ÖZLENEN BİR BELEDİYE BAŞKANI PROFİLİ

      Bütün insanların bir tek kişi üzerinde eksiksiz mutabakata varması ve ortak kanaat oluşturması tabiatın doğası gereği elbette ki mümkün değil.
      Ancak samimiyet, sadakat ve sorumluluk anlayışı sınırı içerisinde toplumun büyük çoğunluğunun ortak isimlerde birleşmesi elbette ki mümkündür.
       Hatta bu ortak mutabakat sonucunda bile kısmi olarak insanlarda görüş ayrılıkları olabilir.
       Demek istediğim şu; Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi ZEYREK, evinde elektrik arızasını gidermek isterken elektrik akımına kapılıyor ve ağır yaralanarak hastaneye kaldırılıyor.
       Rahmetli başkanın 3 gün sonra acı haberi sevenlerine ve Manisa halkına ulaşıyor. Tüm çabalara rağmen, hayatını kaybeden 48 yaşındaki belediye başkanı için Manisa’da tören düzenleniyor.

       Birçoğumuzun bir kez dahi yazılı ve görsel medyadan ismini duymadığımız Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Zeyrek’in ölümü elbette ki başta ailesi, sevenleri, Manisa halkını ve bütün Türkiye’yi yasa boğdu.

       Başkanın ölümü ve sonrasındaki cenaze defnindeki kalabalığın nedeni sadece CHP’den seçilmiş bir belediye başkanı olmasından ziyade seçildiği Manisa’da kısa bir sürede partili partisiz Manisa halkı tarafından bu kadar sevilmesi sayılması ve kabul görmesinin bütün Türkiye’ye örnek teşkil edecek kadar anlamlı olmasıydı.
       Bu arada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ve CHP’li partililerin “ahde vefası” da gözlerden kaçmayan ve toplumun büyük kesimi tarafından taktir edilen bir davranıştı.

      Bende herkes gibi defin törenini izledim ve aklımdan geçenlerin bir kısmını sizinle de paylaşmak istedim.

                                      KEŞKE DEDİM…

       Keşke dedim her ilimizin belediye başkanları kısa süre içinde böylesi anlamlı ve adaletli bir hizmet sürecini benimseyebilseler…
       Çocukla çocuk, büyükle büyük, partili partisiz herkese aynı samimiyet ve sorumlulukla sarılabilseler…

        İsimleri nahoş hayat tarzlarıyla gündeme gelmese. Gereksiz ve içi boş polemiklerle halka adanması gereken yemin ederek başladıkları mesailerini beyhude zamana teslim etmeseler…

       Etraflarında belediye imkanlarına bakarak salyaları akan gereksiz rant baronlarının oluşmasına izin vermeseler. Onlarla ticari ve sosyal anlamda köprüler kurmasalar…

       Halka sunulması gereken kamu kaynaklarını ve belediye imkanlarını belli şahıslara, guruplara meze etmeseler…

       Anlık ve konjoktürel olarak devasa bütçelerle çizdirilen ayakları yere basmayan beyhude projeler yerine, halkın temel ihtiyaçlarını öncelik sırasına göre planlayarak halka en uygun şartlarda sunabilseler…

       Başkan olmadan önce yaşamadıkları ve yaşayamadıkları ultra lüks hayatları başkanlık makamına oturduktan sonra mirasyedi mantığı ile ;yaşamaya, dağıtmaya, satmaya ve hoyratça harcamalar yapmaya başlamasalar…
       Diye gönül ve beyin süzgecimden bir film şeridi gibi bir anda geçiriverdim.
       Ve içimden istem dışı tebessüm ederek; “NE İYİ OLURDU…” dedim.

       Hani iyi bir şey için derler ya; her eve lazım…
       Evet böyle başkanlar her ilimize lazım. 

       Bolu’ya biraz daha fazla lazım...!
       Hatta ve hatta acil lazım…

       İnsanlar aynı konuda çirkinliklere tepki verdiği kadar güzellikleri alkışlamayı da bilmeli.
       Bizim bu yazı ile yapmak istediğimizde bundan ibaret.
       O zaman halka hizmet etmeyi tartacak olan “hakkaniyet terazisi” gerçekleri tartacaktır.

             İmdat ASLAN