BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Evler.. Kalaycı.. ve Haydar..

Erdoğan Mühürcüoğlu

    8 Aralık 2014

            Evler.. Kalaycı.. ve Haydar..

            İki fotoğraf çek deseler bana; İnsanları ve yaşamı anlatan iki fotoğraf; gider Mürtezaoğlu sokağın sonundaki üç katlı ahşap evi çekerdim, Boyacı Fatma Nine'nin evini.. Sonra biraz daha geride Raşit Çavuşlar'ınkini... Karaçayır'daki Tüccarların Leylekli evini de İsmail Kemal Caddesi'nin başındaki taş evi de çekerdim şüphesiz.. İçinde Sırrı Bey'in 'Dertleri zevk edindim' şarkısını yazdığı, altından Muallim Rıfat Efendi'nin bahçesine geçen tünel olduğu söylenen evin de tabii..

    ***

           Evler; çok şey anlatır aslında.. Ergin sokağın başında Raşit Çavuş'un evi gibi.. Ahşap, bahçeli ve hüzünlü.. Kim bilir kimler yaşadı, kimler bekledi pencerelerin ardında? Hangi hayallere dalındı? Kavgalar, mutluluklar, ölümler, doğumlar.. Bazı film kareleri silinmez ya hafızalardan 1963'te Tabaklar Mahallesi'nde çıkan büyük bir yangın var. 7-8 kadar evin yanıp kül olduğu büyük yangın.. Ve bu yangından bir sürü kişiyi sırtlayıp çıkartan cesur yürek bir adam; Abaza Kudret.. İtfaiyecilerin bile girmekten çekindiği evlere dalan, bir sürü kişiyle birlikte o devrin en kıymetli eşyası sayılan dört tane buzdolabını sırtlayıp çıkartan kişi.. Geçen gün o yangın gecesini anlatmıştı Lütfi Erkan Gökçe Bey..

    ***

          İlk defa akıl hastası Şevket Baba'yı çatıdan indirmeye geldiğinde görmüştük1944 model İtfaiye aracını.. Aracın merdiveni kısa gelince, polisler taşa tutarak indirebilmişti Şevket Baba'yı çatıdan.. Yıllar sonra Babaannem hasta oğlunu ziyarete gittiğinde Bakırköy'de 'Tımarhane' de rastlamış ona.. Yağmur altında ve başında bir kaç hastabakıcı.. Ayakkabılarının üstüne naylon poşet geçirip sıkıca bağlamış bir iple.. Sapı paket lastiğiyle tutturulmuş gözlük gözünde.. 'Merhaba Şevket' diyesi gelmiş; nöbet geçirdiğini anlayınca vazgeçmiş.. Şevket'in yağmur altındaki halini kolunun tersiyle sildiği gözyaşlarıyla anlatırdı rahmetli.. 'Hayat hiç bir yanlışı düzeltmiyor' derdi.. 'En dipteysen düşemezsin' en dipteymiş onlar, öyle derdi..

    ***

          Bu konuyla ilgilenirken başka bir Bolulu'ya denk geldim, İstanbul'da durup dururken deliren Bolu'lu Kalaycı var, O'na.. Tam onu paylaşacam arkadaşım 'boş ver' diyor.. 'Haber değeri yok onun'.. Nası yani? dedim.. ohooo! diyor 'biz her yerde varız be bilader, Bakırköy'de Bolulu aşçının azgın deliye saldırıp bıçakladığını kendin yazdın.. Deli'nin Bolulu'nun elinden kurtulmak için düz duvarlara tırmandığını da hatta.. 'Benden bile şüpheleniyormuş.. Bir kere şaka yollu 'kolumu ısırınca kol saati oluyor, duvarı ısırsam duvar saati olur mu? demişim, o günden beri beni izliyormuş.. O haberi yine de paylaşıyorum..

    ***

           'Cumhuriyet, VUKUAT Dün birdenbîre deliren kalaycı Mecnun adam etrafa saldırmış ve bir kadını yaralamıştır. Kadıköyü'nde Söğütlü Çeşme Caddesi'nde (197) numaralı dükkânda Kalaycı Bolulu Hüseyin Mehmet, dün saat 15'te dükkânda oturmakta iken birdenbire çıldırmış ve etrafa saldırmağa; cadde ve sokaklarda bağıra bağıra dolaşıp geçenlere hücum etmeğe başlamıştır. Deliren adam, Yeldeğirmeni'nde Rüstem sokağında 37 numaralı evde oturan Şaziye Hanım'ın başına da büyükçe bir tencire kapağı atmış ve başından ağır surette yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Hüseyin Mehmet yakalanarak Tıbbi Adli'ye sevkedilmistir.'

    ***

          Laf delilerden açıldı ya; Kanuni Sultan Süleyman şehzadelik döneminde Bolu Valisi olarak görev yapmış, onu da anlatıyor arkadaşım.. Onlardan bulaşmış bize bu illet.. İnanılacak gibi değil, koskoca Kanuni Sultan Süleyman Bolu Valisi.. 'Düşünsene' diyor; 'Hükümet konağındasın, Vali'nin kapısını tıklatıyorsun, içerden Kanuni Sultan Süleyman 'geeeell ! diye sesleniyor.. Çekinerek süzülüyorsun içeri, bir bakıyorsun içerde Karaçayır Muhtarı Bedir Abla var.. Çay içiyor Kanuni ile.. 'Bak beni gızduma Sülüman! diyor 'Bu sene mahya'da atlı garıncaya binecüz' Sadece Kanuni değil, bir de Osmanlı Devleti'nin kurucularından Çelebi Mehmet var.. O da Ankara Savaşı sonrası Timur'un teröründen kaçıp uzunca bir süre Bolu'da Kızık Yaylası'nda saklanmış..'

    ***

          Bir bakarsın güneş çıkıverir" derdin ya, çıkmadı bi türlü.. Bekliyoruz bakalım.. Uğur Mumcu'daki Ihlamurun altında.. İlhami de Ihlamurun farkında, Mehmet Abi de Ihlamurun farkında.. Görmeyeli nasıl da değişmiş şehir.. İsimleri değişen sokaklar bile var.. Birinde de bizim biraderin ismi.. İyi oldu, Ahmet'e de denk geldik.. 'Nasıl bilirdiniz? diye sordu hoca.. Nasıl bilecez Ahmet'i? Akşamları iki tek atardı diyecek halimiz yok.. 'İyi bilirdik! dedik.. Hakkınızı helal ettiniz mi? diye sordu üç kere.. 'Ettik! dedik, bi sıkıntı yok o konuda..

    **

          Geçen hafta Akçakoca'dan falan bahsettik 'Haydar Reis'den falan.. Yazmadan önce bir de arkadaşıma sorsaymışım.. 'Bize de bi sor mübarek' diyor 'belki bir katkımız olur.. 'Haydar Reis ile Rahmetli Müzisyen Cengiz Eroğlu, Büyük Cami tadilat nedeniyle etrafı ve minareleri iskele kaplıyken, gece yarısından sonra gizlice minareye çıkmışlar. Manzara güzel, Bolu kanatlarının altında.. Amaçları Bolu'nun üzerine güneşin doğuşunu seyretmekmiş. Fakat o yıllarda asayiş sorunu var memlekette; asayiş berkemal' değil.. 'Komünistler camiye bomba koyuyor' ihbarı alan polis megafonu kapmış gelmiş caminin önüne.. Polislerin 'etrafınız sarıldı, teslim olun! anonslarına 'gelirseniz aşağıya atlarız! karşılığı gelmiş caminin şerefesinden.. Olaydan sonra içlerinden biri; 'Lan, Karakol'da Haydar'a fiske vurmayalla, mani beni dövüyalla' diyormuş 'en sonunda dayanamadım, la ne vuruyan bee! dedim, adam intahar edeciydi ben gurtarmak için çıkdım oraya..'

    ***

           Tamam mı? dedim, kapatıyorum yazıyı? bugün çok geç kaldık, 'Dur! dedi 'Haydar Reisin bir de Akçakoca'da gitar çalarken sahnede kaybolması olayı var, sahnede kaybolunca seyircilerin 'gitarcı sahneden düştü' diye orkestrayı uyarması.. Onu da ekleyiver bari.. Bir de 'Üniversite sınavlarında aldığın puanla anca Tuna kahvesine girebildin' demişim 'onu demiyecektin bana! diyor..

    Hoşça kalın..

                                                     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı