Üniversite Neden Bu Halde -4

        Rahmetli Nihat Bilgen Hoca'dan (1998-2002) sonra kim gelirse gelsin, üniversite de bir ilerleme olacağı kesindi. Hoca Üniversite'yi olduğu gibi muhafaza etmeyi seçmişti.

      Ardından rektör olan Yaşar Akbıyık, (2002-2006) kamuoyuna Mayıs 2005'te Başbakanı karşılamaması ile mal oldu maalesef. Zaten Abant İzzet Baysal Üniversite'sinin Refah-Yol hükümeti sırasında başlayan problemi vardı, belki hatırlayanlar vardır o dönem Karacasu Orüs yerleşkesi, AİBÜ'ye devredilecekken dönemin başbakanı "orada ateist yetiştiriyorlar" gibi anlamsız bir açıklama bile yapıp tesisi ihale ile satmıştı. O dönem İzzet Baysal Vakfı ile galiba yıldızları da pek barışmamıştı. Üniversite hakkında Doğu Pirinçek'in yayın organların da vs. tuhaf tuhaf, ipe sapa gelmez iddialar vs. yazılmış, ilginç bir süreçten geçilmişti.

      Neyse, Ankara'da bir merkez yöneticisi olarak görev yaparken rektör atanan YA, belki en önemli hizmeti sayılabilecek kampüs makro planını yaptırmış, kampüsün ortasından geçen ana yolu kenarlara alarak, üniversiteyi nispeten daha düzgün bir kampüse kavuşturmuştu. Belki Üniversite'ye zararlarından biri Fen-Ed. fakültesinin Edebiyat bölümlerini açmaya başlaması ile oldu. Rahmetli Naif Türetken'in Dekan'lığı zamanın da açtırmadığı Tarih, Türkçe, Psikoloji ve Sosyoloji bölümleri ardı ardına açıldı.

       Tabi ki Üniversite'nin lokomotifi olan Fen bölümlerine giden kaynak vs. azaldı. Mühendislik fakültesi kurulması Ali Hoca'nın kurucu dekan olarak gelmesi, Gıda Müh. gibi aslında önemini çoktan yitirmiş bir bölümün açılması, Teknik Eğitim Fakültesi kökenli bir kaç hoca ile Makina ve Elektronik Bölümlerinin açılması, gömleğin düğmelerinin baştan yanlış iliklenmesi ile hiç bir zaman düzeltilemeyecek olan kalite problemleri hayata geçti. dönem uzun devam ederiz, dönemin yakın şahitleri de hatırlatma yapabilir..

      imza: Kakademik