Anıt Park... Hükümet Meydanı...

   Bolu Belediyesi tarafından bugünlerde Anıt Park'ta bir çalışma yapılıyor.

Bu alanda en eski düzenleme çalışmaları, Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar gider. Burada ilk olarak bir "Cumhuriyet Parkı" yapılması düşünülmüş ve plânı çizilmiştir. Daha sonraları içinde Atatürk'ün Heykeli de bulunan daha muntazam bir proje hayata geçirilmiş,zaman içinde birçok değişiklikler yapılarak günümüze kadar gelinmiştir. Meselâ, Anıt Park'taki eski "Mahvel'i" kaçımız hatırlar?..

Sonuç olarak;

Bugün için bu alan, ne güzel bir "park" hüviyetindedir. Ne de bir "meydan" hüviyetindedir.

Bolu'nun "göz bebeği" olan bu mevkide çok güzel bir projeye ihtiyaç vardır.

Esasında park başka bir şeydir... Meydan ise bambaşka bir şeydir...

Meydanlar bir şehre "nefes aldıran" alanlardır. Meydan sözü aslında "açıklık, boş alan" anlamına geliyorsa da bu kelime "kent meydanı" haline dönüşünce önemli bir işlev yüklenir.

Bugün dünyada birçok kent, meydanları ile de anılırlar. Meselâ, Moskova'da  "Kızıl Meydan", Londra'da  "Trafalgar" meydanları gibi...

Meydan kültürü bizde pek gelişmemiştir. Ülkemizde tüm şehirlerde bir meydan sorunu vardır.

Biz nedense şehir içinde böyle geniş, açık alanları pek de sevmeyiz... Aklımızda hep; "Burayı değerlendirmek lâzım kardeşim!" cümlesi asılı durur. Onun için de boş alanları biran evvel binalarla doldurup "ticari mekâna" dönüştürmeye gayret ederiz.Yerel yönetimlerin imar planlarını yaparken aklına zaten meydan falan hiç gelmez!..

Halbuki, Batıda kent meydanları çok mühimdir ve "eski özelliklerini" aynen korurlar. Şehrin en önemli tarihi eserleri meydanın çevresindedir. Bu meydanlar kentin adeta kalbidirler. Güzel binalarıyla, heykelleriyle de o kentin turistik alanları haline gelmişlerdir. Sessizlik, sükûnet hakimdir buralarda...

Bir kentte yeterli sayıda meydan olması da çok önemlidir. İyi düzenlenmiş meydanların o kentte yaşayanların ruh hali üzerinde de olumlu etkisi vardır. Kentin kaosundan, gürültüsünden, kalabalığından kaçan insanlar şehir içinde ki "en yakın" yer olan bu alanlara giderler.

Kentliler mitinglerle, yürüyüşlerle, çeşitli gösterilerle kendilerini buralarda rahatça ifade ederler. Bu da "demokrasi kültürünün" gelişmesine yardım eder.

Evet!.. Türkiye'de birçok şehir gibi, Bolu'da "meydansız" bir şehirdir!..

Şehrimizde ne Belediye Meydanı gerçek anlamda bir meydandır... Ne de sonradan "uydurduğumuz" ismiyle Kardelen Meydanı... Ki buranın esas adı "Hükümet Meydanı" dır. Ya da "Vilâyet Meydanı"dır. Ve de böyle kalmalıdır!..

Sözün Özü...

Bolu turizm, turizm diyorsa şehirde çok güzel meydanlar, parklar, yollar, kaldırımlar vs.vs. yapmak zorundadır.

Anıt Park/Hükümet Meydanı projesi de bu bakımdan bir "prestij projesi" olarak düşünülmeli, masraftan falan kaçınılmamalıdır.

Proje deyince şunu da sormam lâzım...

70-80 yıl önceki Anıt Park planlarını eski kitaplarda görebiliyoruz ama bugün burada neler yapılacağını bilmiyoruz? Böyle bir şey olabilir mi?...

Evet! Bu alanda "nasıl bir proje" gerçekleştirilecektir?...

Mimarlar Odası'nın eski projesi esas alınıyorsa, o projede bazı yanlışlar olduğu söylenmektedir.

Netice-i kelâm...

Kentin bir sakini olarak "projenin son halini" şahsen görmek isterim.

Eğer, ortada proje falan da yoksa; "Vah! Garip Boluma" diye Belediye Meydanı'nda ünnerim!...

*    *    *