Caminin müezzini yok..!

Başkan Alaaddin Yılmaz pazar yerindeki tuvaletin dibine demirden eski bir konteynır yerleştirmiş. Civar esnaftan gelen tepki telefonları üzerine hemen gittim. Konteynır öyle bir konmuş ki, tuvaletten gelen kokularla namaz kılmak bir yana, neredeyse, ayağının sidiği ile tuvaletten çıkan konteynıra girip namaza duracak.

-Pazar yerine yakın camilerimiz yürüyerek 1,5- 2 dakika mesafede dururken, başkan böyle uyduruk işlerle kimlere ve neden şirin görünme ihtiyacı hissetmektedir?

Yüce dinimiz, "Temizlik imandan gelir" buyururken, namaz kılınması için uyduruk bir konteynır-kondu camiyi tuvaletin böğrüne dayamanın alemi nedir?

Namazın şartlarına göre manevi temizlik (hadesten taharet) ve maddi temizlik (necasetten taharet) kuralları böyle bir yerde nasıl yerine getirilebilir?

Böyle uyduruk-kaydırık mekanlarda Allah'ın huzurunda nasıl durulabilir?

Başkan Alaaddin Yılmaz'ın bu uyduruktan camisini, Ankara'nın meşhur Misket türküsünün sözleriyle protesto ediyorum;

Caminin müezzini yok
İçinin düzeni yok
Çok camiler gördüm,
Başkan Yılmaz'ınkiler gibi uydurukları yok!

Bu nasıl bir imar iznidir?

Üniversiteye otobüslerin kalktığı yerin hemen yanıbaşındaki inşaat yükseldikçe ortaya bir garipliktir çıkageldi. Yeni yapılmakta olan bu bina sol yan tarafından başka bir binaya yan yana sürtünür vaziyette. Yine sağ arka tarafından başka bir binaya da yapışık vaziyette. Yeni yapılan binanın yapışık olduğu binaların da yeni yapılmış olduğu gözlemlenebiliyor. Binalar arasındaki en az 3?er buçuktan 7 metre olması gereken çekme mesafelerine ne olmuş da binalar birbirine şekilsiz ve anlamsız bir şekilde yapıştırılmıştır?

İmar Müdürlüğü'nün yeni yapılan bu çarpık yapılarla ilgili bir açıklaması vardır sanırım!

Muhalefeti susturma gezisi mi?

CHP'li belediye meclis üyesi Av.Tanju Özcan ile birlikte CHP'li meclis üyelerini Emniyet'te pasaport işlemleri ile uğraşırken görünce uyandım. Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, çoğunluğu CHP'li meclis üyelerinden oluşan bir heyetin başında kardeş şehrimiz Almanya?nın Neuss kenti ile temaslarda bulunmak üzere bir haftalığına Alamanya'ya gidiyorlarmış.

-Bolu ile Almanya'nın Neuss şehri arasındaki kardeşlik durumlarını bilmem ama, Tanju Bey ile Alaaddin Başkan oralarda kardeş kardeş durabilirlerse helal olsun. İşte o zaman, ?bu gezi işe yaramıştır? derim.

Yazmadıkları için okumuyorlar!

Geçen hafta, "Yapıştırmadan önce bir okusaydınız bari" başlıklı yazımda yerel basının(!) birbirlerinden nasıl kopya çektiğini gözler önüne sermiştim. Bu hafta da "http://www.haberler.com/kimlerin-evi-var-haberi" internet adresinden kopyalandığı belli olan hatalı yazılmış bir haber, bütün Bolu(!) gazetelerinde aynı hatalarıyla yer aldı.

13 Mart'ta bu sitede yayınlanan haber, "...Tansu Çiller, Bolu Kartalkaya yakınlarındaki Gövem köyünde sahip olduğu dağ evini satışa çıkardı. Çiller 20 dönüm arazisi olan 2.5 katlı eve 1 milyon dolar istiyor..." şeklindeydi.

Gövem Köyü'nün Mudurnu yolunda olduğunu, Kartalkaya yolu ile alakasının bulunmadığını Bolu'da herkes bilir. Hele Bolu'da gazetecilik yapan insanların bunu bilmemesi mümkün değildir.

Ama Ctrl C tuşuyla kopyalayıp, Ctrl V tuşuyla yapıştırarak başka haber sitelerinden haber kopyalama ve yapıştırma şekliyle habercilik yapanlar işte böyle tongaya düşüyorlar. Yazmadıkları haberleri okumaya dahi üşendikleri için, işte böyle aptalca hatalara düşerek, foyalarını ortaya çıkarıyorlar, gülünç oluyorlar.