İki mutluluk birden

   İki mutluluğu bir arada yaşıyorum... Bir tarafta sizlerle tekrar beraber olmanın, bu satırlarla karşınıza çıkmanın hazzı ve heyecanı, diğer tarafta Bolusporumuz'un sezonun ikinci yarısına güzel bir skorla başlamanın verdiği keyif...

   Oldukça kalabalık seyircinin desteği ile maça hızlı başlayan takımımız ilk ciddi atağı 7'inci dakika içinde yaparken bunu 11 ve 16'ıncı dakikalardaki sonuçsuz ataklar takip etti. Bu arada Caner Ağca'nın kaçırmış olduğu pozisyonda ise, sahadaki futbolcularımızla birlikte bizler de saç baş yolduk... Bu dakikadan sonra oyunda dengeyi kuran Giresunspor'un yapmak istediği ataklar ise savunmamızın arasında eridi gitti... Maç boyunca yüreğimizi ağzımıza getirtecek bir pozisyon yaşamamızın sebebinin savunma kurgumuzun mu, yoksa rakip takımın hücum gücünün zayıflığından mı olduğu ileriki haftalarda ortaya çıkacaktır.

   Maça kazanma isteği ve azmiyle çıkan Boluspor aradığı golü devrenin son dakikasında oluşan penaltıdan buldu. İkinci yarı ise daha rahat ve daha organize olan bir takım vardı sahada... Caner'in şık golüyle farkı ikiye çıkaran takımızda sezonun ilk devresinde de bazı maçlarda yaptıkları gibi rakibi küçümseyici tarzda fantezi hareketlere kaçmaları, özellikle kalesinde pozisyon görmeyen kalecimizin kendisine yakışmayacak şekilde vakit geçirmeye çalışması gözlere pek hoş gelmedi diyebiliriz...

   Yeni transfer Oliver'in oyuna girmesiyle orta sahadaki kontrolümüz daha da artarak rakibin hücum yapmasına izin vermeyen takımımızda sezon sonunda hedefe ulaşılacağının sinyallerini gördük...
 
   Takım olma konusunda oldukça mesafe alındığı, hataların telafisi için birbirlerine yardımın üst seviyelere çıktığı Bolusporumuz'un kalan on beş maçın sonunda Süper
Lige çıkmaması için bir neden olmaması dileği ile...

   Sağlıcakla kalın...