BolununSesi; Halkın Gazetesi

D-100 Üst Geçidi ve Ergonomiden bihaber olmak!..

M. Nevzat Özdemir

    19 Mayıs 2011


          Eski ismiyle E-5 şimdiki ismiyle D-100 karayolu Bolu'yu tam ortadan ikiye bölen bir yol oldu. Bu yolun kuzeyinde ve güneyinde birbirine yakın sayıda bir nüfus var. Şehrimizin büyümesiyle D-100 artık Bolu'nun bir kent içi ana arteri haline de geldi.Yaya ve taşıt trafiği yoğunluğu günden güne artıyor. Dolayısıyla sorunlar çoğalıyor. Konu alt ve üst geçitlerle çözülmeye çalışılıyor. Malûm, bu geçit konuları Bolu'da vaktiyle büyük tartışmalara da yol açmıştı.
          Geçenlerde yerel televizyonumuzda yine bir geçit tartışmasına rastladım. Eski tekel binasının karşısında Karayolları'nın yaptığı üst geçidin bir protestosu idi bu... Vatandaşlarımız burayı rahat kullanamadıklarından şikayet ediyorlardı.
          Bana göre yaya üst geçitleri hem görüntü hem de kullanım zorluğu açısından "berbat mimari yapılardır"! Hele de böyle bir ana arterde... Yetkili olsaydım D-100 de tek bir yaya üst geçidi yaptırtmazdım.Çözüm yaya alt geçididir.
          Dün işte bu üst geçidi yakından görmeye gittim. Çıktım, indim.Yaşlı veya engelli insanın, meselâ çocuk arabası ile geçmek isteyen bir bayanın burayı kullanması gerçekten çok zor... Kışın ölüme sebebiyet verecek düşme kazalarına da açık.. Velhasıl, hiç "ergonomik" değil...
          Peki, nedir bu ergonomi?
          Ergonomi, insan ile kendinin yarattığı/oluşturduğu eşya, makine ve yapay çevre arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim disiplini ya da yapılan işin insana uyumunu inceleyen bir bilim dalı olarak tarif ediliyor.
          Bunun önemi nedir derseniz...
          Yaşanan mekânların yaratılması "ergonomik ölçütlerle" olursa insanın rahatı, refahı dolayısıyla performansı artıyor..
          Ergonomik ölçütler denenmiş, kanıtlanmış, bilimsel standartlardır. Meselâ, evimizde, ofisimizde kullandığımız her türlü eşyanın insan fizyolojisine, psikolojisine uygun bir standartta yapılması gibi... Bunun için "ergonomik tasarım" diye bir kavram da ortaya çıkmıştır.
          Bir de "kent ergonomisi" vardır.
          Bu da kentte "ortak kullanıma açılmış" parkların ve buradaki materyallerin, hizmet binalarının, tuvaletlerin, kent içi merdivenlerin, kaldırımların, alt ve üst geçitlerin, vb. her şeyin "ergonomik disiplin" içinde düşünülmesidir. Yapılacak işlerin bu disiplinle "insana uygun" olarak dizayn edilmesidir.
          İşte, böyle hareket edilirse şikâyetler azalır.
          Çünkü bu disiplini almış bir mühendis, bir yerel yönetim sorumlusu daha dikkatli olur.
          Meselâ...
          25-30cm. Yüksekliğinde kaldırım yaptırtmaz.! ( Bolu'da çoğu yerde böyle..! Üşenmedim ölçtüm! ) ( *Bunun ergonomik ölçüsü 12-15cm.dir!)
          Bir yağmurda yollarda gölcükler oluşmaz. ( Yolun bir "eğim standardı" vardır!)
          Daha neler, neler sayabilirim.
          D-100 üst geçidi de bunlardan sadece biridir!.
          Sözün Özü dostlar..
          Hatalı birçok "kentsel tasarımının" sebebi bellidir;
        "Ergonomiden bihaber olmak!.."

     

     

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak