Vali hedef mi saptırıyor?

Geçen hafta "Müfettişlerin işgüzarlığı(!)" başlığıyla yazdığım yazıda, "Özel İdare?yi denetlemeye 3 Mülkiye Müfettişi gelmiş" şeklinde bir cümle kullanmıştım. Bu yazımda bir tek hata yaparak, yaklaşık üç aydan bu yana, Özel İdare?ye ait Küçük Kaplıca villalarında aileleriyle birlikte kalan ?Sayıştay? müfettişlerini yanlışlıkla ?Mülkiye? müfettişleri olarak yazmışım. Bu yanlışlıktan dolayı okurlarımızdan özür dilerim. Valilik bu yanlışlığımı anladığı ve bildiği halde, kamuoyunu yanlış bilgilendirme, gerçekleri çarpıtma gibi şahsımı suçlayan bir açıklama metni göndermiş. Bu yanlışlık bilindiği halde, gazetemize gelen bir tam sayfa açıklama metnini bu yüzden yayınlama gereği duymuyorum. Vali Mehmet Ali Türker?in bu küçük yanlışlığa takılıp kalmasına ve hedef saptırmaya çalışmasına da bir anlam veremiyorum.
Eğitim- Sen asli görevini unuttu Bolu'daki ilköğretim ve lise müdürlerinin tamamında rotasyona giden Milli Eğitim Müdürlüğü?nün bu icraatı, Bolu'da adeta deprem etkisi yarattı. Ayrıca Milli Eğitim Müdürü hafta içi yaptığı açıklamada başarısızlığı, öğretmen ve müfettişlerin Bolulu olmasına bağladı. Öncelikli görevi öğretmenlerin haklarını savunmak olan Eğitim- Sen ise hafta sonu düzenlediği basın toplantısında, 17 Ağustos Marmara Depremi?ni andı.
Gazeteciliği, böyle böyle öğrenecekler! Caner Güngör?ün, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olması için kendisini en çok destekleyen bir kişi olarak ve yaşça kendilerinden büyük bir ağabeyleri olarak, genç muhabir arkadaşlarıma birkaç nasihatim olacak; Gökdemirler?in depo yangını sırasında Caner ve birkaç genç muhabir arkadaşın tartaklandığı iddiaları, gerçek veya abartı olabilir. Genç arkadaşlarım şunu iyi bilmeliler ki; ?Gazetecilik, doğası gereği, vicdan sahibi insanların yapabileceği bir meslektir. Başkalarının acılarını, sıkıntılarını, dertlerini kendisine dert edinmeyen, bunlara çözüm bulmaya çalışmayan kişiler gazetecilik yapamaz.? Gökdemir Ailesi ve çalışanları, zarar boyutu 1 trilyonu aşan çok büyük bir yangını söndürmek için çırpınırken, "Biz gazeteciyiz. Her yere gireriz" edasıyla o insanların arasına dallama gibi olay yerine dalınmaz. Muhabirler, çalışanlara engel olmayacak noktalarda işini yapmaya özen göstermelidir. Haber yapmak için gittiği olaylarda, gerekli hassasiyeti göstermeyen arkadaşlarımızın başına her şey gelebilir. Bu tür olaylardan da tamamen kendileri sorumludurlar. Hatırlanacağı üzere bir sene önce polisler tarafından tartaklanan Caner Güngör?e bütün gazeteciler sahip çıkarak Emniyet Müdürü Uğur Gür?ü kınamışlardı. Caner ise, arkadaşlarının kendisine sahip çıktığını unutup, gidip Hacı Müdür?ün elini öpmüştü. Yine dayak yediği iddiası ile ortaya çıkan Caner?in doğal olarak sahipsiz kalmasına şaşırmadım. Ancak bu kez de Başkanı olduğu Bolu Gazeteciler Cemiyeti?ni kendi özel meselesine alet ederek, kimseye danışmadan kınama yayınlayan Başkan Caner Güngör?ü kınıyorum. Bu ve birçok sebepten dolayı genç arkadaşımızın başkanlık koltuğunu dolduramadığına inandığım için, kendisini başkanlıktan istifa etmeye davet ediyorum. Aksi halde bu güne kadar sırf kendisine destek vermek amacıyla bulunduğum yönetim kurulundan ben istifa edeceğim.
Yumurtacı Emniyet Amiri ! Bilindiği gibi 657 sayılı yasaya göre, devlet memurları ikinci bir iş yapamazlar. Mudurnu Emniyet Amiri Nusret Arslan?ın Mudurnu?da resmen kendi adına tavuk çiftliği çalıştırdığı belirtiliyor. -Biz bu güne kadar jandarmayı yumurtacı olarak bilirdik. Demek ki polisin de yumurtacısı oluyormuş. İlimizin Emniyet Müdürü cami yaptırma işleri ile uğraşırsa, Mudurnu Emniyet Amiri?nin de yumurta-tavuk işleri ile uğraşması çok normal!