Tanıdık var mı?

      Tanıdık var mı?

      Yer Bolu’da bir kamu kurumu sabah saatleri iki kişi işlemleri için sıralarını  bekliyor. Bu arada sohbet ediyorlar. Biri bir diğerine  soruyor şu kurumda tanıdık var mı? Daha nüfuslu abimiz kim vardı ya derken, isim aklına geliyor ve şu vardı diyor. Filancanın oğlu orada ben ararım yardımcı olur!     

        Evet sevgili okurlar, memleketimizin bir asırlık serüveninde geldiğimiz ve bir türlü üstüne çıkamadığımız noktadır bu. Tanıdık biri var mı?

       Anayasa'nın genel eşitlik ilkesinin rafa atıldığı, hak ve hizmetlerin dağılımındaki aksaklıklardır ‘Tanıdık biri var mı’ sorusu. Ülkemizin en önemli kronik sorunlarından bir tanesidir. Gelişiminin  önündeki en önemli engellerdendir. Böyle bir soruya ihtiyaç duyulmadığı zaman bu ülke hak ettiği yere çıkacak ve birçok sorunun çözmüş olacaktır.

        Peki neden ülkem bu sarmaldan çıkamıyor. Neden bu soruyu sormaya ihtiyaç duyuyor. Neden böyle bir arayış içine giriyor. Çünkü sistem yapıcıları da dahil birçok kişi bulundukları noktaya bu şekilde geliyor, bu şekilde bir şeylere erişim sağlıyorlar. Liyakat ikinci plana atılıyor, herkes kendi sultanlığını kurma ve koruma peşine düşüyor. Dolaysıyla herkes bu yoldan medet umuyor. Eh pek de haksız  sayılmazlar! Uzun lafın kısası bu sistemin, bu zincirin kırılması gerekiyor. Bu ülkede yaşayan her vatandaşın inanması gereken şey, ülkemde   her türlü temel hak ve özgürlüklerime hiç kimsenin aracılığı olmadan zamanında ulaşabilirim olmalıdır.

      Tabi ki biz vatandaşlarında üstüne ciddi görevler düşmekte. Bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Aksi takdirde bu kısır döngü nesiller boyu devam edecek ve bizler hep bir tanıdık arama peşinde koşacağız. İşin kötü tarafı ise bu arayış her iktidar değişikliğinde farklı bir şekle giriyor olmasıdır. Bu da bizleri daha da büyük çıkmazlara ve  kişiliğimizden karakterimizden ödün vermeye itmektedir.

       Hayatın her alanında tanıdık birini aramak aslında hem öz güven eksikliği, hem de sistemsel bir bozukluğun net göstergesi oluyor ki, bu durum gelecek nesiller adına ülkemize bırakılacak en kötü mirasların başında geliyor.

      Yeni yüzyılının Türkiye’sinde  vatandaşlarının ‘Tanıdık biri var mı ‘sorusunu kafalarından sildiği hiçbir  şekilde böyle bir soruya ihtiyaç duymadığı günlere ulaşması dileğiyle.

       Cumhur Bandakçıoğlu