Yavaş yavaş ölmek

      Başlığın biraz garip kaçtığının farkındayım, ancak yazacağım konuyu çok iyi tanımladığı için ondan vaz geçemedim.
*****
     Etrafımız bir sürü ölüm saçan, ancak aniden öldürmeyip süründüren, acısı ileri yıllarda ortaya çıkan ölüm makineleriyle çevrilmiş durumda. Bu nedir diye merak ediyorsunuz biliyorum ama siz aslında biliyorsunuz ne olduklarını; onlar hemen yanı başınızda.
*****
    Herkes Bolu'daki yolların bozuk olduğundan şikayet ederken ben de onların üstüne yollarda tozun toprağın eksik olmadığını eklemek istiyorum. Hafif göbeğiniz çıktı, artık doktor size bol bol yürüyüş yapın tavsiyesinde bulundu ve siz evinizin civarında, mahallenizde yürüyüş yapmaya başladınız. İşte bu durumda hayatınızın hatasını yapıyorsunuz. Neden mi? Çünkü spor yaptığınız anda nefes alıp vermeniz hızlanarak aldığınız hava miktarı da artacak. Bu da etraftaki tozu, toprağı ve aşırı denetimsiz salınan araba egzoz gazlarını daha fazla ciğerlerinize çekmenize sebep olacak. Dediğim gibi bu durum yıllar sonra kendini alerji veya Allah göstermesin kötü bir hastalık olarak kendini gösterecek.
*****
    Bildiğiniz veya unuttuğunuz gibi (çünkü saat kuleleriyle gizlendi) şehrimizin bazı yerlerinde, oturduğumuz evlerin çatılarında ve hatta ibadet ettiğimiz camilerde bile baz istasyonları var (bu arada çatısında baz istasyonu olan kilise göreniniz var mı?). Baz istasyonları yüksek frekansla elektromanyetik dalgalar (900-1800 MHz) yayıyorlar. Aslında cebimizde taşıdığımız cep telefonu bile büyük tehlike. Evinizde  kullandığınız mikrodalga fırın yemeği pişirmek için 2,5 GHz frekanslı elektromanyetik dalga yayar. Bu elektromanyetik dalga önüne gelen moleküllerin birbiriyle sürtünerek ısınmasına, aşırı verilirse de yanmasına neden olur. Cep telefonu frekansı da mikro dalga fırın gibi tehlikeli bölgededir. Vücudunuzdaki moleküller (mikro dalga fırındaki gibi olmasa da) yüksek frekanslı elektromanyetik dalga altında hızla birbiriyle sürtünürler. Sonuç, şimdi olmasa bile acısı yıllar sonra , 'Allah'ın Takdiri” olarak, ortaya çıkar.
*****
      Türkiye'de 20 tane katı yakıtlı termik elektrik santrali var. Bunlara bir de Göynük termik santrali eklenecek. Düşünün kömür yakan bir apartmanın bacasını ki santral bacasından binlerce apartman bacasının saldığı dumanlar yükselecek. Milyonlarca ton kömür yakılacak bu santralde. Ne kadar filtre takılsa da toz büyüklüğündeki kömür parçacıkları bacadan çıkarak rüzgarlarla taşınıp ciğerlerimize doluşacak.  Muğla Yatağan termik santrallerinin çevreye verdiği zararı duymayanınız yoktur.
*****
     Yaşadığımız çevre ne yazık ki anlattığım tehlikelerle dolu. Bunlar gözle görünmez ama biz zannediyoruz ki görünmeyen zararsızdır.
       Artık kendimiz için endişelenmeyi bıraktık, çocuklarımız ve yakınlarımız için endişeleniyoruz. Kendinizi koruyun diyeceğim ama gidecek hiç bir yerimiz yok...

                                                                  Salvador Dali