Son günlerde olup bitenleri toparlarsak

Ne tatlıdır şu iktidar olmak!
Hep suyun içinde kalmak,
Çıktığında; "sudan çıkmış balık gibi" olacağını bilerek yaşamak, davranmak,
Suda balık kalma ömrünün balık akıllıları çoğaltmakla eşdeğer olduğunu bilmek...
...
İktidarı kaybetmemek için verilen savaş amansız.
Öyle normal değil.
Tam bir "kansız iç savaş"...
Muhalefetle uğraşmak; onun yanında ne ki?
Fasa fiso!
...
Taraflar? İkisi de aslında iktidar olmuş; belki vekil, belki de mülkü amir.
Doymazlar ki; hedef ne olursa olsun, yine birbirlerini yemek,
Eskiden tutulan kinlerin peşinden koşmak...
Yemenin formülü de tam bir köşe kapmaca...
Gücü sonuna kadar kullanıp taraftar toplamak da...
...
Güçler savaşı aradakileri yıpratır, aradan çıkartır.
Bir örnek mi?
Kendi gençlik kolları baskılara dayanamayarak iflas eder.
Ben demiyorum, Gençlik Kolları Başkanı kendi söylüyor:
Bölünenler; her biri bizi kendi tarafına çekmek istiyor, artık yeterse yeter!
Parti içinde bölünenler, saflara ayrılanlar, birbirini çekemeyenler;
Demeç verip, gençlerin bu isyanlarını yine sadece gençliklerine veriyorlar.
Adam gençmiş, mertmiş, dava için çalışmış kime ne?
"Giden gider, kalan sağlar bizimdir, bizim olmalıdır!" inancı önde.
...
Böylelikle bir tarafın kalesi fethedildi ya;
Savaş ve misilleme tam gaz devam eder,
Hemen eldeki koz 18.madde devreye girer.
18. maddenin seveni var, sevmeyeni de.
Herkes "Başkan bizim gibi düşünüyor, helal olsun!" der.
Hâlbuki "İşin ucunda, parti içinden birileri çıkacak." diye dosya yine bir AKP'liye verilir.
Aba altından sopa, tam bir hesaplaşma...
"Al şu dosyayı bir incele. Kimin 18.madde uygulanacak yerlere önceden yatırım yaptığına bir bak hele."
Alıngan CHP'liler bu durum karşısında hemen atlar "Neden dosya bize verilmedi?" diye.
Hâlbuki size ne oluyor ki?
Mesele başka, sadece aile içinde...
Hesap aslında açık; yine birbirini yemede...
CHP'lilerden sadece biri bunun farkında...
Muhalefet olmasına rağmen; çıkıp "Helal sana başkan!" deyip ara gazı vermekte...
...
Vay sen misin 18.madde dosya şovunu ortaya atan?
Senin de "hastaneye hasta yatırma" şovuna hemen bir engel...
Dün hastane bahçesinde toplanan protestoculara rağmen, Dr. İka savaşını kazananlar;
Güdümdekilere hemen verir bir talimat:
Vermeyin şunun isteklerine sakın cevap, gönderdiği hastalara yatak!
...
Hani bir şarkı vardır ya;
"Seni yerler, yerler.
Seni ham yapar bu zilliler.
Sallanmadan yürü, yoksa günah bizden gider"
Aynen öyle.
Daha dün "Çerkeşli Cin Ali" hikâyeleri yazarak hatırda kalanlar;
Tuttukları safta safları daha da netleştirmiş olurlar.
Bunların düsturu ya; hep beraber "Durmak yok, yola devam!".
...
Ama bilmezler ki; iktidarın en büyük tehlikesi yine iktidar olmaktan geçer.
Genel Başkan Yardımcıları tecrübeli Arınç daha geçenlerde söylemedi mi?
"Biz birbirimize düşmezsek; üç yıl değil, yirmi üç yıl iktidar oluruz." diye.
Bu kavga sadece burada değil, her yerde var.
...
Bu ülke; bu şehir iktidardayken, birbirini yiyen partidaşları çok gördü.
Dava arkadaşı iktidar olmasın diye seçimde muhalefeti destekleyenleri,
Hatta onlara oy verenleri...
...
CHP'liler bas bas "Belediyeyi teslim alacağız!" diyor.
Böyle giderse, olacağı da o.
Öyle olursa; başarı onların değil, birbirini yiyen AKP'lilerin olacak.
Nice muhteşem Süleymanlar dava arkadaşı Pargalıların ipinden çekecek.
...
Bir zamanın ANAP'ını bir hatırlayın.
Son zaman yapılan parti içi kavgalarını, çatırdamalarını...
Son zaman genel başkanlarının başkanlık hayallerini...
Beceremeyince devletin en tepesine, kendini Cumhurbaşkanlığına atışını...
Ve sonrasını...