Erkeğin kıvırtması...!

   Böyle parti içi demokrasisi olursa; sonucunda bu millet sizi, istemeden de olsa, baş ağrısı hapı gibi içmek zorunda kalır.
   Seçeneği yok ki, sizden birini seçmek zorunda.
   Haplar da öyle kolaylıkla bu hale gelmez. Bir sürü evreden geçer, zahmet çeker.
   Hap ambalaja girip, vitrine çıkacak ya; onun için aşılacak bir sürü engel.
   Bu süreç devam ederken de, aday olmak yolunda her şey mubah.
   Yine seçim yaklaştı. Millet yine yakında ister istemez hapı yutacak.
   Hap olacaklar; ya zaten şu anda hap, ya hap olmaya hazırlanıyor, ya da daha önce yerel hap olanlardan.
   Hepsi yarış, köşe kapma içinde. Hedef;  milletin vekili olmak.
   Biliyorsunuz, ilin valisi arkasına vekilleri almasına rağmen; başkan daha ağır basıyor. Sonunda da bizim vali Bilecik'in yolunu tutuyor.
   Bu güç bazılarını korkutuyor.
   Korku da safları belli ediyor. İlkeler, dik duruşlar rafa kalkıyor.
   Daha dün fabrika açılışında içlerinden birine tehdit savuran kulüp başkan adayının yanında, bugün saflar tutuluyor.
   Parti il yönetiminden olanlar yönetici adayı listesine dâhil oluyor. Sabaha kadar delege avına çıkılıyor.
   Hedef; kulüp başkan adayının kulüp başkanı olmasını sağlamak değil, sadece birinden intikam almak.
   Ne ilke var, ne de dik duruş.
   Ne dava var, ne de dürüstlük.
   İntikamın hedefi olan belediye başkanı da çıkıyor, onlara bir sıfat takıyor.
   "Nesrin Topkapı"
   İş isimde değil, kıvırtmasında.
   Erkeğin kıvırtması da bir başka oluyor.
   Hani derler ya; erkek gibi, erkekçe, erkek sözü!   
   Erkeklik böyle bir şeyse,  bırakın yerinde kalsın.
   Ben on kez dünyaya gelecek de olsam, bırakın yine on kez kadın olarak geleyim.