olduğumuz yıllardı.. Orman Bölge Şefi Kadri Bey'in Kır Atı kalmış aklımda.. Uğur Lokantası sahibi Kemal Gökcesu'nun Tayfun'u.. Tayfun, ön ayaklarını havadan havadan atarak bir yürüsün, gören ''Maşallah Subhanallah'' çekiyor.. Kıbrısçıklı Satılmış dayı ile Postacı İsmail Eraktaş'ın atları da öyle.. Avukat Hüsnü Eraktaş'ın babasının..
    * * *
           Bir de Atlı postacı Kadir amca'nın atı var tabii.. Baykan yokuşundan çıkarken bir kaç kez rastladığım, durup dururken şaha kalkan, ön ayaklarını havada eşinir gibi sallayan, kişneyen, parke taşların üzerinde lâk-lâk lâk sesler çıkararak yan yan yürüyen.. 
    * * *
           Aslında bugün Tuzcu Mazhar Ağabey ve onun atından da bahsedecektik.. Oldukça geniş ve ilginç bir konu olduğu için başka bir güne bıraktık.. Babası Haşim Ustanın yanında, başlayan çıraklığı, bulaşıkçılığı olacaktı.. Ailevi sebeplerle camını çercevesini indirdiği Lokantadan ayrılması, dedesi Hancı Yunis Efendi'nin evinin altında açtığı dukkan, mali bir suçtan girdiği cezaevinde Hasan Dumanla olan koğuş arkadaşlığı.. Ve 1975 yılında Hendekte yaşanan trafik kazasıyla sona eren protest bir yaşam hikayesi.. 
    * * *
           KÖLELER..
           1699-1718 yılları arasında Bolu'nun gündelik yaşamı ve  yerli nüfusun, hangi yatırım araçlarına yöneldikleriyle ilgili bir çalışmaya rastladım bugün.. Bolu'da kölelerin varlığını ve yatırım aracı gibi görüldüklerini gösteren bir çalışmaya.. Okurken ''Vay canına! dedim.. ''Bakalım daha neler duyacak bu kulaklar..''
    * * *
           İlk rastladığım kayıt; Akpınar mahallesinden Hacı Mehmedi'ye ait.. Ondan kalan mirasta 80 kuruş değerinde 'Eyvan' adında sağır bir köle var.. Bu kişinin bıraktığı miras toplamı 400 kuruş.. Köle sağır olduğu için fiat biraz düşük tutulmuş.. Yine Koca Bey mahallesinden Ömer Çelebi'nin mirasında da 60 kuruş değerinde 'Kenan' isimli bir köle var.. 
    * * *
           Tabaklar Mahallesi'nden Hacı Mehmed Ağa'dan kalan mirasta ise143 kuruş değerinde Hüseyin ile 80 kuruş değerindeki Hasan adlı köleler görünüyor..
    * * *
           Karaçayır Mahallesi'nde ise Berber Kör Ahmed'in ellişer kuruş değerindeki Yusuf ve Davud adlı kölelerinden bahsediliyor.. Aynı mahalledeki bir başka evde de Müslim Amca var köle olarak.. Müslim Amca çok yaşlı olduğu için değeri beş kuruş olarak geçmiş kayıtlara..
    * * *
           Kasaplar Köyü'nden Hacı Mustafa efendinin Şahin, Vasıl, Şahbaz isimli köleleri ile bir de Gülistan adlı kadın kölesi var ki. erkek kölelerin toplam fiatı 120 kuruş ederken, Gülistan ise tek başına 90 kuruş.. 
    * * *
          Yine aynı köyde Mehmed Bey'in 130 kuruş değerinde Yusuf ile 50 kuruş değerinde İvaz, 90 kuruş değerinde Hüseyin ve 60 kuruş değerinde Maksud adlı köleleri ile bir de Şakire adlı kadın kölesi görünüyor kayıtlarda.. Hepsi bu kadar değil tabii, liste uzayıp gidiyor..
    * * *
           Onu konuştuk arkadaşlarla.. ''Hiç biri şehirden tasını tarağını toplayıp gitmediğine göre hepsi yerli nüfusun arasına karışıp kayboldular'' diyen oldu.. ''Belki sen, belki de ben onlardan birinin akrabasıyız' diyen.. ''Tehcir yıllarında Ermeni mahallesinde kimsesiz kalan bir kaç çocuğun durumundaki gibi.. Bazı ailelerin koruması altına alınan sonra bir daha izlerine rastlanılamayan..'' Hımmmm!! dedim.. ''Bu ihtimaller hiç aklıma gelmemişti..'' 
    * * *
            Listeye baktım da bizim mahallede tek bir köle yok nedense.. Bir kaç yerde sadece delilerimizin çokluğundan bahsedilmiş.. Sayıca diğer mahallelerin uzak ara önünde olduğumuzdan.. Olsun..  ''Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'' adlı kitabında''Delilik iyidir'' diyordu Peyami Safa.. ''Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı'' diyordu.. ''Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok !'' Geçenlerde Bolu Lisesi önünde bir fotoğrafı paylaşılmıştı Peyami Safa'nın..
    * * *
           SONUÇ..
           Neyse.. ''Bu günlük de bu kadar'' diyerek bitirelim yine.. Kendinize iyi bakın, her şeyin başı sağlık, hiç bir şeyi kendinize dert etmeyin'' diyerek.. Paraymış pulmuş bilmem neymiş.. Hepsi hava civa.. Çöpten ekmek toplayan ünlü şarkıcı örnekleri var önümüzde.. Alzheimer'in pençesinde kıvranan ünlüler.. Televizyondaki Haber Spikerine çay ikram etmeye çalışan komşum Selahattin Abi.. Bir zamanlar Münih'in altını üstüne getiriyorduk kendisiyle..
    * * *
           Afife Jale'den bahsetmiştim bir yazımda hatırlarsınız.. Aşklarından, evliliğinden ve kapalı gişe oynayan filmlerinden.. Bir de mezarlık fotoğrafı eklemiştim o yazının altına.. Yerde akıl hastanesine ait bir tabut ve tabutun başında biri çocuk 4 kişi vardı.. ''Yoldan geçen biri yardım etmese'' demiştim, ''her halde el arabasıyla getireceklerdi Afife abla'yı..''
    * * *
            Boluspor'un 1966'dan 1973'e kadar tam 7 yıl başkanlığını yapan ve şehre olağanüstü başarılar yaşatan Kamil Bilgihan.. Cenazesi 5-10 kişiyle kaldırıldı diye duyunca inanamamış birkaç kişiye daha sormuştum ''aslı var mı? diye.. Varmış..
            Erdoğan MÜHÜRCÜOĞLU.. 28. 05. 2022

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak