Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

   İKİZLERE TAKKE.. KIRMIZI ÇİZMELER..

Erdoğan Mühürcüoğlu

   İKİZLERE TAKKE.. KIRMIZI ÇİZMELER..
    5 Haziran 2023

           İKİZLERE TAKKE.. KIRMIZI ÇİZMELER..
            Hayat tesadüften ibarettir demişler.. Gerçekten de öyle.. Tesadüflerin, rastlantıların önemli bir yeri var hayatımızda.. Eğer geçen gün, yıllardır görmediğim bir arkadaşa rastlamasaydım, o da "İdris Restoran hala duruyor mu Bolu'da?" diye sormasaydı, aklıma ne Deryapaşa, ne İdris ne de yukarı çarsıdaki kimseyle konusmayan adam gelirdi.. Ara sıra "deli var, deli! diye bağıran sonra biraz daha kısık sesle ''akıllının 'mına goyum!" diye devam eden.. 
    * * *
          Yukar Çarşı'da tezgah açan kırmızı çizmeli adam da kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyeceklerden.. Tesbih, cep saati gibi antika eşyalar satan adam.. Beyaz uzun saçları, uzun sakalları ve kırmızı çizmeleri ile hatırladığım.. En çok da kırmızı çizmeleri ve müşteri toplamak için kullandığı İlginç sloganlarıyla..
    * * *
           Galiba o sloganlar sayesinde çok müşterisi vardı adamın.. Biraz da bizim antika merakımız yüzünden.. Bu antika merakı hobi olmanın ötesinde bir hastalık zaten.. Ben kendimden biliyorum, bit pazarından aldığım bir sürü eşya vardı Münih'teki evde.. Yaralı bir askerden kalma koltuk değnekleri, matara, dürbün.. Kolunda onbaşı rütbesi olan asker ceketini giyip evde savaş filmi izlemişliğim var.. Delilikse delilik.. Boynumda dürbün, başımda miğfer.. Hanım evde yokken tabii, perdeler de çekili..
    * * *
          SLOGAN..
          Slogan dedik yukarda.. Slogan çok önemli.. Pazarda limon bile satsan slogana ihtiyacın var.. Slogan bulabilmek için de hayal gücüne.. Hayal gücün olacak ki herkesten bir adım önde olabilesin.. 
    * * *
         Sığır Pazarında su, Bolu Pazarında gazoz sattık, biz de biraz anlıyoruz bu işlerden.. Rahmetli Sami Türksever'in boynuna astığı tablayla don lastiği, çorap, yaka balinası , horozlu ayna gibi şeyler satarken yanında dolaşmışlığımız var.. 
    * * *
         Acayip bir yaratıcılık alanı pazar yerleri.. Psikoloji, sosyoloji, pazarlama, ne ararsan var.. Pratik zeka neymiş, müşteri çeken slogan nasıl olurmuş, bir hikaye atlet, kilot fanila üzerinden nasıl kurulurmuş.. 
    * * *
          Başına sütyen takıp tezgahın üstüne çıkan, diğer sütyeni de elinde sallayarak İkizlere takke! diye bağıran adam mesela.. Ya da Büyük Camii'nin önünde masanın üzerine çıkardığı adamı kuru kuruya tıraş ederken jilet satmaya çalışan.. Tıraj ettiği ''gönüllü''nün gözünden yaşlar boşanırken o 'Neşeli Günler' filminin ''Atma Ziyaa !'' karakteri gibiydi.. ''Evet, abilerim ablalarım'' diyordu ''Şu elimde görmüş olduğunuz Jileti bügün reklâm fiatına ....! ''Yanlız teker teker gelin  abilerim, tezgahın önünü kapatmayın ablalarım.. 
    * * *
          İDRİS..
           Deryapaşa diyorduk.. Şerafettin Mızrak Abi ile Aykut Hitit birlikte açmışlar orayı.. İsmi de Şeref Abi'nin oğlu Derya'dan geliyormuş.. Eski bir fotoğraf var o günlere ait.. Kemal Davarcıoğlu'nun dayısı İzzet Amca var, inşaatın mimarı Oktay Tekmen var, Ergun Dalsar var, yandaki masada da sabahları mekanı açan kişi var; ismini hatırlayamadığım emekli öğretmen..
    * * *
           Orayı seçmiş olmaları, Belediye inşaatını ve çalışanları daha iyi görebildikleri içindi herhalde.. Gerçi biz de şehir ahalisi olarak inşaatın başındayız zaten.. Sadece orada değil, şehirde nereye kazma vurulsa ordayız.. Hele bir de iş makineleri çalışıyorsa inşaat alanında.. Elinde çay bardağı ile gelen esnaf, çalışmaları elleri arkasında izleyen emekli, yoldan geçerken tahta perdenin arasından kafasını sokup bakan öğrenci.. Hepimiz oradayız.. Delimiz akıllımız; hepimiz.. İnşaatın başında da Belediyeyi temsilen safari tipi ceketi, beyaz kemeri, ve üst cebinde zincire bağlı düdüğü ile zabıta Nurettin Abi, Nurettin Gülderen.. Belediye Bandosu'nun en arkadaki davulcusu..
    * * *
           Sanki kazı sırasında tarihi eser, hazine filan çıkacak ve biz anında üzerine atlayacağız.. Gerçi İnşaat alanından topladığı taşı toprağı bir çuvala doldurup İstanbul'da satmaya çalışan da olmuş o günlerde.. Bazı saf vatandaşları ''Bolu'da altın madeni buldum, çok güzel bir damara denk geldim'' diyerek kandırmaya çalışan Bolulu Osman'ın haberini paylaştım.. 
    * * *
           KEPÇE İZLE COM..
           Artık devir değişti.. Çocukluğumuzun, gençliğimizin o küçük, o sakin, o huzurlu şehri yok artık.. Herkesin birbirini tanıdığı, hangi partiyi tuttuğunu, hangi gazeteyi okuyup, hangi bakkaldan alışveriş yaptığını bildiği şehir.. Şehir büyüdükçe her şey yozlaştı.. Sevgi yozlaştı, saygı yozlaştı, güç gösterisi, görgüsüzlük tavan yaptı.. İnşaat alanlarına da pek yanaşılmıyor artık.. Allahtan ben ''Kepçe izle com.'' diye bir site keşfettim de oraya takılıyorum ara sıra.. Bu son seçimlerde çok işime yaradı mesela.. Sonuçlar gelmeye başlayınca özellikle.. 
    * * *
          SANDALYE..
           "Adam ne güzel kaplamış bisikleti" diye düşündüm fotoğrafı görünce.. Meğer komple ahşapmış o bisiklet.. Adam oturmuş tahtadan bisiklet yapmış kendine.. Çok orjinal bir çalışma.. Küf derdi yok, pas derdi yok.. Tek sorun belki tahta kurusu! Tahtakurusundan çok çekmiş biri olarak hemen o geldi aklıma.. Gece yatarken ellerimize çorap giymiş, elde terlikle sabahı etmiş bir nesil olduğumuz için herhalde.. 
    * * *
           Bir başka fotoğraf da. 26 Haziran 1959 da Karaçayır'da çekilmiş.. Ordu Silah Sergisinde.. Fotoğrafın arkasında da babamın Sabit Kalemle yazdığı o güne ait notlar..  Ara Güler. ''zamanı durdurma sanatı'' dermiş fotoğrafçılık için.. Zamanı gerçekten deklanşörüyle durdurmuş Karaçayır'daki fotoğrafı kim çektiyse..
    * * *
          Aklımdan o kadar çok şey geçti ki fotoğrafa bakarken.. Belediye Çay Bahcesi, Kır Kahvesi, Lunapark.. Zincirliler, dönme dolaplar, çarpışan arabalar.. Ve Lunaparkta oyuncakların arasında biz.. Kenar mahalle çocukları..  Alaburus saçlar 'Şekil', mandallı naylon ayakkabılar ''Marka..! (Derby)
    * * *
           Karaçayır dendi mi nedense bir de adaşım Erdoğan Samuk gelir  aklıma..''Boncuk'' lakaplı tel cambazı Erdoğan Samuk.. Onu Nükhet Duru'nun ''Cambaz'' şarkısı eşliğinde hatırlarım.. Nükhet Duru ''Cambaz tel üstünde ağlıyor'' derken özellikle.. Telin üzerinde lastikleri çıkarılmış bir bisiklete binerken, ya da  ayakları bir çuvalın içinde zıplaya zıplaya yürürken..
    * * *
          Bugünlük de bu kadar dostlarım.. Hoşça kalın, sevgiyle kalın..
          Erdoğan MÜHÜRCÜOĞLU..  05. 06. 2023

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Sincan Hurdacı