Has Si... Be !!!

    Başlık ne kadar da eğreti duruyor değil mi ?

    Kaba, saba, argo ve  her kelimesi kipkirli, çamura bulanmış adeta...
Lâkin, televizyon karşısında bir Süper Lig maçı seyrederken bir o kadar da hoş geliyor kimilerinin kulağına. Küfür etmezsen sende bir şey var demektir arkadaş ! Saydır saydırabildiğin kadar, kime ne ? Koy adını bunun Suni Mastürbasyon !

    Kanundur bu, yer çekimine karşı koyamıyor hiçbir varlık. Ne insan, ne hayvan ne de cisim ve tabi ki küfür... İster kendini at havaya, istersen  kedini pat düşecek aşağıya. Küfür de öyle vesselam, bir gün oluyor sana geri dönüyor.

     Ve daha on gün olmamıştı ki "Futbolcu Neden Küfreder  ?" yazısını kaleme alalı, bu kez de Volkan Demirel olayı patlak veriyor.
Stadı terk etmeli miydi ? Etmemeli miydi ? Doğru muydu ? Yanlış mıydı ? Bir sürü soru halkası sor sorabildiğin kadar...

     Herkes kendince yorumladı, suçluyu bulmaya çalıştı. Saha içinden, saha dışından, neredeyse tuvaletlerden bile canlı yayınlar yapıldı.
Kanımca Türkiye'de ilk kez, milli olsun olmasın bir maçta futbolcuya küfür ediliyordu. O kadar alışmışız ki küfre, sevindiğinde dahi bunu küfürle ifade edebilecek kadar da samimiyiz oysa...

     Bugün Süper Lig maçlarında yakın çekim yapıldığı vakit, futbolcuların dudaklarını okuduğumuzda genelde kalıplaşmış kelimecikler daha doğrusu küfürler eksik olmasa da ağızlarından, futbolcu arkadaşlar saydırıyor, dile fren yapılamıyor ve tribünler  de  boş durmuyor, bir doğru bir yanlışı götürüyor.

    Keza trafikte sinirlendiğimiz vakit öndeki araç şoförüne saydıran zihniyet, yeşil yandığı vakit arkadaki vatandaşın  küfrüne maruz kalıyor durum 1-1 oluyor küfür bir nevi geri dönüyor...

    Volkan meselesine gelince de; Türkiye'de futbol adına her şey renkler dahilinde yorumlanıyor, maalesef renklerin ortak bir dili ve tepkisi olmuyor, küfür ve şiddet tribünden eksilmiyor, ülke futbolu ilerlemiyor...

      Son söz : "Kötü söz sahibine aittir" derler. Küfürden de kaçış yoksa, küfrünüze sahip çıkın...