Bedavaya gel

Bizim meydan.
Hani şu trafiğe açıkken çoğu kez üstünden geçtiğimiz alan.
Şimdilerde tam bir mezbelelik...
Tartışmalarında merkezi.
Yaşanılan hengâmeye şaşırmamak lazım...
Konu şaşırılmayacak kadar önemli.
Takip ediyorum, söz konusu alanın projelendirilmesi için geçmişte bir süreç yaşandı.
Önce birileri burası için projeler üretip kamuoyuna tanıttı.
Sonrasında duyduk ki Sayın Tunçok'da sessiz sedasız bir taslak hazırlamış.
Hazırlamakla kalmamış, bu tasarı için anıtlar kurulundan izin almış.
Sonra projeye eleştiriler gelince, oda çekildiğini açıkladı.
Çekilirken de kızdığını belli ederek "ben bu işten para almıyordum" demesi aslında işin püf noktasıydı.
Projeleri hazırlatan kimdi? Tabii ki belediye başkanı...
Bir zihniyet.
Öyle bir zihniyet ki;
Köprüleri, göbekli kavşakları birilerine rica ile yaptıran,
Hak edişi için ona para vermek yerine malzeme vererek taş ustası çalıştıran.
Bu önemli alanı da bu mantıkla projelendirip, ucuzca oldubittiye getirmek istiyor.
Sanki çok önemsizmiş gibi.
Oysaki bu alan ilin karakterini ortaya koyacaktır.
Yani şehrin temsiliyetini...
Öyleyse bu alan;
Alışveriş merkezi kültürü alanı gibi değil, Bolu ovası kültür alanı gibi yapılmalıdır.
Konulacak her taş için bile tekrar tekrar düşünülmelidir.
Projeye, yeniden biçimlendirilmesi düşünülen İzzet Baysal Caddesi, Tapu dairesi önü, Kadın Doğum Hastanesi, Kızılay Hamamı çevresi ve Atatürk Bulvarı 'da dâhil edilmelidir.
Eski caddelerde bulunan tüm yapı kotları teker teker alınarak çalışmalar bu yönde geliştirilmelidir.
Tüm eski yapı cepheleri, işyeri sundurma ve güneşlikleri gibi önemsizmiş gibi gözüken tüm detaylar bir bir ele alınmalıdır.
Kullanılacak tüm malzemeler önceden tespit edilerek projeye işlenmelidir.
Yani kısaca, adına yakışır bir çalışmanın altına imza atılmalıdır.
Proje işin ehline verilmelidir.
Karşılığında gerekirse para vererek, beleş değil.
Lütfen hiç değil.
Yoksa ellemeyin varsın böyle dursun.
Gözleme tarhana sattırdığınız, ama alüminyum ve metal levhalardan yaptırarak tezat görüntü verdirdiğiniz satış bürolarına,
Tarihi çarşıya çıkan gülünç yürüyen merdiven projesine,
Kültür sitesinin eteklerindeki dükkânların üstüne yapılan hilkat garibesi işyerlerine,
Eğri büğrü sözde çevre yollarına,
Yer yer kanaletlere düşen bordür görüntülerine,
Adliye ve Askeri Lojmanlar önü ve arkasında dikilen çirkin beton duvarlara benzetmeyin.
Bu alanı bilgisizliğe, görgüsüzlüğe, oldubittiye ne olur getirmeyin.