2021'de olursa bir şikayet, ölümden olsun…

      2021'de olursa bir şikayet, ölümden olsun…

Yıl 1983… Siyah önlüklü, minik bir ilkokul öğrencisiyim.

Dışarıda lapa lapa kar yağmaya başladı..

Öğretmenimiz, ‘bir yere not alın çocuklar 11 Kasım 1983 Bolu’ya yılın ilk karı düştü’ dedi…

O gün, bugündür ben her sene, yağan ilk karı not alırım…

Uzun olurdu memleketimin kış geceleri ve kış muhabbetleri..

Yıl 2020…

Bu yıl kar yağmadı, ne buralara, ne memleketime…Yağar gibi yaptı, geçti…

Ayağımı, yola atar atmaz araçların durduğu bir ortamdan sesleniyorum size …

Kimilerinin çok tiksindiği batıdan, kimilerinin çok özendiği Avrupa’dan…

Oysa nefret ve kinin yerine örnek alınacak yönlerinden faydalanıp kendi kültürümüzü koruyarak harmanlasaydık, ne özenir, ne de tiksinirdik belki….

Kin ve nefret insanlığı ayaklar altına aldığı sürece, öfke hiç bitmeyecek ve bundan en çok nasiplenen kadınlar, çocuklar, hayvanlar, doğa   ve dolayısı ile canlılar dünyası hiç gülmeyecek.

Bir yılı daha bitirmek, uğurlamak üzere olduğumuz şu günlerde takvimlerdeki rakamların değişmesinin hayatımıza olumlu şeyler katacağı inancı gibi bir duygu ve inanış içindeyiz. Her köşesinden astrolog fışkıran topraklarımızda ağaçlara bağlanan çul çaputlar pandemi sürecinde nar kırma ritüelleri ile sınırlı kaldı… Bütün ritüellere inat 2020 yılına damgayı BİLİM vurdu.  Ve bize sadece doktorların, sağlıkçıların, araştırmacıların çabası umut oldu.

Memleketi hep birlikte yaşanabilir hale getirmek için, yaşamayı şansa bırakmamak için, belinde silah, ağzında küfür olan dangalakları evrimleştirmek için, kadınların öldürülmemesi, çocukların istismar edilmemesi, hayvanların zulüm görmemesi, insanın insana, insan olduğu için sarıldığı  bir dünyaya erişmek için mücadele edeceğiz.

Ve biz kadınlar, bu mücadelenin başını çekeceğiz. Şiddetin olduğu yerde sesimizi duyuracağız. Haksızlıklara göz yummayacağız. Kadın ve erkek arasında bir ayrımcılık olmadığını öğreteceğiz… Bir zamanlar nüfus sayımlarında toplama, dahil bile edilmeyen kadınlara, bir çok Avrupa ülkesinden çok daha önce haklar tanıyan yüce gönüllü Atatürk’e gönül borcumuzu unutmayacağız.

Birileri, birilerinin işlerini torpille hallediyor diye; oğlunun, kızının işe girmesine vesile oldu diye kendini sadrazam sanan insanlara minnet borcu ödemeye çalışmaktan; bizi biz yapan değerlerimize gönül borcu duymayı unuttuk…

Memleket isterim, yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun.

Olursa bir şikayet, ölümden olsun… demiş Şair.

Temennim o kadar çok ki o yüzden kısaca; 2021 yılı hepimize deva olsun… Sevgilerimle…

       Filiz Sarıkaya Yılmaz