Nereden nereye?

2007?den 1919?a gazete haberlerinden bir yolculuk yapalım.

- PKK bombaları ABD yapımı çıktı. (25 Ekim 2007)

- Irak?ın bölünmesine yol açan ABD, Türkiye?yi bu bataktan çıkaracak adımlar atacak mı? Asıl soru bu ama, kime soracağız. (Serpil Yılmaz 25 Ekim 2007 Milliyet)

- PKK?nın arkasındaki güç, Talabani ve Barzani?dir. Onların da arkasındaki güç ABD?dir. (Edip Başer 27 Ekim 2007)

- Türkiye, Irak?a altı maddelik bir istek dayamış durumda. Türkiye?nin istekleri ile ilgili olarak üzerinde durulması gereken güç, bir bakıma ne Bağdat?tır ne de Talabani?siyle Barzani?siyle. Asıl güç Amerika?dadır. Adres Başkan Bush yönetimidir. (Hasan Cemal 25 Ekim 2007)

- Güneydoğu gezisinde Orgeneral rütbesinde bir komutan şöyle demişti. ?Amerika?nın helikopterlerle attığı özel malzeme (!) yanlışlıkla bizim karakollardan birinin yanına düştü. Önce bizim sandık. Ama yanlışlık olduğu söylendi. Sonunda öğrendik ki o malzeme (!) PKK?ya gitti.? Tarih 1993. Yani ABD?nin PKK?ya verdiği destek bugünün olayı değil. Devletin arşivi bu desteğin belgeleri ile dolu. (Yalçın Doğan 27 Ekim Hürriyet)

- Birinci Cihan Savaşı?ndan yeni çıkmışız. Her kafadan bir ses çıkıyor. İstanbul?da bazı enteller de bugünkü torunlarına benzer düşünce içindeler. Amerikan mandası, yani Amerika?nın himayesine girmek konusunda 19 Mayıs 1919?da Samsun?a çıkan Atatürk, arkadaşı Ali Fuat Paşa?ya yazdığı mektupta şöyle diyor: ?Ahmaklar! Amerikan mandası, İngiliz koruyuculu-ğuna bırakmakla ülke kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını sağlamak için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk bağımsızlığını feda ediyorlar. Oh ne ala! Mücadele yerine mandayı kabul edeceğiz. Ve rahata kavuşacağız. Bu ne gaflet. Ne körlük ve ne budalalık; öyle bir manda istenecek ve verilecekmiş ki bu manda, egemenlik haklarımıza, dışarıda temsil hakkımıza, kültür bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze dokunmayacak-mış; buna öylesine, Amerikalılar değil çocuklar bile güler. Amerikalılar ken-dilerine çıkar sağlamayan böyle bir mandayı neden kabul etsinler. Ameri-kalılar bizim karagözümüze mi aşıklar? Hayır. Bu ne hayal ve aymazlıktır?? Şimdi bugüne bakıp, Atatürk olsaydı diye düşünenlere Atatürk?ün öngörülerini öneririz. (Hasan Pulur 10 kasım 2007)

2007?den geriye 1919?a kısa bir yolculuk yaptık. Ne dersiniz? Bu durumda kaçırılıp bırakılan 8 askerin yaşadığına sevinemeyen Bakanın; aynaya bakıp, esir alınan askerlere değil de, Amerika?ya, Bush?a kafa tutması gerekmez mi? 5 Kasım buluşmasında dağın fare doğurmasına kafa tutması gerekmez mi? Gerekir. Ama mandacılarda nerde o yürek. Çünkü onlar, askerler hakkında köstebekmiş, ajanmış gibi spekülasyon yapılmasına sebep olacak kadar sarhoşturlar. İktidar sarhoşudurlar. Ve her zaman bu sarhoşluğu yeğlerler.

Mandacılar yolunuz açık olsun! Ama nereye kadar? İyi düşünün!

Daha endişesiz ve mutlu ve adaletli ve bağımsız günler bizlerle olsun.